İKTİSAT YETERLİ DEĞİL

23 Aralık 2019

Dünyanın en etkili ekonomistleri arasında gösterilen Prof. Dr. Emre Alkin, “İktisattan Çıkış” kitabında, dünya ve Türkiye ekonomisine dair çarpıcı ve rahatsız edici söylemlerde bulunuyor.

Diyor ki: Güçlü devlet, sağa sola tehdit yağdıran devlet değildir. Adaletli, meselelere soğukkanlı yaklaşan, fikri her zaman sorulan, herkese eşit mesafede, gerekirse dostunu uyaran, dışa bağımlılığı ölçülü, vatandaşları özgür ülkeler için “güçlü” denebiliyor.

Diyor ki: Küresel şirketlerin dünyada giderek artan işsizliği en önemli risk faktörü olarak değerlendirdikleri görülüyor. Çünkü işsizler ordusu büyüdükçe, mal ve hizmetlerin satılması zorlaşıyor. Talep giderek azalıyor. Efektif talebin önünde bir engel olan işsizlik “iş yapmanın önündeki 10 risk” listesinde birinci sırada yer alıyor.

Yatırımcı beklentisi

Diyor ki: Yatırımcıların ikinci sırada en çok çekindikleri risk “devlette yönetişim problemi” olarak ifade

Yazının Devamı

İktisattan çıkınca

17 Aralık 2019

"İktisattan Çıkış" adlı değerli kitabın yazarı Prof. Dr. Emre Alkin, kimsenin önem vermediği çok önemli ekonomik konuları gündeme getiriyor. Bunlardan biri çevre felaketi. Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler’in hazırladığı rapora göre, yılda 9 milyon kişi çevre kirliliği sebebiyle ölüyor. İkinci ölüm sebebi ise, sigara ve tütün kullanımı ve neredeyse yılda 8 milyona yakın insan bu sebepten ölüyor. Üçüncü sırada AIDS, sıtma ve tüberküloz yer alıyor; tam olarak 3 milyon kişi bu hastalıklardan ölüyor. Alkol kullanımından dolayı 2.5 milyon kişi, az beslenme veya kötü beslenme sebebiyle 2 milyon kişi ölürken, trafik kazaları sebebiyle 1.5 ile 2 milyon arasında kişi ölmekte. 1 milyona yakın kişinin uyuşturucudan öldüğünü görüyoruz. Savaş, silahlı çatışma veya cinayet sebebiyle ölenlerin sayısı ise 500.000 civarında.

Gerçek tehlikenin nerede olduğu açıkça görülüyor: Çevre felaketi.

Trump bunları biliyor

Siyasi iktidarların merkez

Yazının Devamı

İKTİSATTAN ÇIKIŞ

16 Aralık 2019

Dünyanın en etkili ekonomistleri arasında gösterilen Prof. Dr. Emre Alkin “İktisattan Çıkış” isimli çok değerli bir kitap yazdı. Alkin, artık klasik iktisat kurallarının, ekonomik olayları açıklamakta yeterli olmadığını söylüyor. Çünkü artık, rasyonel insandan bahsetmek mümkün değil.

Ülkeleri eğitimde ve kalkınmada öncülük yapan ülkeler arasında olamamasına rağmen, Türkiye dahil birçok “gelişmekte” olan ülkede siyasetçiler, “azgelişmiş” ülkelere ait söylemleri kullanıyorlar. Nüfusu ve milli geliri artırmayı başarı olarak göstermeye çalışıyorlar.

“Eğitim, adalet ve özgürlükler” nüfusu ya da parayı büyüterek elde edilecek unsurlar değil. Bunlar tercih ve/veya öncelik meselesi. Benzer hatayı, siyasetçiler gibi, “sürekli seçim yapan” Türkiye gibi ülkelerdeki iş dünyası da yapmaktadır.

Çarpıcı tespitler

“Bilgisayarın ne kadar büyük veya kapasiteli olursa olsun, yanlış veri girdiğin sürece her

Yazının Devamı

Reel faiz sıfırlanıyor

10 Aralık 2019

TCMB, TÜİK ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, Merkez Bankası reel faizi sıfırlayacak tedbirler alıyor. Gelişmiş ülkelerde reel faiz sıfır ve sıfırın altında iken, bizde %12’ye kadar çıkmıştı.

Reel faiz, şu anda %2.9 seviyelerinde. Merkez Bankası’nın yapacağı faiz indirimleri, reel faizi sıfır noktasına kadar taşıyacak. Hükümetin isteği de bu yönde.

Ülkeler arası karşılaştırma

Çok anlamlı olmasa bile, diğer gelişmekte olan ülkelerle Türkiye’deki reel faizleri, 2019 yıl sonu itibarıyla aşağıdaki tabloda görebiliyoruz. Bu tabloya göre, ülkemiz Arjantin’den sonra, borçlanmalarda en yüksek faizi veren ülke durumuna gelmiş vaziyette. İşte, Merkez Bankası faizleri düşürerek bu çarpıklığı gidermek istiyor. Merkez Bankamızın ihtiyatlı biçimde faiz indirimlerine devam edeceğini değerlendiriyorum.

Dövizde istikrar sağlanıyor

Yazının Devamı

Kredilerdeki artış büyümeye destek

9 Aralık 2019

“Türk ekonomisinde kredi aktivitesi büyümeyi destekliyor. 2020 yılında bu destek daha da belirginleşecek...”

Ekonomimizde büyüme artış trendine girerken, kredi aktivitesi de büyümeyi destekliyor. Bu destek, 2020 yılında daha da belirginleşecek.

BDDK, TÜİK ve Akbank kaynaklı grafikler, bankacılık sektöründeki kredi büyümesini; büyüme ve kredi paralelliğini ve kamu bankaları kredi miktarını gösteriyor.

Büyüme kompozisyonunda normalleşme

2020’de, birikmiş talebin etkisiyle, tüketimde toparlanma göreceğiz. Sadece, yüksek işsizlik, talep artışını sınırlayabilecek. Yeni Ekonomik Plan, özel tüketim büyümesini yüzde 4.9 beklerken; büyüme, bu oranın yüzde 1 altında, yüzde 3.9 seviyelerinde gerçekleşebilecek.

Öte yandan, ihracat Avrupa Birliği’ndeki büyüme ve toparlanma durumuna göre ivme kazanacak. En alttaki grafiklerde, ipotekli konut satışları ve hafif ticari araç satışlarındaki ivmelenmeyi görüyoruz. Enflasyon ve faizlerin düşme eğilimine girmesi ve büyüme trendinin

Yazının Devamı

Türkiye’nin karşılaştırmalı üstünlüğü

3 Aralık 2019

Ülkemizdeki ekonomik güven endeksi, kasım ayında %1.7 artışla 91.3’e yükseldi. Bu artış, tüketici, imalat sanayii ve hizmet sektörü güven endekslerindeki artıştan kaynaklandı. Merkez Bankası resmi döviz rezervi de ekim sonunda %3.4 artarak, 104.6 milyar dolara ulaştı.

Ekonomik göstergeler ve beklentilerdeki iyileşme ile para politikasındaki iyileşme, ülkemizin ödediği risk primi ve kurdaki oynaklığın da gerilemesine neden oldu. Ekonomik toparlanma, kredi büyümesiyle de destekleniyor.

Bankacılık sektörümüz ise, güçlü sermaye ve likidite yapısıyla risklere karşı dayanıklılığını koruyor. Yurt içi fonların banka finansmanındaki payının artması da yurt dışı koşullara karşı ekonomik hassasiyeti azaltan bir gelişme oldu.

Bu iyileşme, yeni yılla birlikte iç talebe de yansıyacak. Yatırımların artmasıyla da işsizlik oranı bir miktar gerileyecek.

İşsizlik

Tüm dünya “işsizliğin sıfırlanması” politikasından vazgeçmiş görünüyor. Zaten, robotlaşma ve bilgisayar kullanımı arttıkça, “işsizliğin sıfırlanması” imkânsız

Yazının Devamı

EKONOMİDE 2020 YILI İYİ GEÇECEK

2 Aralık 2019

“Türkiye, birkaç eksiğine rağmen, karşılaştırmalı üstünlüğü en yüksek gelişmekte olan ülke. Bu durumda, para yılbaşından itibaren Türkiye’ye akacak...”

Önümüzdeki yıl, global ölçekte enflasyonlar artacak ve parasal genişleme gerçekleşecek. Gelişmiş ülke faiz oranları çok düşük kalmaya devam edeceği ve gelişmiş ülke borsa endeksleri daha fazla yükselemeyeceği için, para gelişmekte olan ülkelere akacak.

Gelişmekte olan ülkeler arasında, Türkiye, birkaç eksiğine rağmen, “karşılaştırmalı üstünlüğü en yüksek olan gelişmekte olan ülke” konumuna geldi. Bu durumda, para yılbaşından itibaren Türkiye’ye akacak.

Dünya karışık. Her yerde sorun var. Sorunlar, paranın gelişmekte olan ülkelere akması sağlanmadan çözülemez. Bu ortamda, en iyi durumda olan ülkenin Türkiye olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, küresel ısınmadan en az etkilenecek gelişmekte olan ülke, Türkiye.

Faiz ve enflasyon

Tüm dünyada faiz

Yazının Devamı

Cari denge fazla veriyor

26 Kasım 2019

Cari denge fazla vermeye devam ediyor: Temmuz, ağustos aylarının ardından, cari denge, eylülde de 2.48 milyar dolar fazla verdi.

Eylülde, cari dengenin fazla vermesinde, hizmet gelirlerindeki yıllık %19 güçlü artış ve dış açıktaki yıllık %5 düşüş etkili oldu. Ekim ayına ilişkin Ticaret Bakanlığı öncü dış ticaret verisine göre; dış ticaret açığı artış göstermekle birlikte, hizmet gelirlerindeki olumlu seyrin süreceği beklentisiyle, cari dengenin ekim ayında da fazla vereceğini değerlendiriyoruz.

Akbank’tan alınan aşağıdaki grafik, cari dengedeki açık ve fazlaları gösteriyor.

Aylık cari denge gerçekleşmeleri (2018-2019)Kümülatif yüksek seviye

12 aylık kümülatif olarak cari denge 5.9 milyar dolarla rekor pozitif seviyeye ulaştı. Cari denge, Mayıs 2018’de 57.9 milyar dolar açık vermişti.

Yazının Devamı