Merkez Bankası (TCMB) şubat ayı faiz toplantısında bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 17 olarak bıraktı. Merkez, kalıcı fiyat istikrarı ve enflasyonda yüzde 5 hedefine varıncaya kadar parasal sıkılaştırmanın süreceğini de vurguladı.
Yılın ikinci faiz toplantısı da tamamlandı. Merkez Bankası sözlü yönlendirmede bulunarak bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 17.00 olarak tuttu.
Merkez Bankası kasım ve aralık aylarında gerçekleştirdiği faiz artışları sonrasında 2021’i daha rahat geçiriyor. Önden yüklemeli faiz artırımları sonrası faizi sabit bırakarak gelişmeleri izliyor. Merkez Bankası’nın politika metninde şu başlıklar öne çıktı:
1 Uluslararası emtia fiyatlarında süregelen artış eğilimi orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumakta.
2 Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarına işaret eden göstergeler oluşana kadar, sıkı para politikası duruşu kararlılıkla sürdürülecek.
TCMB, piyasaların önünden giderek faizleri artırınca TL varlıklara ilgi yükseldi. Dolar kuru 6 ay sonra 6.94 seviyesine geriledi. Merkez Bankası çok net mesajlarla öngörülebilirliği artırdı.
Küresel piyasalarda zayıflayan dolar kuru, TCMB’nin kasım ayından bu yana attığı adımlarla yurt içerisinde de zayıf seyrini sürdürüyor. Dolar/TL kuru 7 liranın altına inerek 6.94 TL’ye geriledi.
Merkez Bankası’nın yeni toplantısı 18 Şubat Perşembe günü gerçekleşecek. Bu toplantıda da piyasanın önünden gitmeye devam etmesi bekleniyor. Faizde 2 puanlık reel getiri korunduğu sürece TL varlıklar ilgi görmeye devam edecektir. Bu durumun tahvillere yabancı para girişini de teşvik etmesi beklenmeli.
TCMB, yeni faiz kararı için şubat enflasyonunu görmek isteyebilir. Ancak bu toplantıda vereceği mesajlar da çok net olacaktır. Dolar kurundaki gevşeme sonrası şimdi gözler döviz rezervlerinde. Merkez Bankası’nın rezervlere ilişkin şeffaf bilgilendirmeler yapması, piyasalarda öngörülebilirlik açısından önem taşıyor.
Dolar kurunda gerilemenin devam etmesi halinde destekler 6.80 ve 6.50 seviyelerinde bulunuyor.
Kurumsal yatırımcı
Kurumsal yatırımcıların BIST 30’da yüzde 10’un üzerinde aldığı hisseler ağırlıklı olarak sanayi ve hizmet sektörünün öncü hisselerinde toplanmış görünüyor. Bu hisseler: Kardemir D, Ereğli Demir Çelik, Türk Telekom, Migros, Tekfen Holding, Arçelik, Koç Holding, Pegasus, İş Bankası C, Şişe Cam, Petkim ve Türpraş.
Piyasalarda yılın en iyi fiyatlamaları gerçekleşiyor. Yüksek faiz çekim gücü oluştururken dolar/TL kuru 7.03 seviyesine geriledi. ‘Sıkı para politikası’ ile faizin cazibesi sürecektirPiyasalarda faizlerin yüksek seyri nedeniyle yılın en iyi fiyatlamaları yaşanıyor. TL varlıklar yabancılar için fırsat yaratınca dolar satıp TL’ye geçtiler. Sıcak para girişi başladı. Risk primi 288 seviyesine geriledi. Dış piyasalardaki düşük faiz ve bol likiditenin etkisi ile iyimserlik korunuyor. Enflasyon önümüzdeki iki ay daha yüksek seyrini sürdürebilir. Buna bağlı faizler yüksek kalmaya devam edecek. Bu dönemde TL varlıklar ilgi görmeye devam edecek.
Yatırım kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik olumlu beklentileri devam ediyor. JP Morgan, Türkiye için 2020 yılı büyüme beklentisini yüzde 1.1’den yüzde 1.9’a çıkardı.
Dolarda düşüş
Dolar/TL kuru 7.03 seviyesinde bulunuyor. Yerli yatırımcılar dolar kurunda yükseliş beklerken yabancılar düşüş öngörüyor. Merkez Bankasının paylaştığı 2021 yılı şubat beklenti anketine göre 9 reel sektör, 46 finansal sektör, 3 öğretim üyesi ve 2 diğer profesyonellerden oluşan 60 kişi ortalama olarak kurun 2021 sonunda 7.79 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Bir önceki ay beklenti 8.09 TL idi. Geçen bir ay içinde beklentinin gerilemesine rağmen hala yüksek olduğunu görüyoruz. Yabancı kurumlar içinde HSBC, yıl sonu dolar/TL tahminini 7.10’dan 6.50’ye indirdi. Citigroup şubatın ilk haftasında dolar/TL’nin 7.00’nin altına inmesini beklediğini vurguladı. Societe General de 6.71 beklentisini dile getirdi.
Yabancı bakışı
Yabancının dolar kurunda düşüş beklemesinin üç nedeni bulunuyor:
1 TCMB’nin kararlılıkla sıkı para politikası duruşunu koruması.
2
Pandemi süreci devam ediyor. Küresel bazda bir yıldır koronavirüs salgınıyla yoğun bir mücadele veriliyor. Şu ana kadar 73 ülkede 138 milyondan fazla doz aşı uygulandı. Tarihin en büyük aşılaması yapılıyor. Türkiye’de de 2 milyon 759 bin doz aşılama yapıldı. Bir ara 300’lü rakamlara çıkan günlük ölüm sayısı 100’ün altına geriledi. Ancak henüz sıkıntı aşılmış değil.
Covid 19’un yarattığı sorunları aşma yönlü tedbirler çerçevesinde küresel bazda bol likidite politikası uygulanıyor. Bu durum para piyasalarının hareketli olmasına neden oluyor. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IFF) yayınladığı verilere göre, gelişmekte olan piyasa hisse senetleri, 2020 yıl sonundan itibaren ivme kazanarak ocak ayında yaklaşık 53,5 milyar dolarlık net yabancı sermaye akışı gördü. Ancak Türkiye’de Borsa İstanbul’a bu akışın etkisi olmadı.
Sanayiye ilgi yüksek
Borsa İstanbul’da yabancılar kasım ayında 1 milyar dolarlık alım yaparken, aralıkta 600 milyon dolarlık alım gerçekleştirdi. Ancak ocak ayında 444 milyon dolarlık satış yaptılar. Aynı heyecan korunamadı. Fakat yerli yatırımcı gelmeye devam ediyor. Borsa İstanbul’da BIST 100 Endeksi, son üç ayda yüzde 25 oranında yükseldi. Sanayi hisselerindeki son üç aydaki değer artışı yüzde 37 oldu.
Sermaye piyasaları hareketli. Borsa İstanbul, piyasaya güveni artırmak ve yatırımcıları bilinçlendirmek için TSPB ile iş birliği yaparak aracı kurumlara finansal destekte bulunacak.
Sermaye piyasalarında yatırımcı sayısı 2 milyon 179 bine çıkınca Borsa İstanbul - TSPB iş birliği ile yeni bir adım atıyor. Daha önce sadece yabancı yatırımcılar için 20 ile 30 hisseden oluşan araştırma raporları şimdi borsadaki tüm şirketleri kapsayacak şekilde genişletilecek. Amaç yatırımcıların sosyal medyada Twitter, Telegram, Youtube üzerinden belirsiz kişilerce speküle edilmesine mani olmak. Araştırma uzmanlarının BIST 100 Endeksi dışındaki firmalarla ilgili de rapor hazırlamaları teşvik edilirken bireysel yatırımcıların bu raporlara ulaşması sağlanacak.
Yabancı yatırımcıların paylarının yüzde 46.41 ile dip seviyelere gerilediği bir ortamda yerli yatırımcılar piyasaları domine etti. Yerli kurumsal yatırımcıların yanı sıra genç yatırımcıların borsaya gelmesi piyasa aktörlerinin bu fırsatı değerlendirmesine neden oldu.
Bilgi kirliliğine önlem
Bir piyasanın gelişimindeki en önemli faktör o alanda bilgilenmenin artması, tasarrufların çeşitlilik gösteren enstrümanlara yönelmesi, yatırımcıların risk algılarına göre yeni yönelimler göstermeleridir. Borsa İstanbul ve TSPB’nin attığı bu adımı aracı kurumların ve yatırım bankalarının desteklemesi sektörde çıtayı yukarı taşıyabilir.
Programla ilgili bilgi veren Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla, “Yatırımcılarımızın doğru bilgiye erişmesi noktasında aracı kurumlarımıza büyük görev düşüyor. İyi bir araştırma raporunun deneyimli bir analistin uzun süren emeği ile ortaya çıktığını, zor ve maliyetli bir süreç olduğunu, bu nedenle ister istemez nispeten sınırlı sayıda hisseye odaklanıldığını biliyoruz” dedi.
Maliyetlerin yüksek olması, bu konuda bilgi talebinin de küçük yatırımcılar tarafından gelmemesi şimdiye kadar bu alanda rapor üretilmesini zorlaştırıyordu. Şimdi bireysel yatırımcılardan da bilgi talebi geldiğini görüyoruz. Atilla, “Bireysel yatırımcılarımız çoğaldıkça daha fazla şirketi kapsayan araştırma raporlarının yayınlanması doğru yatırım kararları ve sağlıklı fiyatlamalar açısından çok büyük önem arz ediyor. Borsamızın likiditesi arttıkça kurumsal ve bireysel yatırımcılarımızın alternatifleri de genişliyor. Bu değerlendirmeler ışığında; TSPB’nin belirlediği standartlarda hazırlanmış Ana Pazar ve Alt Pazar şirketlerine dair daha fazla araştırma raporu üretilmesi için aracı kurumlarımıza finansal destekte bulunacağız” açıklamasını yaptı.
Yerli emeklilik ve yatırım fonları hisse senedi topluyor. Yabancı payındaki azalmaya rağmen gerek bireysel yatırımcı gerekse yerli kurumsal yatırımcıların alımları borsayı zirvede tutuyorTürk Lirası diğer gelişmekte olan ülke para birimlerini geride bırakarak dolar karşısında tırmanışa geçerken, pay piyasasında da alıcılar güçleniyor. Yatırım ve emeklilik fonlarındaki hisse oranları en yüksek seviyelerinde bulunuyor. Yatırım fonlarındaki hisse oranı yüzde 11.78’e çıkarken emeklilik fonlarındaki oran yüzde 15.10. Geçtiğimiz yılın en fazla kazandıran yatırım fonları portföylerinde petrol sektörü hisselerini artırdı. Pandemi döneminden en fazla etkilenen ve fiyatı düşük kalan bu hisselerin fon portföylerindeki ağırlıkları artmaya başladı. Petkim ve Tüpraş fon portföylerinde ağırlık olarak yükselirken perakende sektöründen Migros ilgi görüyor. Hisse senedi riskini almak istemeyen birikim sahipleri, fonlar aracılığıyla borsadaki çıkıştan istifade ediyorlar. Fonlar, şimdilerde ağırlıklı olarak sektörlerinde düşük kalan hisselere yöneliyor.
Risk primi geriledi
Borsada derinliği ve hacmi yüksek 100 hisseyi temsil eden BSIT 100 Endeksi 1.527 seviyesinde bulunuyor. Kredi Risk Primi (CDS) de geriledi. Türkiye’nin Kredi Risk Primi 300’ün altına inerek 295 seviyesine geldi. CDS, verilen bir kredinin geri ödenmeme riskinin tespit etmesini sağlaması açısından önemli. Bu oranın yükselmesi riskin de artması anlamına geldiği için ister istemez borçlanma maliyetini artırıyor. Ülkelerin CDS oranı ise yurtdışına ihraç edilen tahvil ve bonoların ana para veya faizlerinin, ödenmeme riskini gösteriyor. Oranın aşırı yükselmesi riskin de artması anlamına gelirken beraberinde daha yüksek faizle borçlanmaya yol açar.
Not kadar önemli
Türkiye gibi yatırım yapılabilir notu olmayan ülkeler için bu oran çok daha fazla önem taşır. Pandemi döneminde Türkiye’nin CDS oranı 643 seviyesine kadar yükseldi. Sonrasında gerilese de ağustos ayında ikinci pandemi dalgası ile 595.4 seviyesinde bulunuyordu. 600’lü seviyeler borsada yabancıların hisse senedi ve tahvil piyasalarında aşırı satışlarının tetikleyicisi oldu. Türkiye’nin CDS primi son 1 haftada yüzde 4.93 ve son 1 ayda yüzde 6.8 düştü. Yaşanan düşüşle şimdilerde 295 seviyesinde bulunan CDS’in yönelimi olumlu olmakla birlikte beş yıllık CDS hala geçen yılın şubat ayı başına göre yüzde 23 yukarıda bulunuyor.
Piyasalarda ocak sonunda yaşanan sert satışlar sonrasında yeniden alımlar güçlenmeye başladı. Ekonomi yönetiminin enflasyon konusunda kararlılıkla duruş sergileyeceğini belirtmesi, hisselerdeki alımları destekliyorPiyasalarda olumlu hava ve alıcıların güçlü eğilimleri sürüyor. Ocak sonunda gelen satışların yeni alımlarla karşılanması borsayı yukarı taşıyor. BIST 100 Endeksi 1.542 puana tırmanarak yönünü yeniden yukarı doğru çevirdi.
Son bir haftada mali sektör hisseleri yüzde 5.45 oranında değer kazandı. Holdinglerin değer artışı yüzde 6.32 oldu. Bilişim sektörü hisseleri de ortalama yüzde 5.24 oranında değerlendi. Banka sektör endeksinde Garanti Bankası yüzde 7.14 oranında artarken Akbank yüzde 3.07 yükseldi.
2.2 milyon yerli
Borsada yerli yatırımcılar güçleniyor. Yabancı payı ise azalmaya devam ediyor. 3 Şubat itibari ile yabancıların borsadaki payı yüzde 46.43 seviyesine geriledi. Yerli yatırımcıların sayısı ise 2 milyon 179 bin seviyesinde bulunuyor. Pay senedi yatırımcı sayısı ocakta 179.527 artışla 2.179.523’e ulaştı. Halka arzların etkisiyle bu artışın 141.876’sı 26 Ocak’ta tek günde gerçekleşti. Kasım 2005’ten bu yana en yüksek günlük oransal ve sayısal artış yaşandı. Yabancıların son iki günde yaşanan yükselişteki payı ise önümüzdeki hafta belli olacak.
Pandemiyle birlikte küresel bazda borsa ve riskli varlıklar yükselirken küçük yatırımcıların sayısındaki artış piyasaları domine etti. ABD’de GameStop hissesinde yaşanan küçük hisselerin birlikte hareketi, işlem kısıtlamalarının ardından şimdi de gümüşe sıçradı
Pandemiye bağlı olarak global ölçekte gözlenen düşük faiz ve bol para küresel piyasalarda yükseliş dalgasını güçlendirdi ve riskli varlıklara yönelimi artırdı.
BIST Tüm-100, yani borsada endeksi oluşturan 100 hisse dışında kalan hisselerdeki ortalama değer artışı son bir ayda yüzde 12.26 olurken son bir yıldaki artış yüzde 116.7’yi buldu. Ancak büyük hisselerde aynı performansı göremiyoruz. BIST 100 Endeksi geçen bir ayda ancak yüzde 3.27 yükselebilirken bir yıldaki artış oranıysa yüzde 23 oldu.
Son bir yılda piyasalara gelen bireysel yatırımcılar daha ziyade küçük ve sığ hisselerde pozisyon almayı tercih etti. Öte yandan artan yatırımcı sayısını gözleyen fonların da yeniden bireysel yatırımcılara yöneldiği ve onların tercihlerine göre alternatif enstrümanlar üzerinde yoğunlaştıkları gözleniyor. Kurumlar özellikle piyasalara yönelen 29 - 35 yaş arası yatırımcılar için çalışmalar yapıyor.
Yansımayı gözlemledik
Chat odalarında organize olan küçük yatırımcıların hareketleri ise şimdilerde gündemi işgal eden en önemli konu. Bu organizasyonlar borsalarda küçük hisselerin hareketini getirirken sermaye piyasalarında da bir yandan yeni açılımlar sağlıyor, diğer yandan mağduriyetleri gündeme getiriyor.