Ülkemizin en önemli sorunlarından biri, işadamlarının kendinden sonraki nesli iyi yönlendirememesi. Çoğu kez, babadan oğula kalan mal, ya miras kavgaları ya da yanlış yönetimler sonucu yok olup gidiyor. Bu durum, sadece o ailenin mal varlığının erimesi sonucunu vermiyor; aynı zamanda, ülkenin sermaye birikimi de erimiş oluyor. Gelişmiş ülkelerde, bu problemin biraz olsun giderilebilmesi için, şirketlerin borsaya açılması ve patronların şirket yönetimini profesyonel yöneticilere bırakması gibi yollar seçilmiş.
Bu sorun için öngörülen çare ne olursa olsun, ikinci neslin, ayakları üzerinde durabilen, yeterince tecrübe edinmiş ve şirketi bulunduğu yerden alıp, büyüterek devam ettirecek kabiliyette kişiler olması, mutlak önem taşıyor. Ülkemizde, Sabancı, Doğan, Koç, Özyeğin, Eczacıbaşı, Demirören gibi ailelerin bunu başarabildiği anlaşılıyor. Ancak, tüm iş âlemi göz önüne alınırsa, önümüzde çok büyük riskler olduğu kolayca görülüyor. Hele, yabancıların gelip peynir ekmek alır gibi ulusal şirketleri kapıştığı bir ortamda, eğitimin, paylaşma geleneğinin ve teşebbüs kabiliyetinin önemi gittikçe artıyor.
Troy Dunn’ın bu konuda yazdığı kitap Amerika’da piyasaya çıktı. Kitabın adı, “Young Bucks”. Dunn, bu konuda, şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Çocuklarınıza güvenin. Hata yapmalarına izin verin. Kabiliyetlerinin ortaya çıkmasına yardımcı olun.
- Çocuğunuzu size benzeyen biri olarak görmek yerine, kendinizi, gelecekteki büyük bir işadamının babası olarak görün.
- Konusunda iyi bir eğitim almış olmak, çoğu zaman başarı için “anahtar” bir formül değildir. Ama, tabii ki, faydalıdır.
- “Anahtar”, çocuğa, kazanmayı ve insan yönetimini öğretmektir.
- Daha çocukken, paranın değeri, para kazanabilmenin ve harcayabilmenin önemi kendisine anlatılmalıdır.
Yerine karar vermeyin
- Çocuğunuz, büyük işlerin, küçük işlerden doğduğunu bilmelidir.
- İşinizdeki “iyi” gelişmeleri daha küçükken, onunla paylaşmalısınız. Bu, ona geleceğin hayalini kurma olanağı verecektir.
- Çocuğunuza, gereğinden fazla harçlık vermeyiniz. Üstelik, harçlığından artırarak bir şeyler yapabilmeyi öğrenmelidir. Hazır limonata içmek yerine, limonla, limonata yapmayı öğrenmelidir.
- Çocuğunuz iş hayatını zevk alacağı bir macera olarak görmelidir. Ona vereceğiniz mesajları, mesajlar kötü bile olsa, gülümseyerek ve iyi yönlerini anlatarak veriniz. Çocuğunuz, hayattan korkmamalıdır.
- Kendine güven, sabır, kendini anlatmaktan çok başkalarını dinleme davranışı, sürekli gülümseme ve başkalarına içten davranma, yeniden başlayabilme, enerjiyi iyi kullanma, başkalarından farklı olma, hayal edip yaratabilme yeteneği, detaya dikkat etme eğilimi, toplum karşısında konuşabilme yeteneği, sözüne güvenilirlik, başkalarıyla işbirliği yapabilme yeteneği ve lider olma isteği, çocuklarınıza verebileceğiniz temel hünerlerdir.
- Çocuğunuzu yönlendirin ama hayatı hakkında kesinlikle onun yerine karar vermeyin.
- Çalışmayı öğretiniz ama ona çalışmanın ve paranın da her şey olmadığını anlatınız. Çocuğunuzun kendi çabasıyla kazandığı ilk para, miktarı ne olursa olsun kutlanacak bir olaydır.