İlk yarıda 29 sayı atarken 7 sayı geride olan Efes’in, 2. yarıda 45 sayıya ulaşıp maç 7 sayıyla kazanması, bu takımın tempolu oynama zorunluluğunu, kazanmasının hücuma bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Daha birkaç gün önce Mersin maçında harikalar yaratıp 33 sayıya ulaşan Vujacic’in maça kenarda başlaması da savunma beklentisiydi! Ama bu düzende de hücum tıkandı. Semih’in çabası olmasa ilk çeyrekte lacivert-beyazlılar çok daha farklı geriye düşebilirdi.
Ne zaman ki, Efes hızlandı; kontrolü de ele aldı. Bunu da Vujacic ve Sinan’lı 5’le yaptı. Özellikle Sinan, topu rakip sahaya çok hızlı taşıdı ve öyle güzel organizasyon yaptı ki, maç sonunda 9 asiste ulaşması, mükemmel oyununun istatistiklere küçük bir yansımasıydı. Dünkü maçın tartışmasız kahramanıydı. Son 5 dakikaya girilirken, Semih dışındaki uzunlarından verim alamadığı için Kerem-Savanovic ikilisini yan yana koyan Efes’in bu düzenden müthiş verim alması da maçın kilit noktalarıydı.
Beşiktaş ise sezon öncesinde Cumhurbaşkanlığı Kupası maçını kazanırken yıldızlaşan isimleri Tutku ile Muratcan’ı çok aradı. Muratcan bir ara ‘feda’ diyerek sahaya girdi çok da iyi işler yaptı ama sakatlığı onu sahada daha fazla tutmadı.
Fenerbahçe Ülker ile Galatasaray Medical Park arasıdaki derbinin önemi, kazanan takımın liderliği ele geçirecek olmasıyla biraz daha artmıştı. Dolayısıyla Fenerbahçe dün bir galibiyetten fazlasını aldı.
Galatasaray’ın daha akıllı başladığı maçta dengeleri değiştirenler, hafta içinde ‘magazin’ haberleriyle gündeme gelen ikili, ‘Preldzic ve Bogdanovic’ oldu! Demek ki çıkan haberler ve gösterilen tepkiler iki oyuncu için de ekstra motivasyon yarattı.
Fenerbahçe Coachu Pianigiani, ilk 5’teki uzunları Batiste ve İlkan’dan verim alamayınca 4 kısaya beklenenden erken döndü. Bu düzende de Preldzic-Macvan eşleşmesi büyük önem kazandı. Galatasaray, zaman zaman bu eşleşmede topu boyalı alana sokarak üstünlük kurmaya çalışsa da, Preldzic önce basketbol zekasını, ardından da çabuk ayaklarını kullanarak daha fazlasını yaptı ve ilk yarı sonunda 11 sayıya ulaşarak takımını skorda tutmayı başardı. Ayrıca ilk çeyrekteki organizasyon sıkıntısı da, aynı oyuncunun yetenekleriyle ortadan kalkmıştı. Bu, 4 kısalı sistemde alınabilecek maksimum verimdi Fenerbahçe için.
2. yarının başında gerçek pozisyonlarında oynayan iki uzun (Oğuz 5, İlkan 4 numara) maçta farkın açılmasını sağladı. Rakiplerine
HAFTANIN TAKIMI
ERDEMİRSPOR
Türk Telekom deplasmanında defalarca geriye düşmelerine rağmen pes etmedi, 3 uzatma sonunda galibiyete ulaşarak hedef maçlardan bir tanesini kazanmayı bildi.
HAFTANIN?KARMASI
EN?İYİ?OYUNCUSASHA VUJACIC(ANADOLU EFES)
Efes, Mersin karşısında rahat kazanırken başroldeydi. 25 dakika süre aldığı maçı 15’te 13 isabetle, 33 sayı atarak bitirdi, 4 asist, 4 top çalma ve 3 ribauntla devleşti.
JAMONT GORDON(GALATASARAY M.PARK)
İş bu zamana kalmamalıydı, Final-Four için kurulan kadro son maça bırakmamalıydı. Ancak bunların hepsi artık geride kaldı. Fenerbahçe Ülker, belki de bu sezonun en önemli maçını kazanıp, adını TOP 16’ya yazdırdı.
Cantu maça, tıpkı ilk maçtaki gibi başlayınca, yani her attığı şutu sokunca küçük bir kriz yaşandı. Ancak önce Kaptan Ömer ile İlkan’ın, ardından Oğuz ve Barış’ın, son olarak da Preldzic’in benchten gelişi takımı bir anda ateşledi. Savunma kaynaklı sayılar bulmaya başladı Fenerbahçe, istediği havayı yakaladı. Zaten kendi sahasında böyle bir maça çıkarken, taraftarın beklediği de öncelikle rakibi rahatsız eden, onların oyun kurmasını engelleyen bu havaydı. Demek ki, takımın kişiliğini oluşturan kadrodaki yerliler oluyor, başka yerde aramamalı. Bu nedenle bana garip geliyor, her şeyden önce ‘yürek’ farkıyla kazanabileceğin bir maça Ömer ile başlanmayışı!
Bazı sıkıntıları var Fenerbahçe Ülker’in ve bunlar artık alışkanlık haline geldi. Coach Pianigiani, uzunlar konusunda kesin kararını vermeli. Batiste 5 numara, Andersen 4 numara düzeninde sarı-lacivertli temsilcimiz, yine sınıfı geçemedi. Özellikle maçın başında Andersen’in savunduğu Cusin’in neredeyse takımının
HAFTANIN?TAKIMI
KARŞIYAKA
Lider Galatasaray’ı, son çeyreğine 7 sayı geride girdiği maçta deviren ve namağlup unvanını bitiren Kaf-Kaf, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin ardından 3. devi de İzmir’den eli boş yolladı.
HAFTANIN?KARMASI
EN?İYİ?OYUNCU
MEHMET?YAĞMUR
(OLİN?EDİRNE)
Erdemir deplasmanında çok kritik bir galibiyet alan takımını yine sırtlayan isimdi. 5’te 5 iki sayı, 6’da 4 iç sayı isabetiyle 28 sayı attı, 7 asist, 6 ribauntla yıldızlaştı.
HAFTANIN?TAKIMI
G.SARAY?M.PARK
Hücumda kötü bir gün geçirmesine rağmen, savunmadaki başarısıyla Beşiktaş derbisinden galibiyetle ayrıldı, ligdeki 8. hafta sonunda da namağlup unvanını korumayı başardı.
HAFTANIN?KARMASI
EN?İYİ?OYUNCU
DAVID?HAWKINS
(GALATASARAY?M.PARK)
Eski takımı Beşiktaş karşısında yıldızlaştı. 26 sayı, 3 asist ile hücumda takımını sürüklerken, çok kritik anlarda çaldığı 4 topla galibiyette başrolü oynadı.
Beşiktaş aslında derbi için planlarını doğru yapmıştı. Taraftarının önünde oynayan Galatasaray’ı coşturmamak için temponun yükselmesine izin vermiyordu ve ilk dakikalarda istedikleri oldu. Ancak ne zaman ki art arda top kayıpları başladı, işte o anda Galatasaray istediği havayı yakaladı. Skor 8-7’ye geldikten sonra tam 4 top kaybı yaparak ilk çeyreği bitiren Beşiktaş, eski oyuncusu Hawkins’ten gelen 10 sayıya da engel olamayınca 10 dakika sonunda çift hanelerle geriye düşmekten kurtulamadı. Hücumda da tıpkı Barça maçında olduğu gibi bir tek Vidmar direniyordu rakibe ama o da yetemiyordu.
Oyunun geri kalanında hep benzer senaryolar yaşandı. Erman Kunter, rakibin hızını kesmek için alan savunmasına döndü ve sonuç da aldı. Ancak ribauntları Galatasaray’a bırakınca savunmadaki başarı, sadece farkı azalttı, galibi değiştirmek için yeterli olmadı.
Galatasaray’ın ise Domercant’ın sakatlığı ile yaşanan şutör oyuncu eksiği de bu düzende fazlasıyla anlaşıldı. Son maçların formda isimleri Cenk, Gordon ve Ender de dışarıdan bir türlü şut sokamadı. Zaten onlar ortalamalarına yaklaşsaydı, Galatasaray 15’e kadar çıkardığı farkın çok daha fazlasına ulaşırdı. Zaten rakibin alan savunmasının
G.Saray Medical Park, Eurocup’ın favorilerinden. Tıpkı Lokomotiv Kuban gibi. İki takımın ilk buluşmasında şartlar eşit değildi. Hava şartları nedeniyle iki gününü havaalanlarında geçiren, maçtan saatler önce Rusya’ya gidebilen temsilcimiz, normal olarak hiçbir varlık gösteremedi, 25 sayı farkla kaybetti.
Grupta liderlik için mücadele edecek iki takımın karşılaşmasında çıkan 25 fark, tabii ki normal değildi ve bunun normal olmadığını göstermek gerekirdi. Bunu yaptı işte dün Galatasaray...
Geçtiğimiz hafta yapılanları unutmadığını, daha ilk dakikada rakibine gösterdi. Takımda herkes hırs küpüydü, bu savunmada net şekilde görüldü. Cenk Akyol, Jasaitis’e ilk yarıda bırakın sayıyı, şut bile attırmadı. Hawkins, rakibin keskin şutörü Baron’a sadece 1 kez basket şansı tanırken, Calathes de Gordon’un savunmasına takıldı. Boyalı alan Ndong tarafından uçuşa yasak bölge ilan edilmişti. O hırs ve baskı, rakibe daha ilk yarıda 13 top kaybettirdi. Yani Galatasaray, sadece maçı kazanmak için değil, rakibini ezmek için sahaya gelmişti. Ergin Ataman’ın, oyunun belli bölümlerinde savunmayı 2 uzun, hücumu 4 kısa ile yapması da, 25 farka rağmen, ikili averajın ne kadar istendiğinin