Büyük fark!

26 Mayıs 2011

Belki Fenerbahçe, Efes gibi takımlar için art arda maçlar oynayarak yarı finale gelmek iyi olabilir ama, bunun Banvit gibi, final seviyesi için genç ve dar bir kadroya sahip ekip adına ne denli büyük sorun olduğu dün çok net anlaşıldı.
Rakibinin neredeyse hiçbir hamlesine karşı koyamadı, Bandırma ekibi. Sadece maçın başında Davis, Rancik’e karşı üstünlüğünü, potadan uzakta oynayarak kabul ettirdi ama Shumpert kozunu sahaya süren Galatasaray, bu oyuncuyu da etkisiz hale getirdi. Yiğitcan’ın savunmacılarını sürekli yardıma gönderen Cim-Bom’un bu hamlesini, diğer bir genç oyuncusuyla cezalandırmaya başlayan ve umutlanan Banvit’te, ‘Şafak’ vakti de kısa sürünce, ivme tamamen konuk takıma geçti.
Yarı finale gelinceye kadar hep doğruları yapan Banvit’in dünkü maçta 27 kez üçlük denerken, sadece 26 iki sayılık atış teşebbüsü ise düşündürücüydü. Rakibin özellikle ikinci yarıda forvette Haluk ve Caner’i tutarak yaptığı alan savunmasına karşı topu bir türlü içeriye geçiremeyen ev sahibi zorlama şutlara bel bağlayınca, sadece çemberi dövdü.

Galatasaray kusursuz oynadı
Karşısında ise dersini mükemmel çalışan bir Galatasaray vardı Banvit’in. Oyunun büyük bölümünde top pota altına

Yazının Devamı

Bunun için gelmişler

25 Mayıs 2011

Sezon başında finalin en büyük iki adayı olarak gösterilen Fenerbahçe Ülker ile Efes Pilsen’in yarı finaldeki eleşmesinin kuşkusuz en önemli karşılaşmasıydı ilk buluşma... Fenerbahçe 1-0 önde başladığı seride farkı 2’ye çıkarırsa çok büyük avantaj yakalayacaktı ve sahasında da bunu başardı. İlk hedefine ulaşırken de oyunun son bölümündeki müthiş hamlesi belirleyici olandı.
Efes Pilsen’in daha iyi başladığı ve boyalı alanı etkili kullandığı mücadelede ‘geliş sebebi’ sürekli sorgulanan Sean May’in ribauntlarıyla dengenin sağlanması, yine çok büyük sükseyle gelse de, bir türlü beklenen katkıyı takıma veremeyen Jasikevicius’un gerçek bir lider gibi oynayarak, kötü bir gün geçiren Ukic’ten aldığı süreleri mükemmel kullanması, maçı ortaya getiren faktörlerdi. İki oyuncu da kötü performanslarının izlerini dün akşam sildi, ‘Biz bunun için geldik’ dedi.

Spahija’nın becerisi
Efes, Sinan ile Ukic’e yaptığı baskının karşılığını alıp, formda ismi Kerem Gönlüm’ü maça çok iyi soksa da, rakip benchten gelen bu iki ismin direncini kıramayınca, öne geçse de maçı koparamadı. Son dönemin en formda ismi Thornton’a karşı üstünlüğünü kabul ettiren Tomas ve ilk yarıda sadece 3 sayıyla oynarken,

Yazının Devamı

Kısa tercihi

16 Mayıs 2011

Galatasaray’a çeyrek final serisinin ilk buluşmasında deplasmanda, uzatma sonucu yenilen Beşiktaş’ın, yine kaybetmesi durumunda sezona ‘evinde hiç derbi kazanamamış bir takım’ olarak veda edecek olması, maçın önemini bir kat daha artırmıştı. Takımın en önemli parçalarından Serkan Erdoğan, sakatlığı nedeniyle sahaya çıkamayınca, dar bir rotasyonla oynayan ve maçların sonunu getiremeyen siyah-beyazlılarda kenardan gelecek katkının önemi de fazlalaşmıştı.
İlk yarıda bu sıkıntıyı çok hissetmedi Beşiktaş, çünkü rakibi sürekli dışarıdan atmaya çalışıyor, pota altını devreye sokamıyordu. Beşiktaş’ta ise Cevher, art arda sayılar buluyordu. İlk yarının ortasındaki 13-0’lık Galatasaray, hemen ardından yaşanan 17-0’lık Beşiktaş serilerini ise takımların yaptığı alan savunması şekillendiriyor, iki takım da ‘zone’a hücum etmekte sıkıntı yaşıyordu. Çünkü ikisi de çözümü dışarıdan atmakta arıyor, doğru oyuncular riske edildiği için de kumarları tutuyordu.
İkinci yarıda da tempo benzer devam ederken, Beşiktaş kenardan beklediği katkıyı Bekir’le buluyor, maçı önde götürmeyi başarıyordu. Ancak önce yorulduğu için çıkan Bekir’in kenarda unutuluşu, ardından da 4 kısaya dönen Galatasaray’a

Yazının Devamı

Panoroma

3 Mayıs 2011

HAFTANIN?KARMASI

BARIŞ ERMİŞ

(BANVİT)

Müthiş bir sezon geçiren Barış, 18 sayı, 5 asist, 4 ribaunt ile oynadığı maçın son saniyesinde attığı üçlükle takımına kazandırdı.

Yazının Devamı

Şimdi ne olacak?

2 Mayıs 2011




Antalya Büyükşehir Coachu Ahmet Kandemir, kendi maçına bahis oynadığı suçlamasıyla karşı karşıya kalmış, kulübüyle yolları ayrılmış ve onun yüzünden takımının İDDAA bülteninden çıktığı haberleri yayılmıştı. İDDAA iddiaları ikinci kez yalanladı. İlki federasyona Kandemir ile ilgili bir görüşün bildirilmediği, ikincisi ise Antalya’nın iki hafta İDDAA bülteninde yer almamasının deneyimli coach ile bir ilgisinin bulunmadığıydı.
Ancak suçlamalar nedeniyle kulüp başkanı tarafından ilginç şekilde (!) Olin deplasmanındaki maça çıkmaması istenen Ahmet Kandemir, “Bana iftira atıldı, neden maça çıkmayacak mışım?” şeklinde yüzde 100 haklı bir direnç gösterince görevine son verildi.

Kandemir dava açtı
Hukuki yollara da başvurdu Kandemir, çünkü elinde deliller vardı; Aliağa ile oynadıkları maçtan önce kulüp yöneticisi Mehmet Şengül’ün kendisine “Hocam federasyondan aradılar, bu maç üzerine yüklü bahis yapılmış, sıkıntı yaşanabilirmiş” dediğini iddia etti, aslında bunun bir manipülasyon olup olmadığını sordu.

Yazının Devamı

PANORAMA

28 Nisan 2011

HAFTANIN KARMASI
ROKO UKİC (FENERBAHÇE ÜLKER)
Son haftalardaki formunu doruğa çıkardı. 19 sayısı hücumdaki etkisini, 11 ribauntu ise müthiş mücadelesini gösterdi, derbinin en iyisiydi.

JASON ROWE (TOFAŞ)
Olin Edirne karşısında 18 sayı, 7 asist ve 6 ribaunt ile oynadı, Bursa ekibinin play-off umudunu son iki haftaya taşımasını sağladı.

Yazının Devamı

Muhteşem Ermal

26 Nisan 2011

Galatasaray Cafe Crown ile Beşiktaş Cola Turka arasındaki derbinin galibi sarı-kırmızılılar olurken salonda en net ifadesiyle ‘Ermal şov’ vardı. Tecrübeli yıldız bu sezonun en iyi oyununu oynayarak, 11’de 10 iki sayı isabetine ulaştı ve maçı da 24 sayıyla tamamladı. Ogilvy karşısında öyle bir üstünlük kurdu ki boyalı alanda, Beşiktaş zorunlu olarak alan savunmasına dönmek ve içeriye gömülmek zorunda kaldı. Onlar içeriye çekildikçe, bu kez silahşorler sahne aldı, Caner, Tutku, Shumpert derken, 15. dakikada 9’da 7 üçlük isabetine ulaşan Galatasaray farkı 15 sayıya kadar çıkarmıştı. Beşiktaş’ın çemberden geçiremediği her topun hızlı hücuma dönmesi de Galatasaray’ın, sahaya Beşiktaş (!) gibi oynamak için çıktığını, hücumları rakip savunma yerleşmeden kullanmaya çalıştığını gösteriyordu.
Beşiktaş’ın maça ortak olması için gereken şey çok netti; Serkan ve Kemp gibi skorerleri bulunan takım mutlaka geri gelirdi, Beşiktaş da bu gerçeği ikinci yarıda farketti. Çok daha iyi savunmayla döndü sahaya ve iki yıldızının sayılarıyla maça ortak olmayı bildi. İlk yarının ‘uyurgezer’i Chatman de derbiye gelince son çeyreğe önde girmeyi de başardı.
Ama sahada mükemmel bir Ermal var dedik ya,

Yazının Devamı

Uyku hali!

25 Nisan 2011

Ufuk Sarıca’yla 5 maçını da kazanan Efes için en önemli maçtı Fenerbahçe mücadelesi. Çünkü rakiplerini yenseler hem olası play-off eşleşmesine denge gelecekti, hem de şampiyonluk inancı en üst seviyeye yükselecekti.
Fenerbahçe Ülker ise zaten ligi lider bitirmeyi garantilemişti; matematiksel olarak bir galibiyete daha ihtiyaç duysa da, Efes maçının asıl önemi rakibe rövanşı vermemekti.
Efes maça kötü bir tercihle başladı, bunun sıkıntısını son ana kadar da yaşadı. 5 maç arka arkaya kazanırken uyguladıkları yüksek tempolu basketbolu, rakibin ismine feda etmişlerdi. Düşük tempo, Kinsey ve Jasikevicius’tan yoksun olduğu için rotasyonu daralan Fenerbahçe’nin istediği şeydi. Ömer’in ilk yarıda Rakocevic’e göz açtırmaması ve iki takımın dışarıdan çemberi dövmesi de zaten yavaş oynanan maçı iyice kısırlaştırdı, kontrol Fener’de kaldı.
2. yarıda hatasını anlayan Efes, hızlanmaya çalıştı. Ancak ilk yarıdaki tempo nedeniyle diri kalan Ukic, Ömer, Tomas, Emir, Oğuz beşi rakibin hamlelerine karşı koymayı başardı. Yani Efes, kendisini uyutmak isteyen rakibinin işini, ‘benim zaten uykum var’ diyerek kolaylaştırmasının bedelini ödedi. 2. yarıdaki tempo, ilk devre de sergilense, uzatmaya

Yazının Devamı