Cristobal Balenciaga

 “İyi bir modacı tasarım için bir mimar, siluet için bir heykeltraş, renk için bir ressam, uyum için bir müzisyen ve sukünet için bir filozof olmalı” diyen Cristobal Balenciaga, kesimlerinde kullandığı sadeliği ile bıraktığı moda mirası bu sezonda da bizimle olmaya devam ediyor…

1895 yılında İspanya’da doğan Cristobal Balenciaga Eizaguirre kariyerine on iki yaşında bir terzini yanında çalışarak başladı. Kısa bir süre içinde kendini gösteren Balenciaga ‘yı, zamanın ünlü asillerinden Marchioness de Casa Torres, işe alarak onu, terzilikte kendini geliştirmesi amacıyla Madrid’e yollamıştır. Tüm tasarım ve dikiş sürecinde ellerini kullanarak kumaşlarını şekillendiren ünlü tasarımcı, bu açıdan da moda tarihinin “sayılı” isimlerinden biri olarak anılmaktadır.

İlk butiğini 1919’da San Sebastian’da açan Balenciaga’nın müşterileri, İspanya kraliyet ailesi ve aristokratlarından oluşuyordu. Popülerliği hızla artan tasarımcı mağazalarını, çıkan İspanya Sivil Savaşı sebebiyle kapatmak zorunda kalarak Paris’e taşıdı ve 1937 yılında Paris’teki haute couture evini açtı. İspanyol Rönesansı’ndan aldığı ilhamla tanıttığı ilk defilesi , Balenciaga’yı öylesine ünlü yaptı ki; müşterileri , II. Dünya Savaşı sırasında, hayatlarını riske atarak Balenciaga tasarımlarını görmeye Avrupa’ya geldiler. 1951’de Dior’un başlattığı kum saati modeli elbiseleri değiştirerek kadın silüetini yeniden yaratan tasarımcı, bel kıvrımı olmayan ve omuzları güçlendirilmiş kıyafetler tasarladı. 1955 yılında tasarladığı tunik elbiseler ise daha sonra geliştirilerek kombinezon olarak kullanılmaya başlandı.

Kendisini keşfeden Marchioness de Casa Torres’in torunu Fabiola de Mora y Aragon’un Belçika kralı Baudouin ile evlenirken giydiği gelinliği tasarlayan Balenciaga, yaptıklarıyla haute couture denildiğinde akıllara ilk gelen isim olmayı başarmıştır.

Balenciaga için Oscar de la Renta, Emanuel Ungaro, Mila Schön, André Courréges ve Hubert de Givenchy gibi ünlü tasarımcıların çalıştığı marka, bugün Nicolas Ghesquiére liderliğinde Gucci Group tarafından satın alınmıştır.

Bir yandan “Moda sanat mıdır?” tartışmaları devam ederken, bir yandan da ünlü tasarımcıların sergileri müzelerde gösteriliyor; bunun en son örneklerinden biri de dünyaca ünlü İspanyol haute-couture tasarımcısı Cristóbal Balenciaga’da adına açılan olanı. Daha önce San Francisco’daki Young Müzesi’nde ve New York’ta bir bölümü sergilenen tasarımların tamamı, artık kendi adına açılan müzesinde sergileniyor.

30 milyon euroya mal olan, yapımı 10 yıl süren müzenin açılışını Cristóbal Balenciaga vakfı eski başkanı, şu an ise onursal başkanı olan Hubert de Gyvenchy, vakfın şimdiki başkanı kültür elçisi Blanca Urgell ve İspanya Kraliçesi birlikte gerçekleştirdi. Müzede, Balenciaga’nın kraliyet elbiseleri,boğa güreşinde giyilen kıyafetleri ve gösterişli gelinliklerinden oluşan yaklaşık 100 tasarımı kalıcı koleksiyon kapsamında sergilendi.

Bu proje Balenciaga’nın tasarımlarını moda severler ile buluşturuyor olmasının yanı sıra haute couture tasarım eğitimi veren bir okul olma görevini de üstlenmiş oldu. Kuzey İspanya’nın Bilbao’da bulunan Cristóbal Balenciaga Müzesi, bu dehanın yaşamına, moda tarihine ve yenilikçi tasarımlarına tanıklık etmek için kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Paris’e gelişinden yaklaşık 30 yıl sonra, 74 yaşındayken Balenciaga emekliye ayrılıyor ve İspanya’ya dönüyor. Tasarım yaşantısı boyunca koleksiyonları için tüm provaları kendi yapan ve kariyeri boyunca basına herhangi bir röportaj vermeyen tasarımcı İspanya’ya dönmeden önce İngiliz bir tasarımcıya söylediği şu sözlerle kariyerinin nasıl algılanması gerektiğini vurguluyor;” efsanevi modacı yaptığını kelimelerle açıklayamazdı, dolayısıyla basına röportaj vermesi anlamsızdı.”

Günümüzde moda dünyasının en etkili isimlerinden Balanciaga markası, Anna Wintour, Nicole Kidman, Kylie Minogue ve Madonna gibi ünlüler tarafından tercih edilerek, modaya yön vermeye devam ediyor!.

Yazı; Selin Çetinkaya