Boykottu, sokak olaylarıydı derken bayram tatilinde gündeme düşen ama dikkatlerden kaçan ilginç bir haber: CHP’nin tartışmalı bir inşaat projesinin ruhsat yenileme evraklarını imzaladığı gerekçesiyle disipline yolladığı Marmaris’in 2019-2024 dönemindeki belediye başkanı Mehmet Oktay diyor ki…
“Yasalara aykırı hiçbir uygulamam olmadı. Niye bu kadar saldırıyorlar anlamıyorum. Tepkinin projenin muhafazakar kesime dönük bir yatırım olmasından kaynaklandığını düşünüyorum!”
CHP’li eski belediye başkanı aslında şunu demek istiyor: Çevre hassasiyeti falan hikaye… Bizim partinin elitleri “Muhafazakar” sevmiyor. Bu yatırım muhafazakarlara dönük bir proje olmasaydı kimsenin gıkı çıkmaz, ben de disipline yollanmazdım!
Geldiğimiz nokta gerçekten ibretlik. Kendisine benzemeyen, kendisinden olmadığını düşündüğü herkesten ve her şeyden nefret eden bir zihniyet “Çevreci hassasiyeti” bile kendisine paravan olarak kullanabiliyor.
CHP’li eski başkanın “Her şey yasalara uygun” dediği proje
Kemal Tahir’in meşhur “Kurt Kanunu” romanının en bilinen cümlesidir..
Kavgada yenik düşen kurdu sürüdeki arkadaşları yer.
CHP lideri Özgür Özel’in dün yaptığı “ İmamoğlu’nun resmi adaylığı mümkün olmazsa birisi aday çıkar. İmamoğlu’nun yerine kimin olduğunun bir önemi yok. Onun adına bu seçimi kazanır” açıklamasını görünce aklıma niyeyse Kemal Tahir’in kitabı geldi.
Dikkatinizi çekerim, Özel bu açıklamayı İmamoğlu’nun Parti Meclisi’nde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ilan edildiği gün yapıyor!
Özel aslında yapması gerekeni yapıyor. Çünkü sadece “Kurt kanunu” değil siyasetin yazılı olmayan kuralları da bunu gerektirir.
Siyasetçi gece kurtla kuzuyu yiyip gündüz çobanla ağlaşandır. Ölü evinin yasçısı, düğün evinin tefçisidir…
Gençler… Lütfen bu gerçekleri bilerek hareket edin. Demokratik haklarınızı sonuna kadar kullanın. Ama şunu hiç aklınızdan
1- İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili ile kaç yolsuzluk soruşturması var?
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla sonuçlanan iki adet yolsuzluk soruşturması var. Biri 2019 yılındaki CHP İstanbul İl Binası’nın satın alınma sürecine ilişkin soruşturmanın derinleştirilmesi, diğeri İBB’nin açık hava reklam mecralarındaki usulsüzlüklere dair 2021’den gelen soruşturmanın genişletilmesine dayanıyor. Bu soruşturmalar birleştirildi.
2- Soruşturmaya konu deliller nasıl elde edildi?
MASAK raporları, teknik takip ve baz karşılaştırmaları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu ve 25 tanığın ifadeleriyle elde edildi.
3- Tanıkların büyük bölümünün “gizli tanık” olduğu iddiasının aslı var mı?
25 tanığın sadece dördü gizli tanık. Tüm tanıklar örgüt yöneticilerine çok yakın İBB çalışanları veya bu kimselerle yakın ilişkiler içindeki kişilerden oluşuyor.
4- Hakkında gözaltı kararı verilenlerden kaçı firar etti? Bu firarlar neden engellenemedi?
Birinci dalga operasyonda hedef şahıslardan dokuzu firar etti. Bunların oldukç
Hiç uzatmadan başlıktaki sorunun cevabını yazarak başlayalım..
Evet böyle bir ihtimal var… Hem de kuvvetli bir ihtimal bu.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel’in geldiği CHP kurultayı hakkında çok sayıda şaibe iddiası var.
Bu iddiaların tamamı somut belge ve bilgilere dayanıyor.
Kurultayda oyunu değiştiren 100 civarında delegenin birinci ve ikinci derece yakınlarının belediyelerde işe alınması…. Kurultay sonrasında mali durumları çarpıcı şekilde değişenler, mal varlığı edinenler vs. Hepsi gelen ihbarları incelemeye alan yargı tarafından tespit edilmiş durumda.
İhbarları yapanlar “Kurultayda şaibe var” diyerek yargının kapısını çalanlar hep CHP’liler. Yani yargı özel bir çaba göstererek kurultayı iptal etmeye falan çalışmıyor. Sadece görevini yapıyor.
Son derece şeffaf şekilde yürüyen sürecin geldiği nokta itibariyle bundan sonra şu gelişmeler yaşanabilir…
1-Savcılık takipsizlik kararı verebilir… (Düşük ihtimal)
Türkiye’de son üç günde enerji sektörünü yakından ilgilendiren iki önemli gelişme yaşandı.
Biri hepimiz için umut verici.
Diğeri ise BBC’ye “ilham veren” DW’yi muhtemelen çok sevindiren ama bizim için iç karartan bir hadise…
Önce güzel olandan başlayalım…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar açıkladı: Türkiye’yi enerjide sadece bölgesel değil küresel güç haline getirecek anlaşma tamam.
ABD’li Harold Hamm’ın şirketi Continental Resources, TPAO ve ABD merkezli TransAtlantic Petroleum ortaklığında Diyarbakır ve Trakya havzalarında petrol/doğal gaz arama ve üretim faaliyetleri başlıyor.
TPAO’nun tahminlerine göre Diyarbakır Havzası’nda 6 milyar varil petrol ve 20 trilyon fit küp doğal gaz var. Trakya Havzası’nda ise 20 ila 45 milyar trilyon fit küp doğal gaz çıkarılabilir rezerv bulunuyor.
Bakan Bayraktar gelişmeyi “Gabar’ı birkaç Gabar yapacak keşifler yolda” diyerek duyurdu. Bu enerjide dışa bağımlı bir ülke olmaktan çıka
Şehit anneleri…
Diyarbakır anneleri..
Cumartesi anneleri…
Dünyanın en güzel ülkesinde anaların izlerini kaybettikleri evlatları için yıllardır gözyaşı dökmesi bir kader mi? Neden buna bir “Dur” demedik? Diyemedik?
Neden bu kadar zamandır bu millet üzerinde kurgulanan “Etnik temelli iç savaş” senaryosuna toplumun tamamının esaslı bir şekilde itiraz etmesini sağlayacak bir kamuoyu oluşturamadık?
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ekim ayındaki ezber bozan çıkışıyla gündeme gelen “Terörsüz Türkiye” hedefi tam da bu yüzden çok önemli.
Terörle yaşamak bu ülkenin güzel insanlarının makus talihi olamaz. Olmamalı… Türkiye uzun yıllar sonra yakaladığı bu tarihi fırsatı bir kez daha ıskalamamalı.
“Terörsüz Türkiye” bir siyasi proje değil. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğine kasteden küresel çetelerin elindeki terör kartını boşa çıkarma hamlesi. O yüzden vakit barış vakti. Kardeşliğin ipine sımsıkı sarılma, anaların gözyaşlarını dindirme vakti.
ABD Başkanı Trump: “LGBTQ’yu tanıtmak için kimsenin adını bile duymadığı Afrika ülkesi Lesotho’da 8 milyon dolar harcadık!”
Peki ABD’nin Biden döneminde LGBTQ lobisinin propagandası için para dağıttığı tek ülke 2 milyon nüfuslu Lesotho mı?
Sanki öyle değil gibi… Baksanıza Türkiye’de bir eğitim sendikası Ramazan ayında okullarda “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersi yapacağını duyuruyor! Sınıf tahtalarını da mor renge boyayacaklarmış! Acaba bu motivasyonun sebebi ne?
Lafı uzatmaya gerek yok. Bu aile kavramına açıktan savaş açmaktır. Öğretmenlerin üye olduğu bir sendika nasıl olur da küçücük çocuklara okullarda eşcinsellik propagandası yapacak kadar gözünü karartır?
Sendikanın bir sonraki adımı ne olacak? Kaliforniya örneğinde olduğu gibi “Okullarda cinsiyet değiştirmek isteyen çocuklar var” diyerek yeni bir faza geçmeyi mi planlıyorlar?
Ailelerin, velilerin gözü bu saatten sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerindedir.
Bakan Yusuf Tekin’in “Türk toplumunun
ABD’nin sıra dışı başkanı Trump küresel ticaret savaşlarında dengeyi kendi lehine çevirmek için birçok ülkeye ilave gümrük vergileri getiriyor.
Kanada, Meksika, Çin derken sıra yavaş yavaş AB ülkelerine geliyor.
Şimdi sıkı durun. Herkese ilave gümrük vergileri getiren Trump’ın ABD’si, Türkiye’den ithal ettiği yumurtalar için ise kilo başına 50 cent ilave vergi ödüyor.
ABD başlangıçta bu vergiye itiraz etmiş ama Tarım Bakanlığı ve yumurta üreticileri geri adım atmayınca kabullenmek zorunda kalmış.
Yani Türk yumurtasının gücü Trump’a geri adım attırmış.
Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı İbrahim Afyon’un verdiği bilgiye göre ABD’ye Mayıs 2024’ten beri yumurta satıyoruz.
5 bin ton ile başlayan ihracat ABD’nin sınırsız talebiyle 2025’te 15 bin tona (240 milyon adet) yükselmiş.
Haziran ayına kadar ABD’ye ayda ortalama 48 milyon yumurta satacağız.