15.07.2021 - 13:41 | Son Güncellenme:
DHA
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 2021 yılının ilk yarısında, 985 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 740 bin tonluk ürün ihracatı ile yakalanan bu rakamın, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre değer bazında yüzde 53, miktar bazında ise yüzde 16 artışa denk geldiği bildirildi.
Ege İhracatçı Birliklikleri bünyesindeki Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği'nin başkanı Yalçın Ertan, birliklerine bağlı firmaların 2021 yılının ilk yarısında 985 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiği bilgisini paylaştı. 2018 yılından beri
Demir çelik sektörünün, ana pazarlar olan ABD ve AB'de, 2018'den beri uygulanan korunmacı önlemler, ilave vergiler, ticaret savaşları, anti damping soruşturmaları ve iç piyasadaki tüketimin azlığı sebebiyle zorlu bir süreç geçirdiğini hatırlatan Ertan, "Bu nedenle 2020 yılına yeni pazarlar, katma değerli ürünlere yönelme girişimleri, 2020 yılı Mart ayında başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının yarattığı olumsuzluklar sektörümüzü ve bağlı sektörleri etkiledi. Yine de salgın başlangıcından itibaren 1-2 aylık süreçte yavaşlasak da sektör firmalarımız bu zorluğu da büyük özveri ile göğüsledi ve hızla adapte olarak sektörü yeniden güçlendirmeyi başardı. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliğimiz tüm olumsuzluklara rağmen 2020 yılını 1 milyar 361 milyon dolar dövizi Türkiye'ye kazandırarak geride bıraktı. 2021 yılı başında 1,4 milyar dolar ihracat hedefi belirledik ancak ilk 6 aydaki yüksek performansımız sayesinde son 1 yıllık dönemdeki ihracatımız 1,7 milyar dolara yükseldi, koşulların bu şekilde devam etmesi halinde ihracat hedefimizi rahatlıkla geçeceğiz gibi görünüyor." diye konuştu.
"TÜRKİYE UZUN VAEDEDE AVRUPA'NIN EN BÜYÜK, DÜNYANIN İSE YEDİNCİ BÜYÜK ÇELİK ÜRETİCİSİ KONUMUNA GELECEK"
2021'de ihraç yapılan ülkeler sıralamasında 117 milyon dolarlık bölümünün Almanya, 61 milyon dolarlık bölümünün Birleşik Krallık ve 51 milyon dolarlık bölümünün Yemen'in ilk üç sırada yer aldığını vurgulayan Ertan, AB'nin 3 yıllık kota uygulamasını 1 Temmuz itibarıyla yine 3 yıl boyunca sürdürme kararının sektör açısından sıkıntılı olacağını vurguladı. Birlik bünyesindeki demir ve demirdışı metaller ihracatçısı firmalarının 170'ten fazla ülkeye ürün gönderdiğini, AB ve ABD pazarlarına alternatif olarak Afrika, Latin Amerika ile Uzak Doğu ülkelerinin eklendiğini kaydeden Ertan şu bilgileri verdi:
"Ege Bölgesi'nden yaptığımız ihracatta da her ay artan bir ivmemiz var. Sektör olarak yılın başından beri de siparişlerde bir aksama olmadığı gibi hammadde fiyatlarının daha da yükselmesinden endişe eden çelik kullanıcıları yeterli stok bulundurabilmek için alımlarını artırıyorlar. ABD ve Uzakdoğu başka olmak üzere çok çeşitli pazarlarda artış trendine girmesi de sektörün pozitif gelişimini gözler önüne sermekte. Karbon salınımını azaltmak için kömür-cevher bazlı yüksek fırınlı tesislerde münavebeli üretime yönelen Çin'in ihracat vergi desteğini kaldırması, ayrıca bazı girdilerde ithalat vergilerini sıfırlaması sebebiyle iç pazarına yönelmesi de demir-çelik üretiminin yüzde 57'sini tek başına gerçekleştiren Çin'in tedarikçisi olduğu pazarları domine etme fırsatı sağlıyor. Diğer yandan sektör olarak kapasite kullanım oranımız da bu yönde yapılan yatırımlar da artmakta. Bu durum Türkiye'yi uzun vadede kalıcı olarak Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise yedinci büyük çelik üreticisi konumuna getirecektir."
KARBON İZİ KONUSUNDA ÜRETİCİ BİLİNÇLENDİRİLMELİ
Avrupa başta olmak üzere dünya çapında karbon ayak izinin azaltılması ile çevrenin korunması ve küresel ısınmanın önüne geçilmesi amacıyla yapılan girişimlere sektörün adapte olması gerektiğini belirten Yalçın Ertan, "Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında karbon ayak izinin 2030 yılında yüzde 50'ye ve 2050'de sıfıra indirilmesi hedefleri bulunuyor. Ayrıca sınırda karbon vergisi de söz konusu. En fazla karbon salınımı yapan sektörler arasında bulunan demir çelik sektörümüzün de bu doğrultuda rekabet avantajını kaybetmemesi için zaman kaybetmeden yeşil üretim ile karbon ayak izinin azaltılması konusunda bilinçlenmesi ve girişimlerde bulunması önem arz ediyor. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliğimizin 2021 yılı ihracat hedefine ulaşmak amacıyla sektörün karbon ayak izinin azaltılması konusunda bir çalışma grubu oluşturarak yeşil enerjiye dönüşüm, kömür yerine hidrojen kullanımı, döngüsel ekonomi konularında girişimlerde bulunmayı hedefliyoruz. Ayrıca Avrupa'nın temiz ve sürdürülebilir üretim sertifikasyon girişimi olan Responsible Steel üyeliğimiz tamamlanmak üzere. Yine firmaların sürdürülebilirlik ve karbon ayak izinin azaltılması konularında bilinçlendirilmesi amacıyla da bir UR-GE projesi başlatmak için düğmeye bastık, ön talepleri topluyoruz kısa zaman içerisinde ise başvurumuzu gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
ÇELİK YAPI SİSTEMİNE TÜRKİYE'DE İLGİ YOK
Türkiye'nin büyük bir bölümü deprem kuşağında yer aldığına dikkati çeken ve İzmir'in en fazla tehlike arz eden bölgelerden biri olduğunu vurgulayan Ertan, "Güvenlik için binalarda kırılgan olmayan esnek yapısı, dayanımı ve hafifliği ile depreme karşı son derece güvenli bir model olan çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması gerekmekte. Çelik yapı sistemi maalesef ki Türkiye'de bilinirliği oldukça düşük. Avrupa ve Amerika'da çelik sistem kullanımı yüzde 40'lardayken, bu rakam Türkiye'de yüzde 1 civarında seyrediyor. Korozyon ve çürüme riski bulunmayan yapı özelliğiyle yaygın kullanımdaki betonarme modeline göre uzun kullanım ömrüyle önemli avantaj sağlıyor. Yapı güvenliğinin yanı sıra tasarım açısından da geniş ve ferah mekanlar yaratılabilmesi ve estetik mimarinin uygulanmasına imkan sağlaması sebebiyle çelik yapı sistemini daha fazla paydaşa anlatmak için önümüzdeki dönemde çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz" görüşünü aktardı.
İZMİR (DHA)
FOTOĞRAFLI