CumartesiBaba, beni artist yapsana

Baba, beni artist yapsana

02.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Tatlı Kaçıklaröda Mehmet Ali Erbil’in köpeğini oynayan Cango ve Hadi Çaman’ın köpeği Candaş profesyonel oyunculuk yapıyorlar. Candaş babasına eşlik ediyor, Cango ise bu işten para kazanıyor

Baba, beni artist yapsana

Baba, beni artist yapsana

"Tatlı Kaçıklaröda Mehmet Ali Erbil’in köpeğini oynayan Cango ve Hadi Çaman’ın köpeği Candaş profesyonel oyunculuk yapıyorlar. Candaş babasına eşlik ediyor, Cango ise bu işten para kazanıyor

TUBA AKYOL

Cango ve Candaş artist olmak için evden kaçmadılar, onlar bizzat babalarının izni ile oyuncu oldular. Cango bahçede babasıyla oynarken yönetmen Ümit Efekan tarafından keşfedildi. "Çiçek Taksi", "Tatlı Kaçıklar", "Anne Babamla Evlensene" gibi dizilerden tanıyoruz Cango’yu.
Candaş ise zaten oyuncu bir babanın oğlu. Hadi Çaman son oyunu "Deniz Feneri"nde hayatını, tiyatroyu, ustalarını köpeği Candaş’a anlatıyor. Oyun boyunca can kulağı ile babasını dinleyen Candaş, oyunun sonunda alkışlar dininceye kadar sahnede kalmayı, hatta "köpekçe" selam vermeyi bile öğrenmiş.

"3-2-1 kayıt" sözünü sevmiyor, kameramanlar şifreli konuşuyor
Cango oyunculuktan mama ve oyuncak parası kazanıyor

Cango’nun sahibi Alp Kantoğlu, Cango’nun oyunculuğa tesadüfen başladığını söylüyor. Cango evlerine ilk geldiğinde 6 aylıkmış, şimdi 8 yaşında.

Cango nasıl keşfedildi?
Cango’yla her gün bahçede geziyor, oyun oynuyorduk. Yönetmen Ümit Efekan komşumuz, bizi görmüş. Bir gün "Çiçek Taksi" çekimleri sırasında bir köpek gerekince, Cango’nun benim talimatlarımı nasıl dinlediği gelmiş aklına. Bizi aradı, böylece Cango oyunculuğa başlamış oldu.

Oyunculuk için eğitim aldı mı?
Hayır ama ilk kez kamera karşısına geçtiğinde bile sanki yıllardır oyunculuk yapıyor gibiydi. Çekimlere ara verildiğinde huzursuzlanıyor, kamerayı çok seviyor. Sette ilgi görmekten de çok memnun. Az değil, yaklaşık 7 yıldır oyunculuk yapıyor. Ben Cango’yu setlerde eğittiğimi düşünüyorum.

Hangi dizilerde rol aldı Cango?
"Çiçek Taksi" ile başladı. Hepsinin adını hatırlamıyorum, birçok dizi var: "Böyle mi Olacaktı?", "Tatlı Kaçıklar"... Şimdi de "Anne Babamla Evlensene"de oynuyor.

Siz sette hep yanında mısınız?
Ben olmasam yerinden bile kıpırdamaz Cango. Kahvaltı saatleri hariç tabii. O zaman yanında olmasam da fırlar, yemeğini kapar. Çekimlere arabamızla beraber gidiyoruz. Ben hep yanında oluyorum.

Cango kaprisli, zor bir oyuncu mu?
Problemsiz bir oyuncu. Yalnız "3-2-1 kayıt" diyemezsiniz Cango’nun yanında, o zaman çok sinirleniyor, çekim aksıyor. Bu yüzden kameraman arkadaşlar Cango’ya özel sloganlar buluyorlar; "akıyor", "devam", "damlıyor" gibi...

Pek çok kişi Cango’nun Mehmet
Ali Erbil’in köpeği olduğunu sanıyor. Çok iyi anlaşıyorlar Mehmet Ali’yle. Sette köpekten korkan biri varsa Mehmet Ali, Cango’yu alıp onun üzerine gidiyor. Çok eğleniyorlar birlikte. Ama bir keresinde bir kavga sahnesi vardı. Ümit Yesin’i dövüyorlar, Cango’nun onu kurtarması gerekiyor. Ama Ümit Bey’i tanımıyor. "Hadi git, kurtar Cango" dedim, kendini ortaya attı, setteki herkesi kovaladı.

Para kazanıyor mu oyunculuktan?
Belli bir ücreti yok. Kendine bakacak kadar kazanıyor.

"Bağlamadığım halde bir saat sahnede oturdu"
Hadi Çaman: "Candaş’a tiyatroda baktığımız için bebekliğinden beri sahne kavramını biliyordu. Bu yüzden sahneye çıktığında orada özel bir şey yapıldığını hemen anladı"

Hadi Çaman "Deniz Feneri" adlı oyunda köpeği Candaş ile birlikte oynuyor. İnsanların artık birbirlerini dinlemediğini düşünen Çaman, sahnede köpeği Candaş’a hayatını anlatıyor.

Nasıl aklınıza geldi Candaş’la sahneye çıkmak?
Bu yıl benim tiyatroda 40. yılım. Kimseden bir tebrik beklemiyorum, dedim ki ben kendi kendime bir armağan vereyim. Hayatımdan yola çıkarak tiyatroyu, ustalarımı anlatmak istedim. Sonra düşündüm, biz artık birbirini dinlemeyen bir toplum olduk. Şu hayatta ben en doğru dinleyen Candaş. "Bak oğlum" diyorsun gözünün bebeğinin içine bakıyor. "Gel oğlum" diyorsun, geliyor. Bir şey anlatıyorsun seni tüm dikkatiyle dinliyor. Neden ben hayatımı Candaş’a anlatmıyorum, neden onunla yaşadığım bu mutluluğu seyirciyle paylaşmıyorum diye düşündüm.

Her akşam sahnede olmak bir köpek için pek kolay değil. Canı sıkılır, seyircilerin arasına dalmak ister, havlamaya başlar...
Biz Candaş’a tiyatroda baktığımız için bebekliğinden beri sahne kavramını biliyordu. Orada farklı bir şey yapılacağını algıladı. Bu yüzden herhalde sahneye çıktığında -abartmayayım ama- komiklik yapıyor, atlayıp zıplıyor, sahnenin oradan kafasını sarkıtıyor, öpmeye çalışıyor. Ama dediğiniz gibi seyirciler arasında köpek besleyen olabilir, onun kokusunu alır yanına gitmek ister diye Candaş’ı sahnedeyken bağlıyorum.

Bağlamasanız kalabalığın arasına karışırdı herhalde.
Yine de yanımdan ayrılmaz. Geçen pazar günü ben onu bağladım sanıyorum, meğer unutmuşum. Bir perde oynadık birlikte. Antrakt için içeri girerken "Gel Candaş içeri gidelim, sana kakanı yaptırayım" diyorum ve perde kapanıyor. Bu kez de "Hadi Candaş" dedim, eğildim zinciri çözeceğim, bir baktım bağlı değil. Yani oturur aslında benimle ama önlem olarak bağlıyorum yine de.

Candaş 23 Nisan’ı çiftleşerek kutlayacak
Candaş’ı sahneye nasıl hazırladınız?
Provalarda çok yoğun kullanmadım onu, o varmış gibi ben prova yaptım. Son bir hafta falan sahnede sürekli onunla olmaya çalıştım ama. Orada onun özel bir minderi var, benim bir yerim var. 4 aylıktı Candaş’la tanıştığımızda, şimdi 4 yaşında. Bu zaman içinde sahne dışında hep beraberdik. Sahnede de "burada beraber olacağız" duygusunu anlasın diye bir hafta yoğun onunla çalıştım.

Daha kalabalık kadrolu bir oyunda da Candaş’a rol vermeyi düşünür müsünüz?
O zaman daha mı keyifli olur, daha mı zor olur, bilemiyorum. Çünkü Candaş’ın arası hepimizle çok iyi. Şimdi sahnede yalnızca ben olduğum için, bana da tutkun olduğu için benimle birlikte oturuyor. Ama buradaki diğer çocuklarımı da çok seviyor. Sahnede onları da görünce kimin peşinden gideceğini şaşırabilir. Baş edemeyebiliriz.

Geçenlerde kaçmış galiba. Şimdi artık sadece köpeğiniz değil, aynı zamanda rol arkadaşınız. Çok endişelenmiş olmalısınız.
Çok korktuk tabii, ben bunalıma girdim. İnanın rol arkadaşım olduğu için değil. Ne olacak, anons ederim seyircime, çıkar sanki Candaş oradaymış gibi oynarım. Seyirci bunu da kabul eder. Ama Candaş benim yavrum, ya başına bir şey gelirse. Daha bebek tabii, bir dişi köpek görünce peşine takılıp gidiyor. Bir yandan belediye, bir yandan biz bütün gün aradık, gece yarısı bulabildik.

Kısırlaştırılmadı mı Candaş?
Hayır. Daha hiçbir şey beceremedi ki ablası. Bir kere bir dişi getirdiler, çok da şeker bir şeydi ama kız onu beğenmedi, aralarında bir şey olamadı. Bizimki çıldırdı tabii onu öpeyim, dokunayım diye ama o yanına bile yaklaştırmadı. Atilla Demirci’nin siyah bir dişi Labrador’u var, nisanda onunla başgöz edeceğiz. 23 Nisan’ı Candaş öyle kutlayacak.





CUMARTESİ



















KEŞFETYENİ
Nihal Candan ile aynı hastalığa yakalanmış! Yıllar sonra açıkladı
Nihal Candan ile aynı hastalığa yakalanmış! Yıllar sonra açıkladı

Cadde | 21.06.2025 - 12:09

Nihal Candan'ın vefatının ardından aynı hastalığa yakalandığını açıklayan Derya Uluğ, o dönem yaşadıklarını anlattı.