Galatasaray tempo yaparak devam ediyor...

8 Şubat 2014

Geçen hafta Ertuğrul Sağlam Eskişehir’den kalkıp, İstanbul’a gelmiş, bir hafta sonra karşılaşacağı takımı yerinde görmek istemişti.

Daum’un Bursaspor’u Galatasaray’a karşı ilk 30 dakika öyle açık ve dirençsiz bir oyun sergilemişti ki bu boşlukları etkili oyunla dolduran sarı kırmızılılar hem farkı yakalamış hem de rakibi sahadan silmişti.

Ertuğrul Sağlam gibi bir teknik direktörün elbette bunu doğru şekilde etüt ettiğini düşünmek durumundayız.

Ancak Eskişehirspor da Bursaspor gibi oynamayı tercih edince ortaya yine kısa sürede çözülen bir sonuç çıktı. O zaman ister istemez Ertuğrul Sağlam’ın geçen hafta maç izlemek yerine Fenerbahçe galibiyetinin keyfinin yarattığı sarhoşluk içinde olduğu sonucuna varıyoruz.

Hafta içinde istatistiksel veriler çıktığında bunu daha iyi görme ve karşılaştırma şansımız olacak elbette.

Bienvenu’nün Alves’in anlaşılması güç hatası sonrasında attığı gol dışında nasıl bir etkinliği vardı ki üstelik Arena’da Galatasaray’ın karşısına sürmüştü?

Şu bir gerçek ki geçen hafta Fenerbahçe kendi bireysel hatalarının kurbanı olarak atamadığı için yenilmişti, bu yanılgı Eskişehirspor’a dün akşamki mağlubiyeti getirdi.

Eskişehirspor tarafı böyle, ya k

Yazının Devamı

Beşiktaş yeni futbolcularıyla iyi futbol oynuyor.

7 Şubat 2014

İki hafta önce Galatasaray’a karşı izlediğimiz Gaziantepspor’la hiçbir ilgisi olmayan bir takım vardı sahada; hafta içinde futbolumuzun standartsızlığından söz etmiştim. Böyle bir ortamda kimin nasıl top oynayacağını kestirmek kolay olmuyor.

Gaziantepspor’un etkinliğini artıran unsurlardan en önemlisi Galatasaray’ın deplasmanlardaki defansif futbol anlayışıydı.

Oysa dün gördük ki eğer Galatasaray biraz zorlasa buradan üç puan alıp İstanbul’a dönebilirmiş.

Beşiktaş gibi…

Beşiktaş’ın futbolunun olgunlaşmasıyla ilgili olarak geçen hafta bıraktığımız yerden konuşmaya devam edelim mi?

Beşiktaş çok koşan, mücadele eden ancak buna bir akıl ekleyemeyen bir futbol oynuyordu ligin ilk yarısında. Akıl olmayınca ne yaptığını bilmeyen bir şey oluyor oyun ve eğer çok da koşmuyorsan bu sefer işler sarpa sarıyordu.

Geçen hafta sakin ve olgun bir takım çıkarmıştı Bilic sahaya; dün bunun üzerine biraz daha koymuş bir kadro gördük.

İlginç olan şey Fernandes’in yedek soyunduğu, Oğuzhan’ın da solda kilitlendiği oyunda Beşiktaş’ın sahadaki aklı Atiba’ydı.

Yazının Devamı

Mancini'nin yeni Galatasaray'ı üzerine...

6 Şubat 2014

Gösterişli galibiyetler her zaman hava yaratır, bir vizyon verir. Büyük takımlara karşı kazanılan maçlar takımın kendine olan güven duygusunu sağlamlaştırır.

Galatasaray artık yeni bir takım; Fatih Terim döneminin üzerinden oldukça zaman geçti.

Sezon başı yaşanan travma takım olarak bir bocalama, sendeleme yarattı bu çok normal olan sonuçtur. Büyük takımların bu sükuneti önemlidir. Çünkü onların diğerlerinde hiçbir zaman olmayan alternatif planları vardır.

Galatasaray peş peşe gelen puan kayıplarını içerideki kargaşaya dönüştürmüş olsaydı muhtemelen bugün aynı çizgide bulunamayacaktı.

Başkan Aysal’ın Fatih Terim hamlesi çok doğruydu. Sürecin nasıl yönetildiği konusunda farklı görüşler, anlayışlar, tartışmalar olabilir, her fikrin kendi açısından önemli bakış açıları da var. Ancak Fatih Terim ile devam edebilmek o şartlar altında sezonunun kaybedilmesi anlamına gelebilirdi.

Mancini, tam bir spor adamı; kendine göre bir futbol felsefesi var. Dışarıdan baktığınızda bunu hissedebiliyorsunuz; ben bunu ligimizin bir çok teknik direktöründe göremiyorum. Başta Fatih Terim olmak üzere.

Oysa Mancini bunu size duruşu, bakışları, sahaya müdahalesi, farklı şeyler denemesi, hatta

Yazının Devamı

Mancin'nin yeni Galatasaray'ı üzerine...

6 Şubat 2014

Gösterişli galibiyetler her zaman hava yaratır, bir vizyon verir. Büyük takımlara karşı kazanılan maçlar takımın kendine olan güven duygusunu sağlamlaştırır.

Galatasaray artık yeni bir takım; Fatih Terim döneminin üzerinden oldukça zaman geçti.

Sezon başı yaşanan travma takım olarak bir bocalama, sendeleme yarattı bu çok normal olan sonuçtur. Büyük takımların bu sükuneti önemlidir. Çünkü onların diğerlerinde hiçbir zaman olmayan alternatif planları vardır.

Galatasaray peş peşe gelen puan kayıplarını içerideki kargaşaya dönüştürmüş olsaydı muhtemelen bugün aynı çizgide bulunamayacaktı.

Başkan Aysal’ın Fatih Terim hamlesi çok doğruydu. Sürecin nasıl yönetildiği konusunda farklı görüşler, anlayışlar, tartışmalar olabilir, her fikrin kendi açısından önemli bakış açıları da var. Ancak Fatih Terim ile devam edebilmek o şartlar altında sezonunun kaybedilmesi anlamına gelebilirdi.

Mancini, tam bir spor adamı; kendine göre bir futbol felsefesi var. Dışarıdan baktığınızda bunu hissedebiliyorsunuz; ben bunu ligimizin bir çok teknik direktöründe göremiyorum. Başta Fatih Terim olmak üzere.

Oysa Mancini bunu size duruşu, bakışları, sahaya müdahalesi, farklı şeyler denemesi, hatta

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin ihtiyaç duyduğu

4 Şubat 2014

Aykut Kocaman yönetiminde Fenerbahçe üç sezon boyunca topa sahip olmayı, onunla oynamayı, paslaşmayı, olgunluğu, sukuneti, sakinliği öğrendi, deneyimledi ve pratiğini yaptı.

Bu oyun bir çok kişi için insanın içine sıkıntı veren bir futboldu. Ancak eldeki kaynaklar zaten ancak bu kadarına yetiyordu.

3 Temmuz sürecindeki takım hatırlanırsa Sow sezonun ikinci yarısında dahil olmuştu; forvette oynatacağı futbolcusu yoktu.

Webo da geçen sezon bu sıralar gelmişti; Emenike malum bu seneye dair bir transferdir.

Alex’in (sonrasında Baroni) merkezde orta sahanın güçlü olduğu bir kadroya sahipti.

Aykut Kocaman olsaydı bu sezonun senaryosu nasıl işlerdi bunun cevabını hiç öğrenemeyeceğiz.

Ancak Ersun Yanal geçen sezon Aykut Kocaman’ın özellikle sezonun ikinci yarısında Sow-Webo-Kuyt ile yapmaya çalıştığı şeyi gelir gelmez devam ettirdi.

Üzerine eklediği şey, orta alandaki oyuncuların dikine oynaması, özellikle Caner ve Gökhan’dan da kanat bindirmeleri ve ceza sahasına bol miktarda orta yapılması oldu.

Yazının Devamı

Galatasaray, Bursaspor'u sindirerek lidere mesaj gönderdi.

2 Şubat 2014

Bu sezona dair bazı takımların öyle iniş çıkışları var ki anlamak, bir standart içinde kalarak yorum yapmak çok kolay değil.

Ligin ikinci haftası; Bursa’daki maç öyle kıran kırana geçmişti ki Fatih Terim çıkıp, “Bursaspor’u Bursa’da yensinler de görelim” şeklinde açıklama yapma gereği duymuştu.

Sonra dördüncü hafta o yere göğe sığmayan takımı Fatih Terim’in demecine rağmen Beşiktaş gitmiş hem de Bursa’da top göstermeden yenmişti. Beşiktaş’ın bu futbolu Galatasaray’ın içine düştüğü o günlerdeki durum göz önünde bulundurulduğunda farklı bir derbi beklentisini doğurmuş ancak Beşiktaş için de Galatasaray maçı sonun başlangıcı gibi bir şey olmuştu.

Bursaspor’un Ocak ayı performansı ise özellikle dün akşamki maçın Galatasaray için hiç de kolay geçmeyeceği yönündeydi. Eskişehirspor’a karşı iki defa 4-1 ve 3-1’lik skorlarla alınan galibiyetler, Sivasspor’u 2-1’le geçmek, dikkat çekici sonuçlardı.

Her türlü sonuç vardı da kimsenin aklına herhalde 6-0’lık bu gösterişli galibiyet gelmezdi sanırım.

Galatasaray kaleye gönderdiği 12 şuttan altısını gole dönüştürüp yüksek bir isabet oranı tutturarak bu galibiyeti de hazırlamış oldu.

Hiç kuşkusuz Galatasaray fazlasıyla arzuluydu,

Yazının Devamı

Ersun Yanal'ın şimdi B planı merak ediliyor

1 Şubat 2014

Çok koşabilirsiniz, rakibe baskı uygulayabilirsiniz, üst düzey mücadele de edebilirsiniz ancak futbol oynamadığınız zaman bütün bunlardan geriye hiçbir şey kalmaz; çünkü eğer karşınızda topla oynamasını, pas yapmasını bilen bir takım varsa, fazladan koştuğunuzla yetinirsiniz.

Dün akşam Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki görüntüsü buydu.

Her Eskişehirsporlu’ya iki oyuncu gidiyordu ama o sakin kalıp boştaki arkadaşına topu aktarınca bu sefer Fenerbahçe bir adam eksik kalıyordu.

Fenerbahçe’nin orta sahasız oyununun bir yerde arıza çıkaracağı belliydi; hele Eskişehirspor gibi takıma karşı zaten geri dönmek mümkün olamazdı.

Bu yenilginin adresi direkt olarak Ersun Yanal’dır, çünkü mazereti yok, Eskişehirspor daha önce çalıştırdığı, yakından tanıdığı takım, herhangi bir sürprizle karşılaşmayı beklemiyordu herhalde.

Geçen hafta yazmıştım, çabuk oynamakla panik atak arasındaki farkı bilmek, görmek gerekiyor.

Çok koşmaktan top oynamaya zaman ve fırsat kalmıyor gibi bir görüntü var ortada.

Fenerbahçe takım halinde gol yiyene kadar sanki bekliyor, zaten bir şekilde o beklenti yerine geliyor, sonra da başlıyor acele acele oynamaya…

Yazının Devamı

Beşiktaş futbolunu olgunlaştırıyor mu?

1 Şubat 2014

Ligdeki bazı takımların durumu, oynadığı futbol diğerlerinin nasıl oynadığını anlamak bakımından belirleyici olmuyor.

Elazığspor, Erciyesspor zaman zaman iyi futbol ortaya koyuyor olmalarına karşın ölçü olacak seviyede değiller. Bu nedenle dün akşam Beşiktaş’ın 3-0’a kadarki etkinliğine bakıp değerlendirme yaparken sadece siyah beyazlıların ne yaptığına ilişkin yorumlar üretmekle birlikte Ersiyesspor’un neleri başaramadığı ya da izin verdiğine de dikkat etmek gerekiyor.

Örneğin Fernandes’in iki savunma oyuncusunun arasındaki koridordan geçerek attığı gol atan adına ne kadar güzellikler taşıyorsa da yiyen takımın buna nasıl izin verdiğine ilişkin bir ipucu niteliğindeydi.

Beşiktaş birbirinden güzel üç gol atarken kuşkusuz en güzeli Oğuzhan’ın uzak mesafeli şutundan gelendi; futbol adına güzellikler içeriyordu.

Beşiktaş’ın sezon başında hep konuştuğumuz o enerjik, gençlik dolu futbol anlayışından biraz daha sakinleşen ve olgunlaşan tarza doğru yapısal bir dönüşüm gözlemliyoruz.

Bu şekilde oynayarak kazanmak takımın alternatiflerini de artırıyor.

Girişte belirttiğim gibi buna izin verenin Erciyesspor mu yoksa Beşiktaş’ın kendi futbol anlayışı mı olup olmadığını bir

Yazının Devamı