Pereira’nın bir bildiği olmalıdır!

31 Ağustos 2015

90+5+2’de gelen ve başlama vuruşu yapılmayan gol sonrasında Antalyasporlular haklı bir şekilde hakeme koşuyorlardı; anlatmaya çalıştıkları şey; “bütün maç boyunca Fenerbahçeli futbolculara çok daha sert müdahalelerde bulunduk, oyunu devam ettirdin, Diego’nun yere düşüşüne nasıl faul verirsin Hocam?”

Transfer sezonunda Fenerbahçe peş peşe dünya yıldızlarını kadrosuna katarken, ben de Twitter’dan şu yorumu yapmıştım.

“Van Persie geliyor, dünya yıldızını yine aynı kişiler yorumlayacak, beğenmeyecek, burun kıvıracak!”

Eksik kalmış!

Bunca dünya yıldızı ile kadronu doldursan ne yazar, çünkü maçları yöneten hakemlerinin standardı da bu işte.

Futbolu bilmeyen, anlamayan, pozisyon sezgisi ve bilgisi olmayan, yüreksiz daha da kötüsü vicdansız bu hakemlerle futbol ancak Rus ruleti gibi bu kadar oynanabilir.

Maç boyunca bütün kararları Antalyaspor lehine çalarken, son anda öyle bir karar verdi ki maçın skoru değişiverdi.

Yazının Devamı

"Fenerbahçe, hile ile, fesat ile batamaz!"

29 Ağustos 2015

Yunanistan’ın 3 Temmuz’u olarak kabul edilebilecek Olympiakos Başkanı Marinakis’in şike yaptığı gerekçesiyle yargılanmasından hareketle Panathinaikos’un Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma talebinin UEFA ve CAS tarafından reddedilme gerekçeleri bize aynı kurumların Fenerbahçe’ye karşı gösterdikleri sıfır tolerans vurgusunu hatırlattı.

Mahkemenin sonuçlanmamasından dolayı kararın bu yönde çıkarıldığı bildirildi. ‘Yeterli inandırıcılık’ olana kadar kesin delillerin beklendiği dile getirildi. Ayrıca Yunanistan Futbol Federasyonu’ndan giden belgelerde polis tapelerinin 3. şahısların konuşmasından dolayı yeterli bulunmadığı, savcı iddianamesinin kesin sonuca varmadığı ve halen iddia boyutunda olduğu anımsatıldı. Gazete, internet ve televizyon kupürlerinin ise resmi bilgiler olarak görülmediği kaydedildi. (*)

Oysa daha iddianame bile ortaya çıkmamışken Fenerbahçe’nin 2011-12 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne katılması UEFA’nın güçlü baskısı sonucu engellenmişti.

3 Temmuz’un içeride ve dışarıda nasıl büyük bir hile ve fesatla oluşturulmuş kumpasın kanun tanımaz bir işbirliği olduğunun o kadar çok göstergesi var ki, say say bitmiyor.

3 Temmuz süreci Türkiye’de

Yazının Devamı

Fenerbahçe'de taşlar biraz daha yerine oturuyor göründü.

28 Ağustos 2015

Rizespor karşısındaki Fenerbahçe ile dün gece Atromitos ile mücadele eden takım arasında nitelik bakımından dağlar kadar fark vardı; peki neydi bu kadar belirleyici özellik?

İlk akla gelen Rizespor ile Atromitos karşılaştırması olabilir belki ancak kim çıkıp Yunan temsilcisinin Rizespor’dan daha güçsüz ve donanımsız olduğunu rahatça iddia edebilir ki?

Kuşkusuz iki takımın Fenerbahçe’ye karşı yaptıkları mücadelede belirgin farklılıkları olduğunu da söyleyebiliriz; ancak Fenerbahçe’nin kadro, yerleşim, oyun ve taktik anlamda ön plana çıktığı çok daha net bir gerçekliktir.

Daha karşılaşmanın başında Şener’in sağ taraftan bindirmeleri, Van Persie’nin Fernandao’nun hemen arkasında ancak Şener’e yakın şekilde maça başlamaları önemli bir detaydı.

Hatta sezon başından bu yana Diego ve Nani’nin ikiz gibi birbirine benzer oyun anlayışlarıyla orta alanda yaratıcılıktan uzak ve takımı yavaşlatan futbollarına dikkat çekmiştik. Oysa Pereira dün gece bir müdahalede daha bulundu ve maça Nani’ni sol çizgiye yaklaştırarak başladı.

Tabii bu kadarla da kalmadı; Topal ile Souza’nın tandemlerini bozdu; böylece Diego orta alanda tek başına kalmazken, yanına Souza’yı yaklaştırıp, Mehmet

Yazının Devamı

Galatasaray yok yere kriz mi arıyor?

25 Ağustos 2015

Bazen takımlar kendi kendilerine kriz yaratırlar. Galatasaray’da bu gelenek çok daha güçlü; bundan tam iki sezon önce tıkır tıkır işleyen bir düzen kurmuştu Fatih Terim, ancak ne olduysa Ünal Aysal’ın olaya el koymasıyla işler tam ters yüz oldu, değişti.

Bir anda Galatasaray’da bir teknik adam krizi yaşandı ve peşinden Mancini, Prandelli ile dibe vuruş, sonrasında da Hamza Hamzaoğlu ile tekrar yükseliş.

Galatasaray, oturmuş bir kadro kurgusu ve yapısıyla ligin bana göre en hazır takımı durumundadır.

Üstelik Podolski gibi takıma çabucak adapte olup, uyum sağlamış bir de üst düzey katkı sağlanmışken…

Kuşkusuz bu takımın Şampiyonlar Ligi için özellikle kadro derinliği bakımından sorun yaşayabileceğini bir yere not düşmek gerekiyor. Ancak sakatlık ve cezalı oyuncu olmadığı sürece Galatasaray’ın ezber yapan kadrosunun lig için yeterli olacağını söyleyebiliriz.

Zaten dünkü oyun, girilen bol gol pozisyonu, baskı bize kadronun lig potansiyelini gösterdi.

Podolski kendisinin de ifade ettiği gibi biraz şanslı olsa bu maçta çok gösterişli gollere imza atabilirdi.

Selçuk son vuruşlarda biraz dikkat gösterse en azından bu maçın berabere bitmesi normal sonuç olmalıydı; aynen geç

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin bir oyun planı yok!

24 Ağustos 2015

Çok futbolcu, bol alternatif demek iyi futbol ve takım olmak anlamına gelmiyor. Futbol sadece iyi futbolcuyla da oynanmıyor, biraz cesur olacaksın, topa bütün bedeninle hükmedecek, isteyecek, onunla kaleye girmeyi, rakibinin ayağına kafanı uzatacak kadar da kazanmayı arzulayacaksın!

Karşılaşmanın en kritik pozisyonu son dakikada gelişti; Rizespor kalesinin solundan Sow’un çevirdiği top çizgiye paralel şekilde yol alırken Souza’nın yapması gereken tek bir şey vardı, o topa bir şekilde kafasını uzatacak, rakibin kalkan ayağı ile ya bir çift vuruş kazandıracak ya da daha güzeli golü atacaktı.

Ancak Souza artık yavaşlığından mıdır, güçsüzlüğünden mi yoksa o ayağa kafayı uzatacak kadar golü istemiyor oluşundan mıdır bilinmez müdahalesiz kaldı ve pozisyon geçti gitti.

Üç puan da tabii…

Josef’e Türkiye ve Avrupa’dan benzer pozisyonlarda inanmış, yürekten oynayan ve içi kazanma tutkusuyla dolu futbolcuların ne şekilde hareket ettiğini gösteren pozisyonlardan bir seçki hazırlayıp izlettirmek gerekiyor.

Fenerbahçeli futbolcuların büyük bölümü maç sırasında hep toplara yanlış zamanlamalarla yanlış müdahalelerde bulundular.

Bunların bir kısmı kendi kalesinde tehlike yaratacak

Yazının Devamı

Fenerbahçe oynayarak takım olmayı başaracaktır.

21 Ağustos 2015

Oynamaya ve izlemeye çalışan için de çok zor bir maçtı.

Önce izlemeye çalışandan başlayalım; futbol severin başı döndü, aklı karıştı, cebindekini nereye harcayacağını şaşırdı. Lig maçları bir yerde, Şampiyonlar Ligi ayrı yerde, Avrupa Ligi başka yerde, bir de bunun iç ve dış saha farkı da var, hepsini üst üste koysan bile mutlaka bir yerde eksik veya yapamadığın bir şey kalıyordur.

Taraftarın beklentileri de yüksek; kolay değil, yıllardır öyle bir mücadele içindeki Fenerbahçe, içeride dışarıda gerilimi yüksek bir süreçten geçerek bugünlere geldi.

Yüksek beklentilere uygun bir takım oluşturuldu, dünyanın parası harcandı, dünyanın yıldızları geldi.

Eee?

İstiyor ki iyi futbol izleyelim, hop oturup kalkalım, goller atılsın, rahat bir maç olsun!

Oluyor mu?

İşte bütün mesele de burada; evdeki hesaplar, planlar, projeler, beklentiler, hayatın gerçekleriyle üst üste gelmiyor, gelemiyor.

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin mücadelesini etkileyen psikoloji

15 Ağustos 2015

Fenerbahçe transferde kadrosunu yeniledi, güçlendi, çeşit geldi. Bunun iki etkisi olacaktır kuşkusuz.

Öncelikle takımın kurulu düzeni de değiştiğinden bu futbolcuların birbirleriyle olan uyumu zaman alacaktır. Sabır gerekiyor.

Diğer taraftan kadronun özellikle yabancı oyuncu yönünden çeşitlenmesi ve derinliğinin artması nedeniyle kenarda bekleyen futbolcu sayısı da çoğaldığından takım iyi oynarken de istediğini sahaya yansıtamadığında mutlaka bir baskı unsuruna dönüşecektir.

Bunun hem teknik adam hem sahada mücadele eden aynı zamanda kenarda bekleyen için ne kadar zor olduğunu bir kenara yazmış olalım.

Mesela sahada Sow ve Fernandao mücadele ediyor, gol kaçırıyor, dakikalar ilerliyor, stres artıyor, kenarda Robin Van Persie oturuyor.

Sahadaki bunu biliyor ve bir şeyler yapmak istiyor, kenardaki de her ayağa kalktığında stadyumun hareketlendiğini görüyor, bu beklentinin karşılığını sahada vermek istiyor.

Belki de İngiltere’de yaşamadığı kadar da üzerine yüklenen sorumluluğun karşılığını vermek üzere strese giriyor.

Diego bunu geçen sezon yaşadı, bu sezon bana göre katlanarak hissediyor olmalıdır.

Yazının Devamı

Bakalım bu sezon nasıl bir Fenerbahçe takımı ve taraftarı izliyor olacağız?

10 Ağustos 2015

Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nden kötü bir oyun sonucu elendi. Özellikle ikinci maç Fenerbahçe taraftarına karamsarlık verdi.

Peki, bu tanıdık değil miydi?

Aynı süreçten başka teknik adamlar da geçmemiş miydi?

Zico ve Aykut Kocaman’ın da başına gelmemiş miydi?

Hep travmatik sezonların sonrasında Fenerbahçe’de radikal değişim rüzgârları eser, yeni teknik adamla birlikte gösterişli transferler yapılır ancak daha sezon başlamadan Avrupa macerasında bir hayal kırıklığı yaşanır ve taşlar bir kere daha yerinden oynar, gelen oyuncuların becerisi sorgulanır, teknik direktörün sezonu bitirip bitiremeyeceğine yönelik spekülasyonlar medyanın manşetlerine çıkar.

Geçtiğimiz sezon Galatasaray Şampiyonlar Liginde çıktığı 6 maçın beşini açık farklarla kaybetti; 19 gol yedi, dört gol attı ve bir puanla grubu sonuncu tamamladı.

Ancak Mustafa Denizli’nin 0 çektiği sezondaki kopan fırtınanın yarısı duyulmadı ve peşinden de ligi şampiyon olarak tamamlayıp, hem dördüncü yıldızına kavuştu hem de Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma hakkını aldı.

Neresinden bakarsanız bakın, hangi nedenleri sıralarsanız sıralayın netice itibarıyla bu Galatasaray’ın başarısıdır.

Yazının Devamı