Merkez Bankası ‘önden yüklemeli’ adımların ardından yılın ilk faiz toplantısına rahat girdi. Güçlü bir iletişimle sıkı duruşa vurgu yapan Merkez, faizi pas geçti. Merkez Bankası bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 17’de bıraktı. Bundan sonraki iki toplantının seyrini ise enflasyonun yükseliş ivmesi belirleyecekMerkez Bankası (TCMB) yılın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda değiştirmeyerek yüzde 17’de sabit bıraktı.
Merkez, 2021 yılına son bir yılın en rahat toplantılarından biriyle girdi. Bunun nedeni kasım ve aralık ayında gerçekleştirdiği önden yüklemeli faiz artışları ile yeni bir faiz artış beklentisinin önüne geçmesi...
Aralık ayında 200 baz puanlık artışla yüzde 14.60 olan enflasyonun üzerinde bir faiz artışının gerçekleşmesi ve faizin yüzde 17 seviyesine yükselmesi TL varlıklara ilgiyi artırdı. Böylesi bir ortamda ne ekonomistlerin, ne sanayicilerin, ne de yatırımcıların bir faiz beklentisi olmadı. Bunun iletişiminin de iyi yapılmış olması ocak toplantısını öngörülebilir kıldı.
İlk tepki olumlu...
Hisse senedi piyasasındaki yatırımcı sayısında artış sürüyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre hisse senedi yatırımcısı 2 milyonu geçti
Koronavirüs salgın hastalığı ile birlikte hisse senetlerine küresel bazda ilgi en yüksek seviyeye çıkarken Türkiye’de yatırımcı sayısı zirve yaptı. Borsada Mart 2020’de yaşanan sert geri çekilmenin ardından endeks yükselişe geçerken değer kazanan hisseler yeni yatırımcıları da borsaya çekti. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) verilerine göre hisse senedi yatırımcı sayısı 2 milyonu aşarak, 15 Ocak 2021 itibarıyla 2 milyon 2 bin 873 kişi oldu.
Böylece 2020’nin başından bu yana 786 binin üzerinde yeni yatırımcı hisse senedi piyasasına katıldı. Geçen bir yılda pay senedi yatırımcı sayısındaki artış yüzde 65’i buldu. Toplam gelen yatırımcı sayısı içinde 12 bin 117’si ise yabancı. Yerli yatırımcının 6 bin 614’ü ise kurumsal. Yabancı yatırımcının ise 2 bin 808’i kurumsal.
Aşı beklentisi
Türkiye’de aşılama süreci hızlı başladı. Şubat ayında okulların ve mart ayında lokantaların açılması, kademeli olarak normalleşme eğilimi yönündeki beklenti piyasaları canlı tutuyor. Şimdilerde kâr satışları gözlense de hisse senetlerine ilgi korunuyor. İlerleyen süreçte gelecek aşı miktarındaki artışla birlikte toplumun geniş kesimi aşıya kavuşacak. Halihazırda öncelik sağlık sektörü çalışanlarında ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre 700 bini aşkın kişi kısa sürede aşılandı. Diğer ülkelere göre Türkiye’de aşılamanın hızlı gerçekleşebilmesi vaka sayılarının da hızlı şekilde ivme kaybetmesine olanak tanıyacaktır. Bu da reel sektörün daha çabuk normalleşmesine imkân verecektir. Bu beklenti beraberinde hisse senedi piyasalarını canlı tutuyor ve alıcıları motive eden en önemli güç. Veriler ise yılbaşından bu yana yaşanan sert atak sonrasında kar satışlarının geldiğini söylüyor. Alıcıların kararlılığı ise endeksi destekleyecektir. BIST 100 Endeksi sekiz günlük ortalamanın altında üç gün boyunca kapanış yapmadığı sürece hisselere ilgi korunabilecek.
Haftanın ilk günü satışlarla başlamasına rağmen endeksin 1.508 seviyesini test ederek hızla toparlandığı ve 1.533’e çıktı. Gelen her olumlu haber alım için fırsat olarak değerlendiriliyor.
Hikayesi olan sektörler yükseliyor
Dünyada en yüksek getiri beklentisi beş sektörde odaklandı. İletişim ve bilgi teknolojileri, sağlık, finans, gıda ve perakende, endüstriyel metal alanında faaliyet yürüten şirketler yüksek seviyede ilgi görüyorPandemi etkisi küresel bazda hisse senedi beklentilerinde etkili olmaya devam ediyor. 15 Ocak 2021 itibariyle Türkiye, Fransa, ABD, Kanada, Almanya ve İngiltere’de hisse senetlerini 2021 getiri beklentilerine göre sıraladığımızda beş sektör öne çıktı. Bunlar iletişim ve bilgi teknolojileri, sağlık, finans, gıda ve perakende, endüstriyel metaller.
Küresel bazda pandeminin etkisini hissettirmeye devam etmesi sağlık hizmetlerinin ilgi odağında kalmasına yol açıyor. Başlamasına rağmen toplumun belli bir oranının aşılanmasının zaman alacağı biliniyor. Öte yandan virüsün mutasyona uğraması gündemde kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Anlaşılıyor ki ileride farklı virüs senaryoları ile pandemi aynı güçte olmasa da gündemde kendisine yer bulabilecek.
Dünya ölçeğinde gelen kısıtlamalar insanları evlerde kalmaya yönlendirirken iletişim ve bilgi teknolojileri yatırımcıların gözde sektörlerine dönüştü. Artan fiyatlara rağmen büyüme potansiyellerini devam ettirmeleri nedeniyle yatırımların tercihlerinde ilk sırada geliyorlar. 2021 yılının ana beklenti içerisinde bu hisseler hemen öne çıkmakta.
Teknolojide 19 firma
Türkiye’de teknoloji sektöründe 19 firma var. İletişim sektöründe ise iki şirket. Teknoloji sektöründeki 19 şirketin sermayelerinin toplamı 2 milyar 879 milyon TL. Toplam piyasa değeri 59.2 milyar TL olan bu firmaların halka açık piyasa değeri ise 18 milyar 645 milyon TL. Borsanın toplam piyasa değeri ise 1 trilyon 833 milyar 561 milyon TL. Borsanın ancak yüzde 3’lük kısmı teknoloji şirketlerinden oluşuyor. Ancak ilerleyen süreçte mevcut şirketlerin teknoloji yatırımlarının daha da artacağı ve bu tablonun değiştiğini görmek pek de şaşırtıcı olmayacak. Sektör hisseleri ortalama 12.31 fiyat/kazanç oranıyla işlem görüyor: Yani mevcut piyasa değerleri yıllık karlarının 12.3 katı ve yatırılan paranın geri dönüş zamanlaması yaklaşık 12 yıl.
Büyüme potansiyeli
Sektördeki ortalama piyasa defter değeri 2.94. Bu oran sektörün büyüme potansiyeli düşünüldüğünde oldukça düşük. Sektörde 15 Ocak itibari ile piyasa defter değerine ve karlılığına göre en fazla primli işlem gören şirketler Kron Telekomünikasyon ve ARD Grup Bilişim Teknolojileri. Yatırımcıların bu şirketlere ilişkin beklentileri yüksek olduğu için Kron Telekomünikasyon hisseleri mevcut defter değerinin 18.87 katı fiyattan, ARD Grup Bilişim Teknolojileri hisselerini ise 9.8 katı fiyattan talep görmekte. Sektörün piyasa değeri yüksek ve değerleme oranları düşük favori hissesi ise Aselsan.
İletişim sektöründe yer alan iki şirket ise Turkcell ve Türk Telekom. İki şirketin toplam piyasa değeri 66 milyar TL. İletişim sektöründeki iki şirketin piyasa değeri teknoloji sektöründeki 19 şirketin 59 milyar TL olan piyasa değerinin üzerinde. İki sektörün toplam piyasa değeri borsanın toplam değerinin ancak yüzde 6.8’i yapıyor.
Altın ve hisse senetlerinin son bir yılda gösterdiği yüksek performans altın ve hisse senedi alamayan birikim sahiplerinin fonlara yönelmesine neden oldu. Kıymetli maden fonları ve hisse fonlarının hem portföy büyüklüğü, hem de katılımcı sayısı bir yılda yüzde 80’in üzerinde arttı.
Piyasalardaki yüksek oynak seyir 2021 yılında da devam ediyor. Pandemiyle ilgili yetkililer artık daha umutlu. Ancak bu defa da aşılamayla ilgili sorunlar öne çıkıyor. Toplumun belli bir oranı aşılanmadan global ölçekte rahat bir nefes almak zor. Aşılama süreci ve virüsün mutasyona uğramasının getireceği riskler ekonomilerin açılma beklentilerinin kontrollü gerçekleşmesine yol açacak.
Mevcut durum karşısında yatırımcıların güvenli liman arayışı ya da güvenli limanda bir süre daha kalma isteği öne çıkıyor. Öte yandan aşırı değerli enstrümanlarda satışlar dikkat çekiyor. Piyasalar pandemin de etkisiyle çok uzun süre döviz ve altın bazlı enstrümanlara kilitlendi ve bunun etkileri görüldü. Gelişmelere baktığımızda henüz yerli yatırımcılar dövizin bozulması noktasında ikna olmuş değil.
Borsada işlem hacmi haftanın son işlem gününde 50 milyar TL olurken hafta başında 40 milyar sınırında kaldı. İşlem hacminin 50 milyarın üzerinde kalıcı bir seyir göstermesi yabancıların alımlarına işaret edecek
Borsada işlem hacmi izleniyor. Hacmin 50 milyar sınırının üzerinde kalıcı olabilmesi yabancı alımlarının işareti olacak. Haftanın son işlem gününde 50 milyara çıkan hacim ilk işlem gününde 40 milyar sınırında. ABD seçimlerinin ardından mali teşvik beklentileriyle küresel piyasalardaki iyimserlik sürüyor. ABD’nin yeni başkanı Biden, koronavirüse karşı tasarladıkları 2 bin dolarlık destek çeklerini de içeren yeni teşvik paketini 20 Ocak’taki görev tesliminden önce, perşembe günü açıklayacak. Paketin odak noktası küçük işletmeler olacak. Likiditedeki artışın ABD borsaları kadar gelişmekte olan ülke borsalarını da olumlu yönde etkilemesi bekleniyor.
Yabancı payı % 48
Yabancıların borsadaki payı yüzde 48.72 seviyesinde bulunuyor. Yabancıların payı endeks 1.540’a yükselmesine rağmen hala yüzde 50 seviyesinin altında bulunuyor. Ekonomideki olumlu rüzgârın sürmesi yabancı alımlarının güçlenmesini ve endeksin olumlu seyrini sürdürmesini sağlayabilir.
YÜKSELEN TRENDİN BEŞ DİNAMİĞİ
1 Güçlü ucuz kalan endeks hisseleri harekete başladı.
2 Yerli fonlar ve bireysel yatırımcıların alımları hala güçlü.
3 Yerli ve yabancı kurumlar hisselerde hedef fiyatları yükseltti. Dolar için düşük fiyat önermeye devam ediyorlar.
Küresel bazda yüksek likidite ve düşük faiz ortamı nakdin borsalara kaymasına neden oluyor. Borsalar zirve üstüne zirve yaparken BIST de bu hareketin içinde. İyimser dalga bir süre daha sürebilirKovid-19 aşısının uygulanmaya başlaması, ABD seçimlerinin geride kalması ve uzun bir süre FED’den faiz artışı beklenmemesi borsaları zirveden zirveye taşıyor. Gelişmekte olan ülkelere para akışı var. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ucuz kalan hisse fiyatları yabancı yatırımcıların ilgi odağında olacak. Olası bir dış gerilim yaşanmadıkça BIST 30 hisselerinde çıkışın devam etmesi beklenmeli.
Normalleşme hızlandı
Ekonomi yönetiminin değişmesiyle birlikte normalleşme adımları hızlandı. Faizler 10.25 seviyesinden 17’ye çıktı. 14.60’ın üzerindeki enflasyonun üzerinde reel getiri imkânı oluşunca dolar kuru en yüksek gördüğü 8.58 TL’den 7.38’e geriledi.
Dolar kuru için şimdilerde takip edilen seviye Brunson krizi sırasında test edilen zirve olan 7.24 TL. Zira kur bu rakamın altına kayarsa 6.80 ve 6.50’li seviyelere doğru gerileme devam edecek. 7.24’ün üzerindeki hareketin kalıcı olması halinde yeniden güçlenen bir hareket görülecektir.
Piyasalarda temkinli bir iyimserlik yaşanıyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) adımları ile reel faiz ortamının oluşması ve ekonomilerde toparlanma beklentisi piyasalarda olumlu hava yarattıysa da bir yandan da virüsün mutasyona uğraması, hem yerel hem de küresel bazda enflasyondaki yükselme beklentileri gerilim yaratıyor.
Tüm bunlara rağmen bu yılın geçen yıldan çok daha iyi olması ve bol para ortamında borsaların ve değerli metallerin yükselişe devam etmesi ana beklenti. TL varlıklara ilgi ise güçleniyor.
Borsa kritik eşikte
BIST 100 Endeksi 1.500 seviyesindeki sınır çizgisinde. Endeks dolar bazında 201 seviyesinde bulunuyor. Gelinen aşama dolar bazında kritik bir eşik. Endeks 2018 yılındaki kur şokundan bu yana iki defa bu seviyeye geldi. Ancak aşamayarak geri döndü. Ağırlıklı olarak uluslararası ilişkilerde yaşanan gerginliklerin etkisi görülürken en son 2020 yılında pandemi nedeniyle endeks dolar bazında 201 seviyesinin üzerine çıkamadı. Şimdi yeniden bu kritik eşikteyiz. Endeks güçlü satış noktasını aşmayı başarabilirse yükseliş güçlenecek.
BIST 50 hisselerinin tarihi dip seviyelerde seyretmesi borsa için hâlâ alınacak mesafenin olduğunu gösteriyor. Bu nedenle pandemi etkisi de göz önünde bulundurularak maden, bilişim, tarımsal emtiaların bulunduğu sektörlerdeki hisseler takip edilebilir. Öte yandan banka hisseleri defter değerlerinin altında işlem görmeye devam ediyor. Dünyada bol para bir süre daha devam edecek ve bu para gelişmekte olan ülkelere akışını sürdürüyor. Pandemi sonrası Türkiye yükselenler arasında yer alacaktır.
BIST’te işlem gören şirket ve bankalar için finansal sonuçları açıklama tarihleri de belirlendi: 1 Mart’ta banka ve sanayi şirketlerinin konsolide olmayan sonuçları, 11 Mart’ta ise konsolide finansal sonuçları açıklanacak.
Büyümeye olumlu revizyon geldi
Son 5 yılın yükselen yıldızları kıymetli maden fonları, 2021 yılında da kazandırmaya devam edecek gibi gözüküyor...
Koronavirüs salgınıyla birlikte yükselişe geçen altın fiyatları, altın fonlarını da olumlu yönde etkiledi. Altın fonlarında ortalama yüzde 50 getiri oluşurken gümüş fonunda getiri yüzde 81.15 seviyesine çıktı.
Altın yaygın olarak birçok bankadan alınabildiği gibi gümüş sadece sınırlı sayıda bankadan alınabilmekte. Kısa vadede alım ve satım arasındaki makaslar yüksek olabildiği için uzun vadeli düşünerek yapılabilecek alımlar fiyat marjlarına takılmayı önleyecektir.
Neden yükseliyor?
Altın ve gümüş fonları, bu kıymetli madenlerde oluşabilecek fiyat değişimlerini yatırımcısına yüksek oranda yansıtmayı hedefliyor. Portföy çeşitlendirmesi açısından da piyasalardaki riskin ve oynaklığın yükseldiği dönemlerde bu enstrümanlar tercih edilen bir alternatif yatırım aracı olurken küçük tutarlarla da altın ve gümüş fonları alınabilmekte.
Kıymetli maden fonlarına ilgi sürmeye devam ediyor. Bunları 5 başlık altında toplayabiliriz:
1- Altının onsu 1.931 dolar. Böylece ağustostan bu yana devam eden alçalan trend yukarı doğru kırıldı.
2- Borsalar ve altının seyri değerlendirildiğinde ABD borsalarında yeni rekorlar kırılırken altın sadece 2011 zirvesine kadar tırmanabildi. Bu yönü ile hâlâ çıkış potansiyelini koruyor.