Aile Çocuk gelinler Türkiye'nin kaderi olmaktan çıkmalı

Çocuk gelinler Türkiye'nin kaderi olmaktan çıkmalı

29.04.2014 - 11:39 | Son Güncellenme:

Çocuk gelinler sorunu, yoksulluk, ataerkil zihniyet, çok çocuklu aile yapısı, kadının eğitimsizliği, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, aile içi şiddetten kaçmak, kadının birey olarak görülmemesi gibi çok yönlü nedenlerden kaynaklanmaktadır.

Çocuk gelinler Türkiyenin kaderi olmaktan çıkmalı

Erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının sayısı gözardı edilemeyecek kadar çoktur, sadece resmi kayıtlara geçen TÜİK verilerine göre son dört yılda 226.000'den fazla olduğu görülmektedir.Bu durum kız çocuklarının sorunu olmayıp artık toplumsal bir sorun olarak ele alınmaktadır. Birleşmiş Milletler 2011 yılında 11 Ekim’leri dünyada ‘Kız Çocuklar Günü' olarak anılmasını kabul etmiştir ve anılan ilk 'Kız Çocuklar Günü'nün ana konusunu 'çocuk gelinler' olarak belirlemiştir.

Haberin Devamı

Hangi nedenle yapılmış olursa olsun çocuk yaşta evlilik demek; eğitimden, çalışma yaşamından, evliliği ve sahip olmak istediği çocuk sayısı konusunda özgürce karar vermekten, insan haklarını kullanılmasından yoksun kalması demektir. Ekonomik bağımsızlığın olmaması, cinsiyete dayalı ayrımcılığa ve şiddetin her türüne katlanmak zorunda kalınması,ülkenin kalkınmasına hiç katkının olamaması demektir.

Erken yaşta evlenen ve çok çocuk sahibi olan aileler de çocuklarını yine erken yaşta evlendirmektedir. Bu duruma kararlı bir çözüm getirilmedikçe bu kısır döngü sürüp gitmektedir.Bu kısır döngüyü kırmak için; kanunlar arasındaki yaşla ilgili uyumsuzluk giderilerek,18 yaşa kadar herkesin çocuk olduğu kabul edilmeli ve yasalar etkin olarak uygulanmalıdır. Aynı zamanda evlilik yaşı 18 yaşın doldurulması olarak kabul edilmelidir.

Haberin Devamı

Çocuk gelinler sorununun çözümü hukuki açıdan yapılacak çalışmalarda öncelikle kanunlarda ortak bir “çocuk” tanımına yer verilmeli, TCK' da cinsel istismar mağduru yaşı 15 yaştan 18 yaşa çıkarılmalıdır.

Türkiye'nin taraf olduğu çocuk hakları, kadın hakları başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan taahhütler yerine getirilmelidir. Bununla birlikte çocuğa karşı işlenen suçlara verilecek cezada haksız tahrik indirimi yapılmamalı; çocuğu koruyan yasaların ihlali halinde hafifletici değil, ağırlaştırıcı ölçüde caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.

• Kararlı bir devlet politikası belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Bunun için; çocukların eğitim hakkının ihlali göz ardı edilmemeli,kız çocuklarının okula devamını engelleyecek olan 4+4+4 şeklindeki eğitim sistemi değiştirilmeli, yeniden kesintisiz temel eğitime geçilmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığı'nca “insan hakları, çocuk hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği” konusunda bir ders müfredata alınmalı ve okul öncesi eğitim aşamasından itibaren okutulmalıdır. Ailede bu konuları öğrenemeyen, meşru görmeye alışan çocuklara okulda doğru bilgiler verilmeli ve gelecek neslin bu yanlışları yapmamaları sağlanmalıdır.

Haberin Devamı

Bu yolda kararlı bir devlet politikası uygulanmadıkça olumlu bir sonuç elde edilemeyecek ve Türkiye gelecek yıllarda da toplumsal cinsiyet eşitliği açısından dünya sıralamasında 2013 yılında olduğu gibi 136 ülke arasında 120. sırada, en gerilerde yer almaya devam edecektir.

Çocuk gelinler sorunu her yönüyle ele alınmalı, kız çocukların eğitimi, okula devamları, istihdama katılımları desteklenmeli, ülkemizde sürdürülebilir kalkınmanın etkin bireyleri haline gelmeleri sağlanmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından dünya sıralamasında en gerilerde olması Türkiye'nin "kaderi" olmaktan çıkarılmalıdır.

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi

İKKB Koordinatörü

Nazan Moroğlu

Yazarlar