Çözüm Sunay Akın 6 yaşında ailesi ile birlikte İstanbul'a yapmış olduğu bir seyahatte Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret ettiğinde, o kadar etkilenmiş ki, müzeciliği en çok sevdiği oyun haline getirmiş.Dünyadaki oyuncak müzelerinin bir çoğunu gördüm. Bizdeki, bunların hepsinden daha mükemmel. Müzede, sadece, bizim oyuncaklarımız değil, dünyanın her ülkesinden oyuncaklar var. Örneğin, Miki Fare'nin Amerika'da bile göremeyeceğiniz, ilham kaynağı oyuncak bu müzede. Oyuncak müzesi fikrinin temelleri, Akın'ın 15 yıl önce Almanya'nın Nürnberg kentine yapmış olduğu seyahatine uzanıyor. İlk kez o zaman böyle bir müzeyle karşılaşan Akın, kendini oyuncaklardan saatlerce alamadığını itiraf ediyor. Akın daha sonra, tüm dünyadaki oyuncak müzelerini gezmeye başlamış. Bu gezilerin sonunda gelişmiş her ülkenin mutlaka oyuncak müzesi olduğunu ve teknolojik açıdan kendini geliştiren ülkelerin oyuncak sanayisinde lider olmayı başardıklarını fark etmiş. Müzeciliğin, üretimle olan ilişkisini anlamış. Müze gezilerinin ve özellikle oyuncak müzeleri ziyaretlerinin, gelişmiş ülkelerin eğitim programlarının bir bölümü olduğunu görmüş. İstanbul Oyuncak Müzesi, dünyanın en geniş oyuncak koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Müze, 23 Nisan 2005'te Sunay Akın'ın ailesinden kalma Göztepe'deki köşkünde kurulmuş. Müze girişindeki dev zürafalar, çocukları bir an önce müzeyi gezmeye davet ediyor. Müzeyi gezerken, çocukluğumu bir kez daha yaşadım. Yıllar öncesine gittim. Çocukluğumda kullandığım objeleri ve tüm oyuncaklarımı orada buldum. O günleri hayal etmeye başladım. O oyuncaklarla oynarken, neler yarattığımı düşledim. Akın, "Hayal etmenin ve düş kurmanın tarihi var. Bu tarih o müzelerde yaşatılıyor. Türkiye'de de böyle bir müze olmalı ve hayaller korunmalıydı" diyor. Çok büyük bir iş yapmış.Şair ve yazar olan Sunay Akın, "Oyuncak müzelerini gezerken içimde hep anlaşılmaz, garip bir duygu taşıdım. Bütün uygar ülkelerin oyuncak müzeleri var, bizim niye olmasın dedim ve bu müzeyi kurdum", diyor.Akın, 11 yılda gezdiği ülkelerden 4 bin antika oyuncak satın alarak, insanlara masalsı bir dünya kurmak istemiş. "Bu müzede hayallerimizdeki kahramanları sergileyeceğimize göre, her odanın bir sahne görünümünde olması gerekliydi" demiş ve sahne tasarımcısı Ayhan Doğan ile çalışmış.Oyuncak müzesinden içeri adımınızı attığınızda sizi masalsı bir dünya bekliyor. Evcilik oynadığınız bebeğiniz, kurşun askerleriniz, metal arabalarınız, tahta atlarınız, çemberleriniz, çocukluğunuz, anılarınız 5 katta sergileniyor. Girdiğiniz her odada farklı bir macera yaşayacak ve çocukluk dostlarınızla karşılaşacaksınız. İsteyip de sahip olamadığınız, oyuncaklarınızı göreceksiniz. Konferans salonunun bulunduğu en alt katta kendinizi bir denizaltının içinde bulacaksınız. Çayınızı, kahvenizi yudumlayacağınız kafede ise kendinizi bir oyuncağın içinde hissedeceksiniz. Hepsinden önemlisi, her icadın önce oyuncağının yapıldığını anlayacaksınız. Oyuncakların , savaşı bile insanlara sevdirebildiğine, Hitler'in Almanları oyuncak sayesinde motive ettiğine şahit olacaksınız. Bir an önce değil, bu müzeyi bir gün bile beklemeden, gezmelisiniz. ytoruner@milliyet.com.tr Yıllar öncesine gittim