Önceki haftaki “Gümrük Birliği” konulu yazılarıma, başta Ankara Ticaret Odası olmak üzere çeşitli itirazlar geldi. Bu itirazları kısaca gözden geçirmek istiyorum:
Türk tekstil sektörü Gümrük Birliği (G.) yüzünden krize girmiştir. (Bu doğru değil. Tekstil krizi, ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde tekstil fabrikalarına gereksiz ve talebin üzerinde yatırım yapılması nedeniyle doğdu. 2005 yılından sonra, tekstil kotalarının kaldırılmasını GB değil, Dünya Ticaret Örgütü istedi.
Tekstilde kalite ve farklılık, hâlâ iyi kâr getirmektedir. GB’nin yaptığı gümrük indirimleri, gümrüksüz ithal anlamında değildir. Kaldı ki, artık dış satımda gümrük vergisinden çok daha önemli kısıtlama ve teşvikler vardır. Üstelik, tekstilde her yıl ticaret açığı değil, fazlası bulunuyor.)
Enerji ithalatı dışarıda tutulursa, GB’nin o denli yararımıza olmadığı anlaşılır. (Doğru değil. Enerji ithalatı, tamamen dışarıda bırakılsa da, Avrupa Birliği (AB) ile yaptığımız dış ticaret, diğer ülkelerle yaptığımızdan daha az açık veriyor ve bu açık yıllar içinde gittikçe kapanıyor.)
AB bize vize uyguluyor. CE damgası için para alıyor. (Bu doğru. Bu konuda çalışmalar yapılması lazım. Zaten, GB başladıktan hemen sonra, bu gibi konuların düzeltilmesi gerekirdi. Bu gibi konular yüzünden, GB Anlaşması’nın tümden zararlı olduğu söylenmemeli.)
Açık, Gümrük Birliği’ne bağlanamaz
Eskiden her 5 otomobilden 1’i yabancı iken, şimdi bu oran 4’e çıktı. Bu sektörde, ticaret açığı var ve GB aleyhimize çalıştı. (Doğru değil. 2005 yılı sonuna kadar sektörün açık verdiği doğru ama bu açık gittikçe kapandı ve 2006 yılından itibaren fazlaya dönüştü.
2007 yılında bu sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 135 ve 4.6 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. Yabancı otomobil sayısının arttığı doğru. Ancak, bu durum GB dolayısıyla değil, “ithalatı özendirici ölçüde düşük kur” politikaları nedeniyle oldu.)
GB yerine Serbest Ticaret Anlaşması yapılsaydı daha iyi olurdu. (Bu savın doğru olduğunu kanıtlayamayız. “Olsaydı” denilerek bir tartışma sürdürülemez. GB sayesinde, dünya standardında ticareti öğrendik.
GB Anlaşması’nın yapıldığı yıllarda Avrupalıların korktuğu, Japon ve Kore otomobillerinin Türkiye’de üretilmesi durumu, tersine çalıştı ve bu kez GB sayesinde, Japon ve Kore otomobilleri Türkiye’de üretilip AB’ye satılıyor.)
Çin ile olan dış ticaretimiz GB yüzünden açık veriyor. (Doğru değil. Çin mallarının önemli bir bölümü önce Türkiye’ye girip üzerine kâr konularak AB’ye satılıyor.
Türkiye bu işten kâr ediyor. Öte yandan, “ithalatı özendirici ölçüde düşük kur” politikaları nedeniyle, tüm ithalat gibi Çin’den yapılan da artıyor.)
Sonuç:
a) Dış ticarette hatalar kesinlikle var. Açık hızla artıyor. Ama, bu bozulma GB’ye bağlanamaz.
b) GB’ye girildiğinden beri, olayın üzerine gidilip eksiklikleri tamamlanmalıydı. GB sonrası gelen hükümetler bunları yapamamışlar.