Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Ekonomide denge her şeyden önemli. Büyüme, enflasyon, faiz oranları, döviz kurları, sıcak para girişi, hatta borsa endeksi gibi karşılıklı etkileşim içinde olan büyüklükler kendi içlerinde ve birbirlerine karşı denge içinde olmak zorunda.
Merkez bankalarının asli görevi, fiyat istikrarının korunması. Yani, mevcut dengenin korunması ve eğer denge bir biçimde bozulmuşsa, yeni dengenin kurulması için her şeyin yapılması. Çünkü, fiyat istikrarı denilince sadece enflasyondaki değil, faiz oranlarındaki, döviz kurlarındaki ve diğer göstergelerdeki istikrar anlaşılır.
Serbest piyasa ekonomilerinde, sistem gereği zaman zaman bu dengelerde bozukluklar oluşur ve bu bozukluklar zamanında giderilmezse krizlere yol açar. Çünkü, piyasa ekonomilerinde piyasayı oluşturanlar dengeleri bozmak ve bu bozulmalardan spekülatif kar elde etmek peşindedirler. İşte, merkez bankalarının asli görevi dengelerin bozulduğunu önceden görüp, düzeltme yönünde zamanında karar almak, uygulamaları yürürlüğe koymaktır. Bu konuda merkez bankalarının önündeki en önemli engel ise siyasi istikrarsızlıktır.
Ülkemizde krizlere yol açan dengesizlikler, döviz kurlarında, faiz oranlarında ve sıcak para girişindeki dengesizlikler nedeniyle ortaya çıkmıştır. Türk lirasının aşırı değerlenmesi sonucunda denge bozulmuş, bu kez paramızda aşırı düşmeler yaşanmıştır. Yine, faiz oranlarındaki aşırılıklar çalışmadan kazanılan servetler oluşmasına yol açmış ve bir rantiye sınıfı yaratılmıştır. Merkez Bankası'nın Türk lirasının değerini korumak için yaptığı yanlış müdahaleler sonucu ise günlük faizler bile % 6000 - 7000 seviyelerini görmüş, sonuçta iş banka iflaslarına kadar gitmiştir. Siyasal istikrarsızlıklar nedeniyle oluşan sıcak para giriş çıkışları da ekonomik dalgalanma ve istikrarsızlıkları körüklemiştir.
Son iki yıl içinde Amerikan ekonomisinde de ortaya çıkan dengesizliklerle mücadele sürüyor. Ekonomistler Amerikan ekonomisindeki denge bozukluğunun şimdiye kadar karşılaşılanın en büyüğü olduğunu kabul ediyorlar. Bozukluk para arzının gereğinden fazla artması, borsa endekslerinin aşırı yükselmesi ve şirket yönetimlerindeki bozulmalar sonucu oluştu.
Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Alan Greenspan aldığı tedbirlerle, sıkıntının çok yumuşak biçimde atlatılmasını sağlıyor. Faizlerin yükseltilmesi yerine düşürülmesi satesinde eksi büyüme ile karşılaşılması yerine geçen yıl Amerikan ekonomisi % 3.5 büyüdü. Ekonomideki ısınma aşırı tedbirler yerine zamana yayılarak giderildi. Küçülme yerine büyüme stratejisi ile kriz büyümeden atlatıldı. Amerikan Merkez Bankası FED yaptığı bu operasyonla ekonomi tarihinde yeni bir sayfa açmış bulunuyor. Güdülen bu politikanın sonucu tüm ekonomistler tarafından ilgi ile izleniyor. Bazı ekonomistler ise, FED'in dayanamayıp faizleri yükseltebileceği görüşündeler.
Amerika bizim yaptığımızın tam aksini yaparak krizle mücadele ediyor. Küçülme yerine büyüme tercih ediliyor. Paranın değer kazanması yerine değer kaybetmesi sağlanıyor. Borsa endekslerindeki yükselme yerine, düşüşleri önleme politikası güdülüyor. İnşaat sektörü desteklenerek, issizliğin yükselmesi önleniyor. Yeni vergiler alınması yerine, merkezi yönetimde vergi indirimlerine gidiliyor.
Bu durumda, FED faiz oranlarında bir yükseltmeye gitmediği veya Avrupa Birliği Merkez Bankası faiz oranlarında bir indirime gitmediği sürece de doların değer kaybı biraz daha sürecek gibi görünüyor. Görüldüğü gibi, işin garibi sadece iç değil, dış dengeler de önemli.
Bizimkiler, bütün bunlardan haberdar mı acaba?