Galatasaray darmadağın...

30 Ocak 2011

Bursaspor karşısında aldığı yenilgiye Galatasaray’ın tarafından bakarak haklı sebepler bulabiliriz. Örneğin Miller’in attığı gol öncesinde oyuncunun ofsaytta olduğunu tartışabiliriz. Bu golün Galatasaray’ın oyun düzenini bozduğu için peş peşe hatalar yapıldığını da söyleyebiliriz. Hatta hakemin taraflı yönetim sergilemiş olduğunu da çok daha inandırıcı olsun diye ekleyebiliriz.

Üç gün önce Sinan Erdem’de Euroleague karşılaşmasını yöneten hakemlerin yönetimi ile karşılaştırdığımızdaysa Bülent Yıldırım’ın melek statüsünde kalması hakkıdır. Birçok kararın rakibin lehinde olmasına karşın, Fenerbahçe Ülker’li oyuncuların oyun içinde kalmayı başarmaları spor içindeki sporcu tutumunun nasıl olması gerektiği yönünde çok önemli bir dersti.

Karşılaşmayı yakından izlemiş olanlar Galatasaray takımının ve öne çıkan bazı oyuncularının içinde bulunduğu agresif tutum ve dağınıklığın nedeninin hakem ya da Bursasporlu oyuncular olmadığını çok iyi ayırt edeceklerdir.

Ayhan, kırmızı kartı

Yazının Devamı

Fenerbahçe de Trabzonspor da kazanmak zorundadır.

29 Ocak 2011

Fenerbahçe’de bütün hesaplar bu maça göre yapılıyor. Geçen hafta konuşmuştuk, Antalyaspor psikolojik bir eşikti ve kazanılması mutlaktı, geçildi; ancak bütün sezonun devamının getirilebilmesi, camianın tekrardan şampiyonluğa inanması, takımın potaya tekrardan girmesi için Trabzonspor karşılaşması kazanılması gereken, dönülmesi şart olan bir başka dönemeçtir.

Fenerbahçe’nin bu maçı kazanabilmesi için Aykut Kocaman’ın ne yapacağı ya da nasıl bir kadro çıkaracağından önemlisi futbolcuların sahada neler yapacağının büyük önemi vardır. Perşembe akşamı gördük ki bu takımın ası da yedeği de aynı karaktere sahip; ikinci yarıları tamamlayamıyor.

Üstelik bu geçtiğimiz sene oynanan kupa finalinden bu yana aynı şekilde devam ediyor. O gün Fenerbahçe eline gelen fırsatı rakibine teslim etmiş ve bu seneye uzanan sorunların fitilini ateşlemişti.

Yarın oynanacak karşılaşmanın Fenerbahçe tarafından sahada hücumda nasıl bir organizasyon yapacağından çok defansını nasıl kademelendireceğinin belirleyici

Yazının Devamı

Euroleague'de Fenerbahçe deveye hendek atlattı.

28 Ocak 2011

Maç boyunca basketbolculuğunun yanında bütün artistik yeteneklerini sergileyerek üç tane keklik hakemi avlamayı başaran Rafa Martinez’in bir saniye içinde Preldzic tarafından iki kere kafasına balyoz yemesinden sonra yüzünde beliren ifadenin drama dalında “Altın Ayı” ödülüne layık olacak kadar gerçekçi olduğunu gördük.

Turnuvanın en güçlü takımlarından bir tanesini yenme başarısını gösterdikten sonraki ilk maç her zaman önemli bir eşiktir; deveye hendek atlatmak gibidir. Hele hele ülkemizin sportif alışkanlıklarında üst üste başarı kazanma disiplininin olmadığı gibi çok net bir gerçek varken.

Ancak Fenerbahçe Ülker bize bambaşka refleksler kazandırıyor; sadece bize de değil Avrupa’nın pek snop hakemlerine de…

Üstelik bunu yaparken yabancı oyuncularının arkasına sığınmıyor; Ömer Onan gibi yerli üretim bir basketbolcu ile gönülleri kuşatıyor, potaları dağıtıyor, rakip teknik adamlarının bütün taktiklerini ellerindeki tahtada anlamsız çizgilere

Yazının Devamı

İnönü'ye turnusol kağıdı düştü.

27 Ocak 2011

Şenol Güneş’in maç öncesindeki açıklamaları, geçen sene kupayı almış olmanın doygunluğu, lige duyulan açlık nedeniyle Beşiktaş ile oynanacak karşılaşmanın kendileri için önemli olmadığı yönündeydi. Takımın teknik patronu böyle düşününce takımın kendisinin maça konsantre olması beklenemezdi. Ayrıca A takımını dinlendirmek için B takımı sahaya sürünce futbol oynama arzusu ile dolmuş futbolculardan oluşan Beşiktaş karşısında maça sanki yenik durumda başladı.

Ancak 10. dakikada Almeida’nın golüyle birlikte anlaşıldı ki sadece yenik değil, ezik bir duruşu da vardı Trabzonspor’un ve ilk yarı boyunca Beşiktaş’ın kartal hali rakibini on sekizine hapsetti.

Bir takımın kimyası ile oynamak onun taşıdığı enerjinin niteliğini değiştirebilir.

2006 yılında İtalya’da şampiyonluk yarışının içinde olduğu için Avrupa ligi karşılaşmasında Fenerbahçe karşısına aynen Trabzonspor gibi yedeklerden oluşan bir kadro ile çıkıp ağır bir yenilgi alan Palermo geri dönüşünde kendi liginde beklentilerinin çok altında

Yazının Devamı

Fenerbahçe bu maçı çevirebilir mi?

25 Ocak 2011

Maç sonrasında Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu ruh halini oldukça geniş bir yer ayırarak konuşmuş, tartışmıştık. Spor insani olan birçok etkenin bileşenlerinden oluşuyor. Bu bileşenlerin zaman zaman birbirinin üzerine basarak ön plana geçtiği olmuştur. Ancak hiçbir şekilde futbolu futbol yapan eylemin önüne geçmesine izin vermemek gerekir.

Futbol spordur; oyundur, mücadeledir, taktiktir, eğer profesyonel olarak içindeyseniz başarıdır. Hele Fenerbahçe gibi bir takımla ilgili konuşuyorsak mutlak başarıdır.

Fenerbahçe tarihinden üç örnek vereceğim.

Yıl 1983, sezonu 5 kupa ile tamamladığı senenin en önemli karşılaşmasına çıkıyor Fenerbahçe; rakip Galatasaray. Devre 3-1 bitiyor; ikinci yarının hemen başında 4-1 oluyor. Bu sonuç Fenerbahçe’nin şampiyon olamayacağı anlamına geliyor. Maçın bu bölümüne kadar Fenerbahçe’de her şey kötü gidiyor. Hatta birçok yorumcunun “bu mu şampiyon olacak?” sorusunu sorduğunu tahmin edebiliriz. Ancak son yarım saate sıkıştırılan 3

Yazının Devamı

Şenol Güneş, Aykut Kocaman'a takıldı kaldı.

24 Ocak 2011

Cumartesi akşamüstü oynanan ve Trabzonspor’un 2 puan bıraktığı Ankaragücü karşılaşması sonrasında önce teknik direktör Şenol Güneş, sonra Trabzonspor medyası bir şekilde hakemler yüzünden karşılaşmayı kazanamadıkları, hak ettikleri penaltıyı alamadıkları, bunun da belli bir merkez tarafından “spekülasyon” yapılarak yönlendirildiği yönünde açıklamalarda bulundular ya da ima ettiler.

Biz biliyoruz ki “hakemleri konuşmam” diyenler de bir şekilde farklı yollardan dolaşarak hakemlerin verdiği ya da vermediği kararlar konusunda bir şekilde fikir beyan ederler.

Üç büyük kulübümüzün başkanları yıllarca işlerine geldiği şekilde bir taraftan hakemleri kıyasıya eleştirmişler, diğer taraftan da zamanı gelmiş suskun kalmışlardır. Hakemleri konuşmanın genel kriteri ligdeki pozisyon, başarı, hedefe ulaşma ya da bütün bunların tam tersi ile ölçülmekte, belirlenmektedir.

Örneğin farklı kazanılan bir karşılaşmanın içinde verilmeyen bir penaltı, ofsayttan yenilen bir gol çok fazla sorun olmaz ve konuşulmazken;

Yazının Devamı

Galatasaray Servet'i olan bir takımdır!

23 Ocak 2011

Galatasaray ve Fenerbahçe’nin farklı detaylarla aynı psikolojik sorunlar yaşıyor olması çok ilginç; Hagi’nin basın toplantısındaki gülen yüzü her şeyi özetliyordu sanki.

Dünkü maç öncesinde en fazla merak edilen konuların başında taraftarın Adnan Polat’a ne tepki vereceği vardı. Taraftar bu polemiğe girmeden takımının sahada ne yapıyor olduğu ile ilgilenmeyi tercih ederek çok doğru bir karar vermiş oldu. Ancak bu ateşkesin nereye kadar devam edeceği takımın genel istikrarı ile direkt olarak bağlantılı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Sıkıştığı zaman dilimlerinde Hagi’nin Servet’i ileri sürmesi bu takımın ne kadar sıkıntıda olduğunun bir başka göstergesiydi. Ali Sami Yen’in kapanış gecesinde yaşanan Sivasspor karşısında tekrarlanınca iş yine Servet’ düştü, çıktı golünü attı ve geri döndü.

Fenerbahçe ve Galatasaray’ın savunmacılarının kurtarıcı rolüne soyunması haftanın ilginç notlarındandı.

Santraforların temel görevi çok gol atmak değildir. Ancak ya golü hazırlayacak ortamı yaratırlar ya da

Yazının Devamı

Formanda yıldız olmaya geldik, Beşiktaş!

22 Ocak 2011

Karşılaşma öncesinde İnönü Stadyumunu dolduran Beşiktaş taraftarı öylesine coşkuluydu ki televizyon başında olan biteni takip etmeye çalışırken bir taraftan da “keşke orada olabilseydim” diye içimden geçiriyordum. Sanki yeni sezon açılışıydı ve taraftar aylardır hasret kaldığı takımı ve yeni transferleri ile buluşmak için büyük bir sabırsızlık yaşıyordu. Bir bakıma yepyeni bir takım olduğunun adını da koymak gerekiyor.

İnsanın içini kıpır kıpır eden bu taraftar coşkusu o sahaya çıkan futbolcuya neler yapmaz ki?

Akdeniz ikliminden gelen yeni transferler yıllardır özlemini duydukları böylesi tutku dolu taraftarla buluştuğu anda ortaya yepyeni bir güç çıkmış oldu.

“Formanda ter olmaya geldik” diye bağıran taraftara “formamızda yıldız olmaya geldik, sizleri sarhoş; zevkten dört köşe etmeye geldik!” diye karşılık veriyordu Portekizli futbolcular.

İşte yıllardır eksikliğini hissettiğimiz şeyi bulmuşçasına kana kana izledik dün akşamki Beşiktaş’ı.

8, 19, 44 derken bir anda 3-0’a gelivermişti karşılaşma ve daha

Yazının Devamı