Türkiye’de son üç günde enerji sektörünü yakından ilgilendiren iki önemli gelişme yaşandı.
Biri hepimiz için umut verici.
Diğeri ise BBC’ye “ilham veren” DW’yi muhtemelen çok sevindiren ama bizim için iç karartan bir hadise…
Önce güzel olandan başlayalım…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar açıkladı: Türkiye’yi enerjide sadece bölgesel değil küresel güç haline getirecek anlaşma tamam.
ABD’li Harold Hamm’ın şirketi Continental Resources, TPAO ve ABD merkezli TransAtlantic Petroleum ortaklığında Diyarbakır ve Trakya havzalarında petrol/doğal gaz arama ve üretim faaliyetleri başlıyor.
TPAO’nun tahminlerine göre Diyarbakır Havzası’nda 6 milyar varil petrol ve 20 trilyon fit küp doğal gaz var. Trakya Havzası’nda ise 20 ila 45 milyar trilyon fit küp doğal gaz çıkarılabilir rezerv bulunuyor.
Bakan Bayraktar gelişmeyi “Gabar’ı birkaç Gabar yapacak keşifler yolda” diyerek duyurdu. Bu enerjide dışa bağımlı bir ülke olmaktan çıka
Şehit anneleri…
Diyarbakır anneleri..
Cumartesi anneleri…
Dünyanın en güzel ülkesinde anaların izlerini kaybettikleri evlatları için yıllardır gözyaşı dökmesi bir kader mi? Neden buna bir “Dur” demedik? Diyemedik?
Neden bu kadar zamandır bu millet üzerinde kurgulanan “Etnik temelli iç savaş” senaryosuna toplumun tamamının esaslı bir şekilde itiraz etmesini sağlayacak bir kamuoyu oluşturamadık?
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ekim ayındaki ezber bozan çıkışıyla gündeme gelen “Terörsüz Türkiye” hedefi tam da bu yüzden çok önemli.
Terörle yaşamak bu ülkenin güzel insanlarının makus talihi olamaz. Olmamalı… Türkiye uzun yıllar sonra yakaladığı bu tarihi fırsatı bir kez daha ıskalamamalı.
“Terörsüz Türkiye” bir siyasi proje değil. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğine kasteden küresel çetelerin elindeki terör kartını boşa çıkarma hamlesi. O yüzden vakit barış vakti. Kardeşliğin ipine sımsıkı sarılma, anaların gözyaşlarını dindirme vakti.
ABD Başkanı Trump: “LGBTQ’yu tanıtmak için kimsenin adını bile duymadığı Afrika ülkesi Lesotho’da 8 milyon dolar harcadık!”
Peki ABD’nin Biden döneminde LGBTQ lobisinin propagandası için para dağıttığı tek ülke 2 milyon nüfuslu Lesotho mı?
Sanki öyle değil gibi… Baksanıza Türkiye’de bir eğitim sendikası Ramazan ayında okullarda “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersi yapacağını duyuruyor! Sınıf tahtalarını da mor renge boyayacaklarmış! Acaba bu motivasyonun sebebi ne?
Lafı uzatmaya gerek yok. Bu aile kavramına açıktan savaş açmaktır. Öğretmenlerin üye olduğu bir sendika nasıl olur da küçücük çocuklara okullarda eşcinsellik propagandası yapacak kadar gözünü karartır?
Sendikanın bir sonraki adımı ne olacak? Kaliforniya örneğinde olduğu gibi “Okullarda cinsiyet değiştirmek isteyen çocuklar var” diyerek yeni bir faza geçmeyi mi planlıyorlar?
Ailelerin, velilerin gözü bu saatten sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerindedir.
Bakan Yusuf Tekin’in “Türk toplumunun
ABD’nin sıra dışı başkanı Trump küresel ticaret savaşlarında dengeyi kendi lehine çevirmek için birçok ülkeye ilave gümrük vergileri getiriyor.
Kanada, Meksika, Çin derken sıra yavaş yavaş AB ülkelerine geliyor.
Şimdi sıkı durun. Herkese ilave gümrük vergileri getiren Trump’ın ABD’si, Türkiye’den ithal ettiği yumurtalar için ise kilo başına 50 cent ilave vergi ödüyor.
ABD başlangıçta bu vergiye itiraz etmiş ama Tarım Bakanlığı ve yumurta üreticileri geri adım atmayınca kabullenmek zorunda kalmış.
Yani Türk yumurtasının gücü Trump’a geri adım attırmış.
Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı İbrahim Afyon’un verdiği bilgiye göre ABD’ye Mayıs 2024’ten beri yumurta satıyoruz.
5 bin ton ile başlayan ihracat ABD’nin sınırsız talebiyle 2025’te 15 bin tona (240 milyon adet) yükselmiş.
Haziran ayına kadar ABD’ye ayda ortalama 48 milyon yumurta satacağız.
ABD Başkanı Trump’ın hem kendisini hem de Zelenski’yi karikatürize ettiği o meşhur tartışmada kurduğu şu cümle dünyanın son 10 yılının özetidir: 3. Dünya Savaşı ile kumar oynuyorsun!
Zelenski’nin çapı tek başına bir dünya savaşı çıkarmaya yetmez. Ama ABD Başkanlık Seçimlerinde Trump’a suikast düzenleyecek kadar ileri giden küreselci çetenin elindeki tek koz da Zelenski olamaz. Farklı ülkelerde sahaya sürecekleri daha ne Zelenskiler var ellerinde.
Dünya 10 yıldır küresel bir savaşı isteyenlerle buna engel olmaya çalışanların bilek güreşine sahne oluyor. Ukrayna üzerinden yaptıkları deneme “şimdilik” kaydıyla başarılı olamadı. Yine deneyecekler. Ve şundan hiç şüpheniz olmasın Türkiye’yi de bu savaşa dahil etmek isteyecekler. Son 10 yılda Türkiye’yi Rusya ile savaştırmak için bilenen üç hamle yaptılar…
2015’te düşürülen Rus uçağı…
2016’da Rusya Büyükelçisi’nin Ankara’da öldürülmesi..
2023
Büyük devletler geçmişe bakarak değil, geleceği planlayarak hareket eder.
Bugün Türkiye’nin yaptığı da tam olarak budur.
Terör örgütü elebaşının ‘Amasız, fakatsız, şartsız, şurtsuz’ “Silahları bırakın” çağrısı yapması ve PKK’ya kendisini feshetme talimatı vermesi tarihi bir adımdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terör örgütünü bitirdiği bizzat örgütün kurucusu tarafından kabul edilmiştir.
İmralı’nın açıklamasındaki “Federasyon, idari özerklik gibi çözümler tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” vurgusu bir devrin kapandığının metne yansıyan bir diğer itirafıdır.
Bundan sonraki süreci devlet “İhtiyatlı bir iyimserlikle” takip edecektir.
Örgütün silahlı kanadı kadar onun siyasi uzantısının takınacağı tavır dikkatle not alınacaktır.
Devletin gösterdiği samimiyet ve uzattığı elin kıymetini umarım bilirler.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na son dönemde vatandaşların çok şikayetçi olduğu hastanelerden randevu alamama meselesini sordum.
Cevaba geçmeden önce Bakan Memişoğlu’nu randevu sorununu çözme konusunda oldukça kararlı gördüğümü belirtmem lazım. Kısa bir sürede vatandaşın bekleyen randevu taleplerini yüzde 58 oranında azalttıklarını, an itibariyle sağlık hizmeti sundukları 79 branşın 69’unda aynı güne randevu verdiklerini söyledi.
Aynı gün randevu
Bakanın verdiği bilgiye göre şu an 81 ilden 69’unda vatandaş aynı günde hizmet sunulan tüm branşlara randevu alabiliyor. Yine 81 ilden 73’ünde aynı haftada vatandaşlara tüm branşlarda randevu veriliyor. Memişoğlu, 2024 Aralık ayında Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde (MHRS) bekleyen randevu 2 milyon 490 bin 559 iken, hummalı çalışmalar ile bu sayının 1 milyon 96 bin 163’e gerilediğini; bekleyen tekil vatandaş sayısının 1 milyon 42 bin 471’e düştüğünü belirtti.
Talebin üçte ikisi eridi
Bu arada Kemal Bey, ilginç bir bilgi verdi:
Tarih 25 Nisan 2016…
15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden üç ay önce.
Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman “Yeni anayasada laiklik ilkesi yer almamalı” diye bir demeç veriyor. Zaten yeterince karışık olan siyasi atmosfer iyice geriliyor.
Kahraman’a ilk tepki TÜSİAD’dan geliyor..
Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önce TÜSİAD’ı tebrik ediyor, sonra TOBB Genel Kurulu’nda Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu ve üyelere “TÜSİAD kadar yürekli olamadınız” diye fırça atıyor.
Kılıçdaroğlu muhtemelen CHP’nin tek başına kurduğu son hükümet olan (5 Ocak 1978-12 Kasım 1979) Ecevit azınlık hükümetinin TÜSİAD tarafından gazete ilanlarıyla yıkıldığından habersizdi. Yoksa niye sosyal demokrat bir partinin bir lideri olarak patronları övgüye boğsun! Öyle değil mi?
TÜSİAD, CHP’nin son hükümetini “Pazar ekonomisinden giderek uzaklaşan politikalar izlediği” gerekçesiyle yıktı.
Asıl sebep ise yıllar sonra bizzat Ecevit tarafından açıklandı: ABD, o dönemd