Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şimdi yeniden getirilmek istenilen “Fon” uygulamasına, ilk kez 1984 yılında rahmetli Özal tarafından başlanmıştı. Bu uygulama sayesinde, ne kadar teknik heyet karar veriyor dense de, başbakanlar kendilerini bütçeyle kısıtlamadan istedikleri harcamayı yapabiliyorlardı.
Enflasyonu artıran en önemli nedenlerden biri olan “Fon” uygulaması, Çiller tarafından kaldırıldı. 1993 yılından itibaren, 73 fonun yüzde 83’ünü ifade eden 63 en önemli fon bütçeye dahil edildi. IMF’nin de baskısıyla, diğer fonların da zaman içinde, sonraki yıllarda bütçeye dahil edilmesi sağlandı.
Çiller tarafından bütçeye devredilen fonlar arasında, Kamu Ortaklığı Fonu, Toplu Konut Fonu, Destekleme ve Fiyat İstikrarı Fonu, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu, Akaryakıt Fiyat İstikrarı Fonu, Belediyeler Fonu ve Mahalli İdareler Fonu gibi fonlar vardı.

Haberin Devamı

Bol keseden ‘taban fiyat’
Fon uygulaması sayesinde, başbakanlar, bütçede yeri olup olmadığına bakmaksızın, fonlardaki paraları kullanıp, “pasta dağıtımı” yapabiliyorlardı. Fonlar, ek bir örtülü ödenek gibi kullanıldığı için, hiçbir başbakan bunları kaldırmaya yanaşmıyordu. Uygulama doğal olarak, başbakanları çok güçlü kılıyor ve onlara “kendi zenginini yaratma” olanağı veriyordu. 1985 ile 1994 yılları arasında, 37.8 milyar dolar fon geliri elde edilmiş ve bu dönemde fonlar kullanılarak 39.6 milyar dolarlık harcama yapılmıştı.
1994 yılından önce, siyasetçiler kaynak bulmadan, bol keseden “taban fiyatı” verirlerdi. “Kim ne verirse, 5 lira fazlasını veririm” diyen siyasetçiler vardı. 1994 yılında değiştirilen Merkez Bankası Kanunu ile, Toprak Mahsulleri Ofisi ve diğer kamu kuruluşlarına para basılarak kredi verilmesi uygulaması kaldırıldı.
Tarımsal teşvik ve sübvansiyonlar, bütçe kapsamına alındı. İşte, asıl “Merkez Bankası Bağımsızlığı” böyle başlatıldı. Şimdi anlaşılan, bütçe dışında tutulacak fonlarla bu işler yapılmaya çalışılacak. Örneğin, kurulacak fonlarla, daha rahat “kömür” dağıtılabilecek.

‘İhracatta vergi iadesi’
Yine, rahmetli Özal tarafından getirilen, “İhracatta Vergi İadesi” ve “İhracatta Navlun Primi” gibi uygulamalar da Çiller zamanında kaldırıldı. Bunlardan birincisi, 1993; ikincisi ise, 1994 yıl sonundan itibaren tamamen yok edildi.
Kaldırılmadan önceki son 10 yılda, 2.1 milyar doları vergisel ve 9.3 milyar doları da nakit olmak üzere, toplam 11.4 milyar dolar, “teşvik” adı altında dağıtılmıştı. Ekonomi tarihimize, “hayali  ihracat” olarak geçen yolsuzluklar, bu uygulamalar sayesinde yapılabilmişti. Şimdi, bütün bunları unuttuk.
Muhtemelen, Başbakan’ın etrafındaki birtakım “cin fikirli” kişiler, aynı pastaları yeniden pişirip paylaşmak düşüncesindeler. Aman bunlara geçit vermeyelim. İşlerin iyi giden bölümünü de küçük çıkarlar uğruna feda etmeyelim.
Geçmişi unutan, geleceği projelendiremez.