Muhtemelen bir ay içinde Irak'a asker gönderiyoruz. Türkiye tarihinin yeni bir aşamasına başlıyor. Ülkemizin bundan sonraki geleceğini bu aşamada ve sonrasında atacağımız adımlar belirleyecek. Aşağıdaki soruların cevabını bulmadan da, geleceğimiz için sağlıklı bir karar veremeyiz. Ülkemizi idare eden devlet adamları bu soruların cevabını mutlaka vermeliler.
İşte, kendimize sormamız gereken sorular:
a) Irak'a gönderilecek güç, askeri harcamaları önemli ölçüde artıracak. Yabancı ülkelerde güç kullanma, ülke içinde kaçınılmaz olarak parasal genişlemeye neden olacak. Bu da enflasyon demek. Oysa, hükümet anti enflasyonist bir politika izliyor ve bunda da başarılı olmak üzere. Ekonomik program bozulmadan ordunun artan masrafı nasıl karşılanacak?
b) Gördüğümüz kadarı ile devlet kararlarında büyük bir koordinasyon eksiği var. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı'nın imzaladığı anlaşmadan Genelkurmay'ın haberi olmadı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Dışişleri, İçişleri ve ekonomiden sorumlu bakanların Irak'la ilgili olarak alınan her kararda Başbakan'la birlikte koordinasyon içinde hareket etmesi; tek ağızdan konuşulması; Meclis denetiminin sürdürülmesi gerek. Bu koordinasyon nasıl sağlanacak?
c) Türkiye, jeopolitik haritalarda hala "Ortadoğu"nun içinde gösteriliyor. Yani, sorunlu bölgede. Gerçekte, bu yüzden bizi Avrupa Birliği'ne almıyorlar. Ülkemize yabancı yatırımcının gelmemesinin temel sebebi de bu. Biz bir "Ortadoğu ülkesi" olarak kaldıkça da bir türlü gelişemeyeceğiz. Bu zinciri kırabilmek için devletimizin uzun vadeli planı nedir?
d) Askeri harekatın başlamasıyla, kaçınılmaz olarak askeri haberlerle yatıp, askeri haberlerle kalkacağız. Avrupa Birliği ülkeleri de, deniz aşırı güç kullanabilmek için bundan sonra silahlı kuvvetlerini güçlendirmeye önem verecek. Bu durumda, ordumuzun gücünü sürdürmesi ve daha da güçlendirilmesi zorunlu olacak. Devletin aldığı her kararda, orduyu gözetmesi doğal olacak. Bu durum, ya mevcut yönetimin orduyu daha iyi anlaması ya da daha iyi anlayan bir yönetimin iş başına getirilmesi sonucunu doğuracak. Hükümet, Silahlı Kuvvetler'le mevcut çatışma ortamını sona erdirilip, işbirliğini nasıl sağlayacak?
e) ABD yeni bir dünya imparatorluğu modeli oluşturmak istiyor. Anlaşılan o ki, dolar "dünya parası" olmaya devam edecek. Dünyanın "servet üreten en önemli bölgesi" olduğu bilinen Ortadoğu'ya bu nedenle herkes göz dikmiş durumda. Biz de bu bölgede yer alan en güçlü ülkeyiz. Ancak, işbirliği yapmadığı takdirde, Türkiye'nin bu bölgede varlığını sürdürmesi sıkıntıya girebilir. Devletimizin bu konudaki beklentileri ve uzun vadeli planları nelerdir?
f) Türkiye anlaşmalarla doğan ve ödenmesi durdurulan petrol alacaklarını nasıl tekrar almaya başlayacak? Merkez Bankası ve bankaların Irak'tan olan ve 4 milyar doları aşan alacakları nasıl tahsil edilecek? Irak'ın yeniden yapılanmasında nasıl görev alınacak? Irak'la ticaret nasıl geliştirilecek?
g) Irak'ta milli bütünlüğün korunmasını istiyoruz. Oysa, gelen haberler federe devletlerin çoktan vazgeçilemez biçimde oluşturulduğu yönünde. Bunlardan birisi de Kürt devleti. Irak'ta ülkemizin çıkarları ile örtüşen bir çözümü bu aşamadan sonra nasıl sağlayacağız veya nelere razı olacağız?
Devleti yönetenler, bu soruların cevaplarını önce kendileri vermeli, sonra bize açıklamalılar. Çünkü, bu soruların cevapları bilinmedikçe mağlubiyet kaçınılmaz demektir.
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025