Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Çukurova'nın bulacağı 5 milyar dolarla ilgili en olumlu senaryo şöyle olabilir:
Ya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan (TMSF) teminatların para ödenmeden önce veya ödenme sırasında serbest bırakılması istenecek;
Ya TMSF'nin elindeki hisse senetlerinin para ödenmeden önce veya ödenme sırasında serbest bırakılması istenecek;
Ya da Çukurova'nın borcuna karşılık bir devlet garantisi gerekecek.
Bu işlemlerden birini veya hepsini yapacağına dair TMSF bir belge verir ve bu belgede sözü edilen edimlerin TMSF tarafından yerine getirilmesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından garanti edilirse, bu belgeleri eline alan kişiler piyasaya çıkıp kapı kapı dolaşır; parayı bulmaya çalışırlar. Aslında, bu kişilerde hazır para yoktur.
Böyle bir operasyon Türk Hazinesi'nin borçlanma piyasasını kaybetmesine neden olur. Çünkü, Hazine borçlanmak için normal imkanların dışına çıkmaya başlamış demektir. Bu davranış, Türk Hazine'sinin borçlanma kapasitesini, bulunacak paranın en az 6 - 7 misli azaltır veya fiyatını çok yükseltir. Değil hazineler, ticari bankalar bile böyle bir yola gitmezler. Hatta, bugünlerde Türk bankaları senetleri elden ele dolaşacağı için, aval karşılığı kredi kullanmayı bile istemiyorlar. Kullanılacak kredinin parçalar halinde verilmesi bile bankaları tedirgin ediyor. Çünkü, bir bankaya bulunacak kredi için, birkaç kişiye sorulacak olması o bankanın itibarını bozabiliyor. Birkaç elden piyasaya girilirse, piyasa olduğundan çok daha yüksek bir borçlanma ihtiyacı olduğu algılaması yapıyor. Ticari bankaların bile yapmayı tercih etmedikleri böyle bir işlemi Türk Hazinesi veya TMSF hiç yapamaz. Yapmaya cesaret edemez. Edememelidir.
Çukurova, bütün bu veya buna benzer bir senaryoyu reddediyor ve benim param hazır diyorsa, o zaman durum değişiktir. Parayı getirir; borcu öderse, ödemeyi önerdiği 5.2 milyar dolar derhal kabul edilmeli ve aklama yapılmalıdır. Böyle bir ödemeyi gerçekleştirebilen, bu ekonomik ihtiyaç sırasında ülkesine 5 milyar dolar sağlayabilen kişinin de heykeli dikilmelidir. Böylece, herkesin lafı da ağzına tıkanır.
Ama, Türkiye Cumhuriyeti bir borç ödeme veya kaynak yaratma senaryosunun içine sokulamaz.
Merkez Bankası Başkanı olarak atandığım ilk günlerde, Morgan Guaranty Trust Co. bankaya başvurarak ellerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın "takdir mektubu"nu alan bir grubun Körfez ülkeleri merkez bankalarını ziyaret edip, onlardan para istediklerini bildirmiş ve bu mektubun doğru olup olmadığını sormuştu. Böyle bir uygulama uluslararası pratiğe ve iş ahlakına aykırı idi ama maalesef yapılmıştı. Bırakın teminatı veya anlaşmayı bir "takdir mektubu" bile kapıları açabiliyordu. Uluslararası para piyasalarında durum budur.
Şimdiye kadar, Türkiye Cumhuriyeti için 2 ile 100 milyar dolar arasında para bulduğunu söyleyen ve en üst yöneticilere kadar ulaşıp, onları ikna edebilen en az 10 kişi ile karşılaştım. Her üst düzey bürokrat da karşılaşmıştır.