Cezaevi değil okul

axyas021.jpg İstanbul'da, aynı ilçede bulunan 5 okulun aynı gün soyulması bile "sıradan" kabul edilebiliyor. Okulların güvenliğine ilişkin yönetmelikte, "Hizmetli sayısı iki ve daha az olan okullarda gece bekçiliği görevi yürütülmez. Durum en yakın emniyet birimine yazılı olarak bildirilir" deniliyor. Emniyet yetkilileriyse kendilerine başvuranlara, her okula bir polis dikilemeyeceği yanıtını vererek, okullara kamera ve alarm sistemi kurmalarını öneriyor. Öğrencilerde güven duygusunu zedeleyeceği gerekçesiyle kamera sistemine sıcak bakmayan bazı okul yöneticileri, kıymetli eşya ve malzemeleri hırsıza karşı sigortalatma yolunu tercih ediyor. İstanbul'da hırsızların uğrak yeri haline gelen okulların korunması için çeşitli yöntemlere başvuruluyor. Tedbir için "alt katlara demir parmaklık", "yüksek duvar", "dikenli tel" yöntemleri de, okulları cezaevi görünümüne dönüştürüyor. Bazı okullar bununla da yetinmeyip özel güvenlik görevlisi tutuyor. Kaçışta sorun olabilir İnşaatı yeni teslim edilmiş okulların dışındaki hemen her okulun birinci katında demir parmaklıklar var. Bazı okul yöneticileri bu konuda yaşanan sıkıntıyı şöyle dile getiriyor:"1500 - 3000 öğrencisi bulunan okullar var. Yangın merdiveni olsa da 1 metreyi bulan yükseklikteki birinci katın pencereleri hem yangında hem depremde kaçış noktaları. Parmaklık bu açıdan tehlikeli. Ayrıca demir parmaklıklar çocukların kendilerini cezaevinde gibi hissetmelerine neden oluyor. Ancak yapacak bir şey yok." İstanbul'da cezaevi görünümüne bürünmüş okul örneklerinden biri Gaziosmanpaşa'da. Sarıgöl'de bulunan Bekir Sami Dedeoğlu İlköğretim Okulu'nun cezaevine benzeyen bahçe duvarının üzeri dikenli tellerle çevrili. Demir kapının ardında iki güvenlik görevlisi olan okulun dersliklerinin birinci kat pencereleri de demir parmaklıklarla kapatıldı. Gündüz koruma işi güvenlik görevlileri tarafından sağlanan bu okula da hırsız girdi. Hırsız engel tanımadı!