Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Bu yıl ekonomideki dengeleri bozabilecek 5 önemli olay şöyle:
1) Yerel seçimler,
2) Kıbrıs'la ilgili olası gelişmeler,
3) Avrupa Birliği için iyi bir takvim alınıp, alınamayacağı,
4) Sonbahara doğru karşılaşılabilecek döviz ihtiyacının boyutu,
5) Devlet - hükümet ilişkilerindeki uyum.
Görüldüğü gibi, bu yılki olası ekonomik sıkıntıların temelinde hala iç ve dış politika var. Ekonomik dengeleri sürdürebilmek için bile, öncelikle politik istikrarın sağlanması gerekiyor. Henüz kalıcı olduğunu, milliyetçiliğini ve cumhuriyetin temel ilkelerine olan bağlılığını ispatlayamamış sayılan AKP'nin önünde önemli sınavlar var. Cumhurbaşkanlığı'nın, bürokrasinin, yargının, üniversitelerin ve silahlı kuvvetlerimizin bu konularla ilgili şüphelerinin giderilmesi gerekli. Aksi takdirde, devletle hükümet arasında uyum sağlanamaz. Bir uyumsuzluk durumunda ise, haklı olan devlet olur. Şimdi bana, devletin içinde hükümet de vardır demeye kalkmayın. Ne demek istediğimi çok iyi anladınız.
Tayyip Bey'in vakit geçirmeden AKP'yi milli bir kitle partisine dönüştürme mecburiyeti vardır. Aksi takdirde, bu oy tabanı ile siyasi ve ekonomik istikrarı sağlayamaz. Ayrıca, genel seçimleri beklemeden Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. AKP'nin milli bir kitle partisine dönüştürülmesi için toplumun her kesimini kucaklaması, politik tayinlerden vazgeçmesi ve dış politikada teslimiyetçi olmaması lazım. Doğal olarak, yolsuzluklarla mücadelenin sürdürülmesi ve devlet - hükümet ilişkisinin gerilmemesi de gerekiyor. AKP'nin milli kitle partisine dönüştürülmesinde yerel seçimler bir fırsat olabilir.
Ekonomik riskler arasında şunlar sayılabilir:
a) Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde olduğu gibi adil olmayan ve ayağı yere basmayan yasalar çıkarılması ve kararlar alınması ile güven ortamının sarsılması,
b) Hükümetin bir türlü vaat ettiği ekonomik tedbirleri alamaması ve önceki partilerden farklı olamaması,
c) IMF ile ilişkinin bozulması ile dış borç bulmada sıkıntılar başlaması,
d) İhracat gelirlerinin düşüp, dış ticaret dengesinin bozulması,
e) Cari işlemler dengesindeki açığın önemli boyutta artması,
f) Türk lirasının ani değer kayıpları ile karşılaşması,
g) Bankaların Merkez Bankası'na verdikleri borcu azaltmaya başlamaları,
h) Türk lirasından 6 sıfır atayım derken hata yapıp, enflasyona neden olunması,
i) Faiz oranlarının ve enflasyonun yeniden artmaya başlaması,
j) Beklenmedik politik gelişmelerin ani piyasa hareketleri yaratması sırasında ekonomi bürokrasisinin ne yapacağını bilememesi.
Ekonomik göstergeler iyiye gidiyor. Ancak, hala halka fazla yansıyan bir şey yok. İstikrardan bahsedilebilmesi için, 2003 yılında elde edilen başarıların 3 - 4 yıl daha aynı biçimde sürdürülmesi gerekir. Aksi takdirde, yine başa döneriz.