Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir zamanlar Afrika’nın “pırlantası” olarak gösterilen Zimbabve’de işsizlik oranı yüzde 80’e yaklaşıyor. Enflasyon yüzde 100.000’i aşmış durumda. 25 milyon Zimbabve doları, 1 Amerikan doları ediyor. Başşehir Harare’de bile sokaklar çöpten geçilmiyor; trafik ışıkları artık çalışmıyor; yollar delik deşik. Ülkenin kamu sektörü de tam bir çöküntüyle karşı karşıya.
Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe, ülkeyi çökertmek için elinden gelen her şeyi yapmaya devam ediyor. Ülkenin en büyük hastanesi bile, anestezi ilacı yokluğundan ameliyat yapamıyor. Kamuda çalışanların çoğu, otomobillere benzin satılmadığı için artık işe gelemiyorlar. Zaten, otobüs bilet fiyatları da işçi ücretlerinin üzerinde.

Haberin Devamı

Genel seçim yaklaştı
Zimbabve’nin çöküş hikâyesi, 2000 yılından sonra beyazların elinden üretim çiftliklerinin alınmasıyla başladı. Çiftlikler genellikle, onları çalıştırabilecek olan siyahlara değil, Başkan’ın arkadaş ve taraftarlarına verildi. Bunlar da çiftlikleri çalıştıramayınca, üretim durdu. Bir zamanlar tarım ürünleri ihraç eden Zimbabve’de, şimdi 12 milyon kişiyi aşan nüfusun 2/3’ü yabancı ülkelerden gelecek gıda yardımını bekler halde.
Bu ayın 29’unda Zimbabve’de genel seçimler var. 84 yaşındaki Mugabe’nin yeniden devlet başkanı olup olmaması oylanacak. Karşı partilerin liderleri seçimlerden önce genellikle tutuklanıyor olmasına rağmen, 2 muhalefet partisi seçimlere katılıyor. Önceki seçimlerde de olduğu gibi, oy sayımında hile yapılacağı şimdiden belli gibi. Zaten, Başkan Mugabe, seçimlerde yabancı gözetimcilerin bulunmasını da kabul etmiyor. Oysa, yalnız Türkiye’de değil, birçok Afrika ülkesinde ve Rusya’da bile bu uygulama var.
Mugabe, son bir oyun daha oynadı. Ülkede yabancılara ve beyazlara ait tüm işlerin, birkaç ay içinde zencilere devredilmesi zorunluluğu getirildi. Böylece, ülkeye yabancı yatırımcı girmesi olanağı da kalmadı.

Gözaltılar başladı
Zimbabve’de olup bitenler, politik kararların ülke ekonomisini ve insanını nasıl etkilediğinin en önemli ölçütü. Türkiye’de solcular, genellikle yukarıdakilere benzer, devletçi kararlar almakla tanınıyorlar. Bu nedenle, artık oy da alamıyorlar. Örneğin, Telekom, Çiller tarafından satıldığında, satış solcular tarafından engellenmeseydi, ülkenin tüm iç borçları, tek satışla ödenmiş olacaktı.
Yine, sol önderliğindeki koalisyon hükümetlerinin basiretsiz kararları sonucu, AKP iktidara geldi. AKP ise, yabancıların istediği tedbirleri aldığı için, ekonomik bozukluk yaratmadan yoluna devam ediyordu.
Ama, şimdi o da hatalar yapmaya başladı. Siyasi parti başkanları, gazeteciler gözaltına alınıyor. Bölünme olasılığını, neredeyse iktidarın desteklediğini görüyoruz. İnşallah, bu gelişmelerin ekonomik sonuçları fazla olmaz.