Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Günümüzde özellikle kız çocuklarında beden ve güzellik algısı çok değişti. Bunun üzerinden zorbalıklar arttı. Okullarda zorbalık yaşı da düştü. En çok da kız çocukları arasında yaygın.

Kızım 9 yaşında ve ilkokul 3. sınıfa gidiyor. Bazı arkadaşları ona çirkin ve şişko olduğu, komik ve bebeksi giyindiği konusunda baskı yapıyor. Günlük sohbetlerimiz arasında bu konuyu konuşuyor ne onu ne de başkalarını suçlamadan, doğru mesajlar vermeye, onu anlamaya ve desteklemeye çalışıyorum. Çocuklar arasında zorbalık, sadece bizim değil, tüm dünyanın sorunu. Teknoloji, sosyal medya, görselliğin ve görünürlüğün ön plana çıkmasından, kadın ve erkek için tek tip güzellik anlayışından çocuklar da nasibi alıyor. Küçücük kız çocukları zayıf, güzel, şık ve havalı (!) olma derdinde. Oysa oldukları halleriyle ne kadar da güzeller. Çocuklar tek tip güzellik algısına itiliyor. Onları nasıl koruyacağız? Klinik Psikolog Özge Çivci ile konuştum.

Haberin Devamı

Çocuklar dış görünüşleri üzerinden birbirlerini etiketliyorlar. Bu durum çocuklar üzerinde nasıl izler bırakıyor?

Giderek artan aşırı cinselleştirilmiş ve bedenle ilgili baskın mesajların dört bir yandan bombardıman olarak sunulduğu bir  kültür en çok kız çocuklarını hedef alıyor. Kız çocukları ve genç kadınlar üzerinden sosyal medya, ekranlar, panolar her yer, bedene dair baskın ve belirlenmiş mesajlarla yüklü öğelerle dolu. Kusursuz, parlak bir tenin, inci gibi dizilmiş dişlerin, ince uzun bacakların, kalıp haline gelmiş, birbirinin aynısı dudakların, kaşların olduğu yüzlerle dolu imajlar var her yerde. Kız çocuklarının bedenleri hızlıca kadınlaşsın, kadın bedenleri de hiç yaşlanmasın ve hep genç kalsın isteniyor.  Büyüyen nesil de bu bombardımanın içinde var olma savaşı veriyor. Baskın medya mesajlarının kurallarına uyanlar zorbalaşıyor, farklılıklarına ve olduğu haline sahip çıkmaya çalışanlar mağdura dönüşüyor.

Etiketlemeden bir adım sonra zorbalık

Aileler çocukların gerçeğinin farkında olmalı

Aileler ve okul yönetimi bu konuda neler yapmalı?

Yetişkinler önce bu baskın mesajları kendileri fark etmeyi ve yorumlamayı öğrenmek zorunda. Eleştirel bakış açısı, çocuklara ancak güven duydukları yetişkinler tarafından kazandırılabilir. Değerler, başarı algısı, empati ve saygı, çocukların ailelerinde kazandıkları, okullarda geliştirdikleri beceriler olmalıdır. Çocuklar gerçek dünya ile ilgili referansları ailelerinden alır. Aileler çocukların gerçeğinin farkında olmalı. Çocuk girdiği ortamda hangi baskıları yaşıyor, nelere maruz kalıyor, bunları ancak sağlıklı bir aile iletişimi ve güvenli ilişkiler üzerinde deneyimleyebilir. Dijital anlamda dünyanın geldiği noktadan çocuklarımızı izole edemeyiz; ancak onlara önce ev içinde ve okullarda, saygıyla yaklaştığımız, duygularını görme çabamızdan vazgeçmediğimiz, ilişkide kalmaya niyet ettiğimiz ve bunu korumak için istikrarlı bir duruş sergilediğimiz bir ebeveynlikle yaklaşmalıyız.

Haberin Devamı

Anne kız ilişkisi açısından bu durumu değerlendirir misiniz?

Anne-kız, baba-oğul fark etmez aslında; her iki biyolojik cinsiyet de baskı altında. Kızlardan uyumlu, nazik, güzel, hoş görünmesi beklenirken, oğlanlardan da güçlü, duygularını belli etmeyen, hatta “can yakan” modeller olmaları bekleniyor. Bu beklentiler ebeveyn çocuk ilişkisinde şekilleniyor ve güçleniyorsa, anne babalar buralara çok dikkat etmeli. Kızlarımızı ve oğlanlarımızı yetiştirirken, farkında olmadan, onlara baskın medya mesajlarının kurallarına göre oynamayı öğretmiş olabiliriz. Çocuğun oluş haliyle, ebeveyn beklentisi uyumlu olmadığında ilişkide sorunlar yaşanması olası iken, baskın mesajları destekleyen bir ebeveynlik, geleceğin zorbalarını yetiştirmeye hizmet ediyor olabilir, kız olsun, oğlan olsun fark etmez!

Haberin Devamı

Mutlu ve güvenli bir ilişki modellemesi

Bu durum ileride kızların kendileriyle ve partnerleriyle ilişkilerini nasıl etkiler?

Ebeveyn, uzun yıllar çocuğu için bir ayna görevi görür. Çocuk kendisiyle ilgili geri bildirimleri ebeveynlerinden alır. Sonra büyüdükçe ayna akranlara ve topluma dönmeye başlasa da ebeveynlerin güvenli varlığı hâlâ çok önemlidir. Özellikle ergenlikte akran algısı ve toplum kabulleri çocuk için ön plana çıkmışken, ilişkiyi güvenli bir seviyede tutmak, ergenin boğuştuğu meselelerde ona uzaklaşmamak ve ebeveynlerin kendi duygusal esneklik ve dayanıklılık hallerini göz ardı etmemeleri çok önemli. Çocukların ilişki seçimleri, bir ilişkiye yönelme halleri, büyüdükleri ortamın kaos seviyesinden etkilenip, neyi korumak istediği ile neyden uzaklaşmak istediği arasında bir yerlerde meydana geliyor. O yüzden ebeveynler, gösterdikleri ilişki modellemelerine karşı farkında hareket etmeli; ona huzurlu, mutlu ve güvenli bir ilişki modellemesi mi sunuyor, yoksa onay vermeyen ve almayan, çatışmalı ve huzursuz bir ilişki modellemesi mi?