İki TIR dolusu Ergenekon dosyası

Berkin’i uğurladık

Türkiye yasta, sözün bittiği yerdeyiz.
Duygularımıza Aziz Nesin’in bu dizeleri tercüman olabilir belki:
Öyle bir ölsem/Öyle bir ölsem çocuklar/Size hiç ölüm kalmasa.

Özel Yetkili Mahke- melerin kapatılması ve tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından, Ergenekon davasındaki tahliyeler dalga dalga devam ediyor. Tıpkı yedi yıl önceki operasyon süreci gibi. O zaman da tutuklamalar dalga dalga gelmiş, yıllar süren esaretin ardından da 5 Ağustos 2013 tarihli karar duruşmasında müebbet hapis cezaları yağmıştı. O duruşmayı anımsıyorum da topu topu üç saat sürmüş, avukatlar dahil hiç kimseye söz hakkı verilmemişti. O gün, tahliyesinden beş gün sonra ölen Kuddusi Okkır'ın eşi hakkında bile "Kocama verilen ölüm cezasını unuttunuz" dediği gerekçesiyle işlem yapılmıştı. Bugün ise o mahkemenin heyeti hakkında yetki gaspı suçlaması ve gerekçeli kararı yazmadıkları gerekçesiyle HSYK tarafından başlatılan bir inceleme var. Soruşturma durumunda da görevden alınmaları söz konusu. Mahkemenin yanlı tutumunun artık deşifre olduğunu belirten avukat Celal Ülgen de yakında Ergenekon davasından tutuklu kimsenin kalmayacağını söylüyor. Ülgen'in seçim sonrasında bazı hakim ve savcıların çete suçlamasıyla tutuklanacağına yönelik iddiaları da var... Nereden nereye?..
Peki, bu gelişmelere bakıp "Ergenekon davası çöktü" ya da "Artık ömürlerden çalınan sürelerle ilgili hak arama vakti" diyebilir miyiz? Bu sorulara "Henüz değil" yanıtı veren davayla bütünleşen avukatlardan Hüseyin Ersöz, şöyle diyor:
"Yargılamanın çökmesi diye bir şey yok. Uzun zamandır insanların özgürlükleri açısından bir mağduriyet vardı. Bu da tarafsız ve bağımsız yargılama yapmadığını düşündüğümüz bir mahkeme tarafından reva görülüyordu. İlk adım olarak bu özgürlüklerin tarafsız mahkemeler tarafından iadesi gerçekleşti. Bundan sonraki aşama artık gerekçeli kararın yazılması dosyanın Yargıtay'a gitmesi..."
Bu sürecin de uzun ve zorlu geçeceğini belirten Ersöz, devam ediyor:
"Sadece gerekçeli karar değil, davayla ilgili iki TIR dolusu binlerce klasör, duruşma tutanakları, insanların evlerinden alınan dökümanlar da Ankara'ya gidecek. Bunlar tetkik hakimleri tarafından incelenip rapor tutulacak. Gerekçeli karara karşı avukatlar savunma yapacak. Çok hızlı süreceğini varsaysak bir yılı bulur. Bozma kararı verilmesi halinde yapılacak yeniden yargılama ise en az 10 yıl sürer."
Bu ne demek?.. Yaşamından çalınan yıllarla ilgili ancak 2023'te hesap sorabilirsin. Onun da yasadaki karşılığı ne? Üç ya da bilemedin beş bin lira... Tabii ömrün yeterse...

AOÇ ne olacak

Atatürk Orman Çiftliği'nde yapımı devam eden Başbakanlık binası inşaatı için "Tarihi SİT Alanı"nda olduğu gerekçesiyle Ankara 11. İdare Mahkemesi'nce verilen iptal kararı var. Ancak çalışmalar tam gaz sürüyor. Buna dayanak gösterilen ise Yüksek Koruma Kurulu'nun mahkeme kararından hemen sonra yayınlanan ve kamu binaları yapımının önünü açan yeni ilke kararı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası şimdi bu konuyu da mahkemeye taşıdı. Oda Başkanı Baran Bozoğlu, "Mahkemenin kararı mı yoksa yüksek kurulunun kararı mı geçerli göreceğiz" diyor.

Köyde sandık protestosu

2011 yılındaki depremin ardından düşen nüfusu nedeniyle köye dönüştürülen Kütahya Simav Kuşu Kasabası sakinleri tepkilerini sandıkta gösterecek. 2012 ve 2013 yıllarında nüfuslarının 2000'in üzerinde olduğunu iddia eden ve "Kuşu köy olmasın" platformu olarak mağduriyetlerine çare bulamadıklarına inanan vatandaşlar, 30 Mart'ta sandığa gitmeyerek muhtar ve belediye meclisi üyelerini seçmeyecek. Davanın takipçisi Avukat Hüseyin Çetin, "Deprem korkusuyla gidenlerin geri döndüğünü, şu andaki nüfusun 2 bin 200 olduğunu" söylüyor.

Kırmızı hat

Ülkemizin geleceğine olumlu katkılar sunan bilinçli, üretken, mutlu ve geleceğe umutla bakan gençlerin eğitim görmekte olduğu bir okuluz. 2013-2014 eğitim öğretim yılında faaliyete başladık. Eksiklerimiz var ama en önemlisi; kitap... Yardımcı olmanızı bekliyoruz. Ahmet Çalışkan Atakum Anadolu Lisesi Müdürü 0362 459 03 16