Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Tüzmen kendisi aleyhinde yazı yazan bir gazeteyi halk önünde yırtma cüretini gösterdi. Daha sonra, özür dilemesi gerçek niyetini yok etmiyor. Daha sonra Başbakan tarafından düzeltilmiş olsa da, Maliye Bakanı Unakıtan kendilerine oy vermeyen halkı bu yörelere para göndermeyerek ve yatırım yapılmasını engelleyerek cezalandıracaklarını söyledi.Bunlar kendine gereksiz aşırı güven ve pervasızlık gösterisinin yanı sıra demokrasi inancının da yeterince yerleşmemiş olduğunun bir göstergesi. Bırakın demokrasi inancını, böyle davranışlar AKPnin hala "takiye" yapmaya devam ettiği izlenimini veriyor. Üstelik, bazı çevrelerde AKPnin asıl amacının "dine dayalı devlet" kurup, "hilafet"i yeniden gündeme getireceğinin tartışıldığı bir ortamda, hem Tüzmenin hem de Unakıtanın davranışları hiç de iyi olmadı. Bizim korkumuz ise, bütün bunların ötesinde tek parti yönetimi sayesinde sağlanmış olan istikrarın bozulma olasılığı. Çünkü, artık ekonomik istikrarın siyasi istikrardan geçtiğini hepimiz öğrendik.Adaylara bakıyoruz. AKP "kimi koyarsam seçtiririm" anlayışı içinde. Bu anlayışla, İstanbulda Ali Müfit Gürtunanın siyasi hayatı bitirildi. CHP ise sanki "kimi koysam da seçilemesin" diye düşünmüş. Örneğin, en önemli yer olan İstanbulda bile CHP adayı Sirmen, İzmitten getirildi ve Yakacık Barajı ile ilgili davaları hala devam ediyor. DYP ise, "ne yapmak istediğini tam anlatamayan" bir parti görünümünde. İstanbuldaki adaylarının herkesten çok projesi var ama hiç kimse bunları bilmiyor.Seçim döneminin bu denli cansız geçeceğini beklemiyorduk. Şimdiye kadar bu denli heyecansız bir seçim dönemi yaşanmadı. Partiler "slogan" üretemediler. CHPnin cılız muhalefeti herkesi kızdırıyor. Sanki, iktidar iktidarlığından, muhalefet de muhalefetliğinden memnun gibi. Sadece, DYPnin lideri sayesinde, biraz muhalefeti var. O da, AKPli bakanların yanlış söylemlerine dayandırılmış vaziyette. Ortada yeni bir söylem veya vaat yok. Zaten, muhalefet partilerinin medya organları da yok. Medya ya tarafsız görüntü veriyor ya da iktidar partisi tarafında. Yani, iktidar tarafında. Anlaşılan, kurulu düzeni hiç kimse değiştirmek istemiyor.Bugünkü haliyle seçim bir oligopol piyasası gibi. Birkaç firmanın aşağı yukarı aynı malı üretiği, talebin fazla elastik olmadığı, reaksiyonların sadece fiyat değişikliklerine bağlı olduğu bir piyasa.Seçim sonuçları sadece AKP için önem taşıyor. AKPnin oy oranı genel seçimde aldıklarının altına düşerse, seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu gündeme getirilecek ve yeni arayışlar başlayabilecek. İktidar partisi oy oranını artırırsa, daha cesur söylem ve kararlarla karşılaşacağız.Bu seçim, AKPnin yaptıklarının ve yapacaklarının onaylanması için çok önemli. Özellikle, AKPnin toplam oy yüzdesi. ytoruner@milliyet.com.tr Iktidar partisi, mahalli seçimlere AKP ülke çapındaki toplam oyların % 50 sinin üstünde oy alacağını söyleyerek girdi. Medya desteğini de arkasına alan iktidar partisi, vurdumduymaz tavırlar sergiliyor.
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025