Sabah-atv ihalesini kazanan Çalık grubu, 1.1 milyar dolar+KDV tutarındaki ödemeyi buldu. Buldu, ama asıl sorun şimdi başlıyor.
Çünkü;
a) Para bulunmasına siyasi etkiler karıştı. Dış ortağın bulunmasında, siyasilerin temasları etkili oldu. Krediler, devlet bankalarından alındı. Bu haliyle, işlemin “Yüce Divan”a götürülme olasılığı bulunuyor. Yapılan işlemde, “cahil cesareti” görüntüsü var.
Satın almada, Gülen cemaatinin “etkili ve yetkili olduğu” az çok belli. Çalık grubu ihaleye tek katılımcı olarak katılmıştı.
Bu normal gibi görünse de, diğer katılımcıların ihaleye katılmaktan vazgeçirildikleri biliniyor. Üstelik, Başbakan’ın damadının kardeşi, Sabah-atv’nin yönetiminde, ikinci adam.
b) TMSF, henüz kendini kurtaramadı. Katarlı ortağın para kaynağı tam olarak araştırılmadı. Ödemeden sonra, ortağın adı bile değiştirildi. Katarlı ortağın parasının, “Independent Sovereign Funds” denilen, denetlenemeyen fonlardan gelmiş olma olasılığı çok yüksek.
Bu fonlardaki, “kara para olasılığı” konusunda IMF’nin ve diğer uluslararası kuruluşların denetimleri sürüyor. Paranın, bilinen bir bankadan transfer edilmiş olması, durumu değiştirmiyor. Öte yandan, TMSF’nin aldığı parayı döviz fiyatlarına müdahalede kullanma ve Hazine’ye ödeme yapmama olasılığı var.
c) Kredide, teknik olarak anlaşılmaz noktalar var. Kredi şartlarında şeffaflık yok. Kredi alındığı günün ertesi günü, uluslararası değerlendirme kuruluşu Fitch, Çalık Holding’in döviz ve YTL notunu düşürerek durumunun kötüleştiğini belirledi.
Sabah gazetesinin tirajı düşmeye başladı. Bu durum da kredinin geri ödenmesini güçleştiriyor. Para ödendi ama, RTÜK onayı hâlâ çıkmadı. Çalık’ın koyduğu paranın da Fettah Tamince’den borç alındığı anlaşılıyor. Yani, ortada ihaleyi kazananın koyduğu, yeterli miktarda para yok.
İşte merak edilen sorular
Şimdi, bazı sorularımızı sıralayalım:
a) Sabah-atv, 750 milyon dolarlık bir kredinin teminatı sayılabiliyorsa, Dinç Bilgin’in her şeyine neden el konuldu?
b) Çalık grubunun uluslararası bankalardan ve Türk özel bankalarından kredi bulamadığı anlaşılıyor. Böyle bir kredi müşterisine, kamu bankaları hangi baskı veya güdülerle kredi vermiş olabilir?
c) Fettah Tamince’nin sağladığı kaynağın miktarı ve ödeme şartları nedir?
d) Katar Şeyhi 125 milyon dolar verdi ama 312 milyon dolarlık bir riske girdi. Bunun karşılığında neler bekliyor?
e) Krediler geri ödenemezse, Sabah-atv yeniden kamu bankalarına, yani, devlete geri döneceğine göre, bu tam bir özelleştirme sayılabilir mi?
f) Yine, krediler geri ödenemezse, zarar, kamu bankaları aracılığıyla halka yüklenmiş olmayacak mı?
Krediyle ilgili teknik sorunları yarınki yazımda ele alacağım.