Maçtan önce daha çok atanın kazanacağı çok net ortadaydı. ‘Beşiktaş’ın zaten savunmayla alakası yok, sadece hücum ediyor, Fenerbahçe ise ilk kez seyircisinin önünde bir lig maçına çıkacak, ne kadar frenlesen de durduramazsın oyuncuları’ diyorduk. Evet, savunmanın olmadığı maçı ‘daha çok atan’ kazandı ama ‘derbi zaferine’ bırakın 12 bin kişiyi, 3 bin kişi bile tanık olamadı. 5 maçtır seyircisiz oynayan Kanarya’nın cezası Beşiktaş maçıyla bitiyorsa ve futbolun da olmadığı hafta yine salon dolmuyorsa, ‘salonun yeri, trafik, saat’ gibi bahaneler bir yana bırakılmalı!
Maça rakibin en etkili ismi Chatman’i, Mrsiç ile tutarak girdi Fenerbahçe... ABD’li 2’de 2 isabetle başlarken, Mrsiç de 2 faule ulaştığında ortaya çıktı, bunun saçma bir fikir olduğu. Ama Kinsey ile Ömer’in alkışlanacak startı, sarı-lacivertli ekibin oyunu önde götürmesini sağladı. Başa baş giden maçta farkın açılmasına neden olan Burak Bıyıktay’ın tercihiydi. Fenerbahçe, 4 numaraya Preldziç’i çekip kısalırken, siyah-beyazlıların hocası Cevher’in yerine Fletcher’ı aldı. Hani özel bir savunma hazırlanmış olsa ve hücumda ‘size’ avantajı kullanılsa, tamam da, aynı düzen içindeki eşleşme, Preldziç’in sağdan-soldan sürekli
Önce Mersin, ardından da Riga deplasmanına giden ve galibiyetle dönen, ancak çok da yorulan Banvit, Telekom karşısında en önemli silahlarından birisi Chuck Davis’i de kullanamadı ancak yaratılan müthiş atmosfer ve ortaya konan mücadele ile nefes kesen maçı kazanıp, bu hafta da kürsüye çıktı.
HAFTANIN KARMASI
Quinton Hosley (Aliağa Petkim)
İzmir ekibinde adeta kendisini yeniden buldu. Kepez deplasmanındaki 27 sayı, 9 ribaunt, 6 top çalma ve 1 asistlik performansıyla bu haftaya da damgasını vurdu.
Ryan Toolson (Pınar KSK)
Pınar Karşıyaka’nın müthiş skoreri, Darüşşafaka karşısında da sahne aldı. 26 sayı atarken, 3 ribaunt ve 1 asistle maçı tamamladı. Uzun mesafeli üçlükleri, yine inanılmazdı.
Oğuz Savaş (F.Bahçe Ülker)
HAFTANIN TAKIMI: BANDIRMA BANVİTSPOR
Mersin gibi formda bir takım karşısında deplasmanda oyunun büyük bölümünü geride götürmelerine rağmen, son dakikaları mükemmel oynayarak önce maçı uzatmayı, ardından da kazanmayı başardılar, 9. maçlarındaki 6. galibiyetleri ile zirveye yaklaştılar.
EN?İYİ?OYUNCUChuck Davis (Bandırma Banvit)
Mersin karşısında mükemmel oynadı. 18 sayı, 6 asist ile hücuma katkı yaparken 6 ribaunt, 4 top çalma, 2 blok ile oyunun şeklini değiştiren isimdi. Mersin uzunlarının devreye girmesini engelledi.
Tamam, zaten son haftalarda oynanan basketbolu gördüğümüz için, rakip sıradan bir Fransız olsa da, 15-20 sayılık farklar beklemiyorduk. Ama ‘ne olursa olsun, takım zorlansa da, yanlış yönetilse de, Mirsad’ın akıl karıştıran yokluğuna Ömer Onan’ın sakatlığı eklense de, galip geliriz’ diyorduk...
Fenerbahçe maça felaket bir hücum ile başladı, ama rakip de aynıydı. İlk periyot, kimin ne yaptığını anlamadan geçerken, farkı yaratan kenardan gelen Oğuz oldu. İlk maçta 29 sayı atan Traore’yi başarıyla savunan milli basketbolcu, hücumda da 4’te 4 isabet ile 9 sayı üretince, fark 11 sayıya kadar çıktı.
Ne zaman ki, Oğuz 3 faul alarak kenara geldi ve Tanjevic pota altında büyük üstünlük kurduğumuz rakibe acımış olacak ki, 4 kısalı sisteme dönmeyi tercih etti, kontrol tamamen Fransızlar’a geçti. İlk yarının sonunda yakalanan 9-2’lik seriye rağmen, ‘müthiş kariyerli’ hocamız ikinci yarıya da 4 kısayla girmeyi tercih etti; Efes maçlarında, rakibin oyununa ayak uydurarak nasıl Shumpert-Nachbar gibi isimleri coşturuyorsa, bu kez de 4 numara için kısa ve hareketli olan Estonyalı Kangur’a ‘gel seni yıldız yapalım’ dedi. Adam bu teklifi geri çevirir mi, ikili oyunları mükemmel bitirerek, 16
HAFTANIN TAKIMI:
GALATASARAY CAFE CROWN
Sıkıntı günlerden sonra mutlaka kazanmaları gereken maç serisine başladılar ve Fenerbahçe’yi İstanbul’da devirerek potansiyelini ispatlayan Pınar Karşıyaka deplasmanında, 25 hücum ribaundu vermelerine rağmen galip geldiler. Cemal ve Tufan’ın da yokluğunda ortaya çıkan kadro sıkıntısını müthiş azimleriyle kapattılar.
HAFTANIN KARMASI
Semih Erden (F.Bahçe Ülker)
Tofaş maçının yıldızıydı. 20 sayı, 11 ribaunt ile double-double yaparken, 3 asist ve 3 blokluk performansıyla da galibiyetin kahramanıydı.
Mire Chatman (Beşiktaş C. T.)
Efes Pilsen ile Fransız Orleanaise arasında kağıt üzerinde dünya kadar fark var. O fark dün akşam oynanan maçta sahaya da yansıdı. Maçın başında Banks her attığını sokup 5. dakikada 10 sayıya ulaşsa da, Ergin Ataman savunmacısını değiştirip Sinan’ı onun peşine takınca ABD’li maçı 12 sayıyla bitirdi, Efes de kazanmayı garantiledi. Kasun, Nachbar, Smith ve Kaya da gecenin iyilerindendi, farkın 22 sayılara çıktığı bölümlerde bu isimler başroldeydi.
Ancak Efes için bu maçtan çıkarılacak ders, yani devam etmesi halinde gelecek için büyük tehlike; 20 sayının üzerindeki farkların göz açıp kapayıncaya kadar erimesi... 17. dakikada 40-19 önde olan temsilcimizin kalan 3 dakikada hiç sayı atamaması ve devreyi 11 sayı farkla bitirmesi, 38. dakikada 75-53 galipken maçı 77-64 kazanabilmesi dün geceki ‘eksi’siydi. Bu eksileri rakibin zayıflığına bağlamak mümkün ama her takım Fransızlar karşısında sayı ortalamalarını 10-15 artırırken, Efes’in kendi sahasında bunu becerememesi de gözardı edilmemeli. Sonuç olarak Orleanaise’ı Efes’in yeneceği zaten belliydi, bu maç ancak gelecek haftanın hazırlığı olabilirdi, temsilcimiz kalitesiyle iyi, oyun içindeki istikrarsızlığıyla kötü bir izlenim verdi.
Z
Kendilerinden 4 kat daha fazla bütçeye sahip Fenerbahçe Ülker karşısında ortaya müthiş bir direnç koydular, aradaki güç farkını akıl ve mücadele ile kapatarak kazanmayı bildiler. Çok skorer isimlere sahip Fenerbahçe’ye karşı tam 48 dakika süren maçta sadece 72 sayı yemeleri, ne kadar çok mücadele ettiklerinin en açık göstergesi.
HAFTANIN KARMASI
Bostjan Nachbar (Efes Pilsen)
Son haftaların formda ismi, Beşiktaş karşısında da kenardan geldi, 20 sayı, 10 ribaunt ile double double yaparken, ceza atışları çok yüzdeliydi.
Jovo Stanojevic (Kepez Bld.)
Takımına sıkıntılı günlerde ilaç gibi gelen Darüşşafaka galibiyetinde başrolü oynadı. 12 sayı, 11 ribaunt, 4 asist ile yıldızlaştı.
Birkan Batuk (Pınar K.Yaka)
Abdi İpekçi’de berbat bir maç izledik desek yeridir. İki uzatmaya giden maçın 74-72 bitmesinin nedeni yapılan savunmalar değil, iki takımın guardlarının kötülüğüydü. Bir tarafta Jasaitis, diğer yanda Ömer Onan eli sıcak isimler olsa da, sözde oyun kurucular birbirleriyle yarışmaktan bu iki ismi unuttular. Sürekli pota altının gücünden söz etiğimiz Fenerbahçe’nin hem ribauntlarda, hem de iki sayılık atışlarda, Galatasaray’ın geride kalması, hatta bir ara 4 kısaya dönüp, sahada daha kısa 5 ile yeralması ilginç bir istatistikti.
Sarı-kırmızılı ekip ise daha dar ve güçsüz bir kadroya sahip olmasına rağmen, rakibinin zayıf yönlerini iyi kullanarak, 4 numaralı pozisyondan oldukça skor bularak ve özellikle ilk yarıda çok yüzdeli üçlük atarak kazanmayı bildi. Okan Çevik, elindeki imkanlar dahilinde kadrosunu iyi yönetirken, Fenerbahçe cephesinde Tanjeviç’in yaptığı ilginç tercihler sonucu belirledi. Hele ki ikinci uzatmanın son 3 saniyesi... Fark iki sayı, önce topu oyuna sokacak Fenerbahçe mola aldı, ardından Galatasaray. İki mola süresi oyuncularla başbaşaydı Tanjeviç. Merakla bekledim ne çizdiğini! Ama top Greer’e kendi sahasına doğru bir pasla verildi, o da tek başına gidip, saçma