Meclis’te yumruğun yasası yok

HSYK teklifi görüşmelerindeki yumruklar bizi 13 yıl öncesine, 30 Ocak 2001’e götürdü. O gün de Meclis’te kavga çıkmış, iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında yumruklar konuşmuştu. Aldığı darbelerle de kalp krizi geçiren DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu yaşamını yitirmişti. Neyseki bu kez böyle bir son olmadı. Ama bu olmayacak anlamına gelmez, gelmemeli. Çünkü gidişat hoş değil... O nedenle acilen Meclis’teki tansiyonu düşürmek, tekme ve yumrukların önüne geçmek şart. İyi de bu nasıl olacak? Ya da son olayda olduğu gibi sadece “kınama” cezalarıyla yumruğu engellemek mümkün mü? Bu soruların yanıtını TBMM eski başkanlarından Hüsamettin Cindoruk veriyor:
“Değil zira; bugünkü iç tüzükte ‘kınama’ ve ‘birkaç celselik ihraç’ dışında yaptırım yok. Kınama,’Yaptığın ayıp’ demek, diğeri ise hiç uygulanmıyor. Onun için tek çözüm dünyadaki her parlamentoda var olan siyasi ahlak ve etik yasası. Meclis başkanlığım dönemimde (1991-1995) para cezaları, ödenek kesintisi gibi yaptırımları da öngören böyle bir yasayı geçirmek için çok uğraştım ancak başaramadım. Benden sonra Mustafa Kalemli de ilgilendi ama o da çıkaramadı. Sonunda da kadük oldu.”

Rafa kalkan teklifler
Yumruk, kavga ve kötü sözü önlemeye yönelik “vekile dokunan” girişimler Cindoruk’un sözünü ettiği teklifle sınırlı değil. Sonraki yıllarda da siyasi ahlak ve etik konusunda verilmiş çok sayıda teklif mevcut. Nedense onların sonu da hep aynı olmuş, kabul görmek yerine rafa kaldırılmış. Yumrukla mücadele konusunda meclisin içtüzük dışında yasası olmadığını savunan Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Ömer Faruk Gençkaya verilen bu yasa tekliflerini şöyle sıralıyor:
* 3069 sayılı TBMM Üyeliği ile Bağdaşmayan İşler Hakkındaki Kanunla ilgili teklifler: ANAP Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir 1996, RP Kocaeli Milletvekili Necati Çelik ve arkadaşları 1996, DSP Bursa Milletvekili Ali Arabacı ve arkadaşları 2001, DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan 2002
* TBMM Etik Komisyonu kurulması: CHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve arkadaşları 1997
* Siyasi Ahlak Komisyonu kurulması teklifi: ANAP İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı ve arkadaşları 1997, 1999
* Kamu Yönetiminde Ahlak Davranışları teklifi: DP Van Milletvekili Mahmut Yılbaş ve arkadaşları 1997
* Siyasi Ahlak Yasası teklifi: CHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve arkadaşları 2002, 2007
* Siyasi Etik Komisyonu kurulması: AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ve arkadaşları 2007
* Siyasi Etik Kanunu teklifi CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın 2011
Görülen o ki Meclis’te yumruğa göz yumanlar bunun engellenmesine ise geçit vermiyor...

Tasarıya astsubay tepkisi

Hükümetin, askeri kanunlarda değişiklik öngören paketine Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) tepkili. Tasarıda iyileştirme olarak gösterilen 100 liralık artışın 10 yıl önce kazanılmış bir hak olduğunu savunan Genel Başkan Ahmet Keser, şöyle diyor:
“Tasarı TSK’nın üst kademesine yönelik kurnazlıklarla dolu, astsubaylar açısından ise içi boş bir paket. Sadaka verir gibi, dalga geçer gibi yapılan bir iş. Lokal düzenlemeler genel gibi aktarılmış. Amaç kamuoyunda ‘biz iyileştirme yaptık, ama bunlar bağırıp çağırmaya devam ediyor’algısı yaratmak. O nedenle de tam bir hayal kırıklığı ve personeli daha fazla tedirgin edecek bir durum.”

Plastik bayrağa hayır

Çevre ve Tüketici Hakları Koruma Derneği (ÇETKODER)’in yaklaşan seçim nedeniyle çevre ve görüntü kirliliğine yönelik uyarıları var. Naylon poşet ve flamaların doğaya büyük zarar verdiğine dikkat çeken Dernek Başkanı Mustafa Göktaş, siyasi parti ve adaylara şu çağrıyı yapıyor:
“Toprağa atılan bir tane küçük kalem pil 2 metrekarelik alanı kanser yapıyor. Bir poşetin kanserojen etkisi ise 10 metrekarelik alana yayılıyor. Ve doğaya bırakılan bir poşet ya da flama ancak 400-500 senede yok oluyor. Gelin bu seçim döneminde aldığınız hazine yardımlarını uyduruk plastik malzemelere harcamayın. Onun yerine kitapçıklar yapıp halkı bilgilendirin. Ya da, bina, ofis, araç giydirmesi yapın.”