Merkez Bankası Brifingi
Hükümete verdiği brifingde, Merkez Bankası Başkanı, Merkez Bankası faiz indirimi uygulasa da, piyasa faizinin düşmeyeceğini iddia etmiş. Oysa, bu doğru değil. Çünkü, Merkez Bankası ilan ettiği faiz üzerinden bankaların bütün parasını açık piyasa işlemleriyle geri çekiyor. Dolayısıyla, Merkez Bankası’na yatırmak varken, hiçbir banka, hiç kimseye daha düşük faizle kredi veremiyor. Sonuçta, Merkez Bankası faiz düşürdüğü oranda, genel faiz seviyesi de düşüyor. Tabii, döviz kredileri yurtdışından sağlanan döviz kredilerinin maliyetine göre veriliyor.
Mustafa Yılmaz
Önceki hafta Türkiye’nin en renkli borsacısı Mustafa Yılmaz’ı kaybettik. Mustafa, zaman zaman Sakıp Sabancı’yı taklit eder biçimde konuşurdu. Benim borsa başkanlığım sırasında, hemen her hafta bir cin teklifle gelir, tüm borsacıları yönlendirir, tüm borsa üyelerinin imzaladığı deklarasyonlar yayımlardı. Borsanın büyümesi için elinden gelen her şeyi yaptı. At biner; iyi silah kullanırdı. Allah rahmet eylesin.
Formula 1
Yeterli seyircisi yok. Çünkü, yarışların zamanı yeterince önceden bildirilemedi; bilet satışı yanlış yapıldı. Pistte köpekler dolaşıyor. Çünkü, her zamanki azgelişmiş düşünce sistemimiz burada da geçerli. Yarışların yıllık getirisi, pistin bakım ve işletme giderlerini bile karşılamıyor.
Ticareti geliştirme amacı olan İstanbul Ticaret Odası (İTO), burası için 300-400 milyon dolar para yatırdı. Paralar uçtu. 150 bin kişi yarışları seyretmek için İstanbul’a gelecekti. 15 bin kişi geldi. Yarış için her yıl 13.5 milyon dolar kira ödeniyor. Pist ise, yılda bir yapılan yarışlar için 360 gün boş tutuluyor.
İTO, kendi işi olmayan bu sahaya 400 milyon dolar yatırırken, kendilerine teklif ettiğim, tüm esnafı otomatik kredilendirme olanağına kavuşturacak bir sisteme sadece 30-40 bin dolar harcamayı göze alamadı.
Şu anda, Türkiye’nin en zengin kuruluşları ticaret odaları. Buralara, ticaret erbabının zorunlu olarak ödediği aidatlar giriyor ve elde edilen paradan hesap sorulamıyor. Ellerindeki para milyarlarca doları aşıyor. Bu para, dolaylı olarak yöneticilerin siyasi beklentileri için de kullanılabiliyor. En önemli sorunlarımızdan biri de bu.
Demokrasi
Demokrasilerde parti kapatılmazmış. Oysa, tam tersi. Sadece, kapatma yöntemi, demokratik olmalı. Halk, partileri “anayasal devlet düzeni” içinde, belli bir süre için, ülkeyi yönetmek üzere seçiyor. Peki, bu kurallara uymayan bir parti, “demokratik kurallar” içinde, nasıl kapatılabilecek? Yargı kararıyla. Buna razı olmayan bir parti, kendisini rejim dışı ilan etmiş olmuyor mu?
