Can Gürzap’a Kanaltürk’te Sevim Gözay’ın “Cosmo+” programında rastladım. Konu ünlü oyuncularımızın magazin kameralarına yakalanmasına geldi. Gürzap çoğu ismin o yerlere bilerek gittiklerini söylüyor, “Bilerek gidiyorlar, sonra şemsiye indiriyorlar” diyor. Acaba laf nereye gitti? Hande Ataizi sallamıştı şemsiyeyi değil mi? Bir soru da şu meşhur “sevişme öpüşme olayı” ile ilgiliydi. Gürzap, hayatta sevişmenin de öpüşmenin de olduğunu söyledi ve bu nedenle abartılmasının anlamsız olduğunu vurguladı.
Dizilerimiz aştı
Dizilerimizde (tabii bu kapsama Kanal 7 ve STV girmiyor, onu belirteyim) öpüşme olayı aşılmış bulunuyor. Bundan böyle ben de buradan “Ali, Aysun’u öptü” modunda yazmamaya karar verdim. “Canım Ailem”de Ali ile Seyhan bankta oturmuşlar, böyle göz göze diz dize sonra bir güzel öpüştüler. Ne oldu yani?... Bakın kafaya takmayınca bir şey olmuyor.
Bu köpekten korkulmadı!
Star’daki “Papatyam” dizisi sessiz sedasız devam edenler arasına çoktan girdi. Açıkçası ben pek alışamadım. Ama benim alışmam değil, izleyicinin alışması önemli olan. Ben hep bunu söylerim. Necati kayınçosundan bıktı, onu evden kovmak için köpek aldı. Köpek de Rottweiller... Sanırım, evde yapılan çekimlerde ışıklardan hayvan bezmiş. Dili dışarıdaydı, susuzluktan!
Emekli albay yeni keşfimiz
Bazı karakterler televizyona acayip gidiyor. Ve bu insanlar kendi içimizden çıkıyor. En son örnek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdıran Emekli Albay Kemal Güner. Mayınları o bölgeye 1956 yılında ilk döşeyen taburun komutanı. Bir kere çok esprili ve sürekli gülüyor. Hayata mizahi yönden bakıyor. Mayınlı bölge hikâyelerini gülerek anlatıyor. Başbakanın sözlerine de gülerek cevap verdi. Yani hiç oralı değil. Levent Kırca’nın yeni tiplemelerinden biri olabilir. Mesela Levent Kırca, başbakan ile Kemal Bey’i karşı karşıya getirse nasıl olur?
Yeniler farklı
“Haneler”, “Manyak Dükkân” ve “Uyanık Bar” yaz döneminin yenileri. “Haneler”de bir garip curcuna var. Bir bağırış, çağırış bir karışıklık. Halbuki televizyonlarımızın zayıf tarafı “komedi” kategorisinde yerini bir güzel alabilirdi. Ama iki haftadır bakıyorum, dediğim gibi, arada bir espriler (ki bayağı uzun bir zaman diliminden bahsediyorum) var ama bütünde, bir hazımsızlık var.
“Uyanık Bar” bir nevi bar esprisinde şov programı. Her yerde kamera var ve konuklar bu bar ortamında sizlerle oluyor. Serhat Kılıç sunuyor. Valla önceleri biraz “ne alaka” dedim. Hani biraz da karışık, gizli kameralar filan böyle kurgusu zor bir program ve canlı yayın. Ama farklı ve gece yarısı içinde alternatif olduğu bir gerçek.
“Manyak Dükkân” da değişik bir dizi. Daha çok birisi eline kamerayı alıp dükkâna girmiş, o sırada kim varsa onları çekmiş gibi. Ve karakterler de bu çekimlerde “gerçek”ten kendileri gibi olmuşlar. Zor bir tarz, ama ilk bölümünde açıkçası beni çekti.