Derviş geri dönebilir mi?
Kemal Derviş’in yeniden işbaşına getirilmesi için İstanbul’da hummalı bir çalışma yürütülüyor. Sevgili Hıncal Uluç 6 Kasım 2002 günlü yazısında Derviş’in misyonunu değerlendirirken, “...AKP’nin, Derviş’in inkâr edilmez katkılarıyla, Anayasa’yı değiştirecek bir güçle Meclis’e egemen olması...” derken neyi kastetmişti? Ecevit, “Derviş, en büyük hatamdır” lafını acaba neden söyledi?
20 YTL’lik banknotlara ne oldu?
Kalıbını yabancıların yaptığı, 20.000.000 Türk Lirası ve 20 Yeni Türk Lirası’nın ön yüzünde yer alan haritada Güneydoğu Bölgesi Türkiye’nin dışında gösteriliyor. Bu skandalı ortaya çıkardığımda, o zamanki Merkez Bankası Başkanı, “Bu konu, üzerinde durulacak bir durum değil” demişti. Bir diğer eski banka yöneticisi, “Yaman Bey paraya yeni mi bakmış?” dedi ve olay unutuldu. Bir ülkenin parasında, yabancı kaynakların hep gündemde tutmaya çalıştığı, “ülkeyi bölünmüş gösterme” çabalarına katkıda bulunulur ve bu gözden kaçma o ülkenin Merkez Bankası’nca uyutulmaya çalışılırsa, ne düşünürsünüz? Bu konuda, şimdiki yönetimin ne yapmayı düşündüğünü bilmiyorum. Aynı vurdumduymazlıkla, önceki yönetimin hatalarına devam edecekler mi dersiniz?
BDDK-TMSF kavgası sürüyor mu?
Yaklaşık 10 ay önce, BDDK yetkililerine “geri zekâlı” diyen TMSF Başkanı’na, BDDK yönetimi, “Eleştiri sınırını aştın” biçiminde cevap vermişti. Bu tartışma, Adabank’ın satışa sunulması nedeniyle çıkmıştı. Banka satılamadı. Geçen hafta TMSF, Adabank’ın satış fiyatı ve şartlarının muhtemelen bu hafta açıklanabileceğini açıkladı. Bakalım, bu kez bir sıkıntı çıkacak mı?
IMF iç işlerimize müdahaleyi bıraktı mı?
Yeni IMF anlaşması, sanki ekonomik kararlarda biraz daha esneklik sağlıyormuş gibi göründü. Ama, Merkez Bankası faiz artırımlarına yeniden başlayarak, IMF’nin emrinde kalmaya devam edeceğini gösterdi. İsmail Küçükkaya’nın 4 Haziran 2008 günlü yazısında açıklandığı üzere, IMF Başkanı Abdullah Gül’ü bizzat arayarak ve isim vererek Yapı Kredi Bankası’na el konulmasını istemişti. Gül, denileni yapmadı. Yine, 7 Temmuz 2001’de IMF yetkilileri 5 bankaya el konulmasını, isim vererek ve yazılı olarak istediler. Aksi takdirde, 8. gözden geçirme tamamlanmış sayılmayacaktı. Derviş, denileni yaptı.
Aslında, yabancıların iç işlerimize karışmasını biz istiyoruz. AKP’nin kapatılmasını önlemek ve yargıçlara baskı yapmak için, AB yetkililerinin ellerinden geleni yapmaları onlardan istenmedi mi dersiniz? İngiltere Kraliçesi’nin ziyareti, karılarının kafası kapalı olanlara bir destek olmak üzere yapılmış olamaz mı? Bu şartlarda, IMF’nin iç işlerimize karışmaktan vazgeçeceğini mi zannediyorsunuz?
