30.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:
Elemanın özgeçmişi: Sarkık bıyıkları, bozkurt rozeti, karısı ve iki çocuğu ile eskiden kapıcımızdı. Bir pazar sabahı 3üncü katın balkonundan, 2inci katın balkonuna bağladığı bahçe hortumuna tutunarak inmeye kalkmış ve betona başının üzerine düşmüştü. Yardımına, sanal teşkilatı değil yine ben koşmuştum. 5-6 diş ve biraz da akıl zaiyatı ile kazayı atlatmış, yeniden görevinin başına dönmüştü. Siz şimdi her şuur sahibi okur gibi görevi, çöp dökmek ve servise çıkmak sanırsınız. Ama yanılırsınız. Mustafa bir Robocoptur ve onun bu gibi sümsük işleri olamaz. O apartmana giren çıkanı kontrol eder. Duvar diplerinden sinsi adımlarla yürüyerek pat diye satıcının karşısına çıkar ki, adam hücceten ölsün diye. Bir de 01.30da yataktan kalkıp devriye gezer. Yanında mahallemizin garip köpeği Ceymi (nasıl yazıldığını kimseler bilmez) ve silahı ile. Silahı veren de teşkilat değil benim oğlum Ali. Bu kurusıkı bir 45liktir. Ayrıca daha inandırıcı olsun diye askılık temin edilmiştir. Deri montu da giyince bizim Mustafa olur sana bir "Satir", altı polis üstü bozkurt şeklinde. Ve bu durum haliyle, apartman komşumuz Savaş Dinçel için bulunmaz bir "sarma" konusudur. Amerikan filmlerinin ziyadesiyle etkisinde kalan Mustafayı bir de Savaş doldurur. "Oğlum sana yakışır mı öyle çöple möple uğraşmak? Bırak yönetici döksün. Senin kalorifer kazanının yanına 2 monitör koyarız, oradan apartmanı kontrol edersin." (Apartman dediği 6 hane bir şey, Empire State filan sanılmasın) Sonra biraz daha abartır Savaş, "2 de doberman aldık mı, iş tamam." Biz de bu arada, Dudullunun sırtlarında oturmuyoruz, Etilerin göbeğindeyiz. Mustafa "teşkilat mensubu" olmanın da verdiği azimle, iyice havaya girer. "Şu bakkaldan bişey alsana" dersin, suratına kötü kötü bakar, yürür gider. Akşama da oğlanı yollar elinde su bardağı, "Babam Arda Abinin rakısından istiyor" diye. Neticede, apartman halkı toplaşıp önce Savaş Dinçeli döversiniz sonra Mustafayı ki kendilerine gelsinler. Şimdi onlar yine birlikteler. Eski kocanın evinde Fener maçlarını izliyorlar. Savaş, Mustafa Alabora, Müjdat Gezen ve başköşede hasta Fenerli Mustafa. Hala Ülkü Ocakları ileri gelenlerinden midir bilinmez, "Şu iblisin bir eşkalini vermedin ki abla..." deyip hayıflanır. Bu yazıyı MHP teşkilatından bizim bozkurta bir iş ayarlamadan bitirmeyeceğim. Sn. Bostancıoğlunun torpili yetmezse Sn. Ecevite rica ediyorum. İstanbul Emniyeti, Muğla Emniyeti, Göçek ve Marmaris polisleri bir ara sadece bana çalıştı, son koca iblisi bulmak için. Koskoca Apo bile yakalandı, benimkinden eser yok. Derken çözüm eski kapıcımız Mustafadan geldi. "Abla sen bana şunun eşkalini ver teşkilata bildireyim, 2 günde bulup önüne diz çöktürürüz" dedi. Teşkilat dediği Ülkü Ocakları. Onların, Mustafanın varlığından haberi var mı bilmem ama bizim "yavru kurt"a göre lafından dışarı çıkılmıyor. (İki kelam arası hemen Milli Eğitim Bakanı Sn. Metin Bostancıoğlundan bir ricam olacak. Madem MHPnin etkin olduğu şehirlerdeki üniversite, lise ve bazı kurumlarda çeteleşmeye kadar varan teşkilatlanmaya göz yumduğunuz söyleniyor; alın size gönüllü bir nefer daha.) Okuyuculara cevap Sevgili Yıldız Kürkçü; telefon numaranı (0212) 505 63 97ye bildirirsen seni mutlaka arayacağım. * Sevgili H. Kırkoğlu; Gazetede görüşememizin nedeni Doğan Medya Centerın büyük bir yer olmasından mı? E - postanıza teşekkürler. * F. Gülteke; Köşe yazarı olmak istiyormuşsunuz. "Birileri ile ilişkiye mi girmem gerekiyor?" diye de soruyorsunuz. Bunun için kimseye taviz(!) vermenize gerek yok. Yazılarımı beğendiğinizi belirtmeseydiniz, benim de bu yolla köşe yazdığımı, ima ettiğinizi sanıp kızacaktım. Bana yazın, üstlerime okutayım bakalım nolacak? * Ç. Gürsoy: "Balık kadını salaktır" diye yazmışsınız. Ben hem balığım hem de inşaat mühendisiyim diyorsunuz. Yazdıklarım, burcun özelliklerinin komik bir abartısı idi. "İyi niyetli ve saf" olarak da yorumlanabilir. Espriye açık olmayı da ? Yaşar Eren, Kardelen, Murat Özsoy, Arnavut, Soner Tekelli ve diğer genç arkadaşlarıma da teşekkürler. Oğluma vereceğim rüşveti denkleştirirsem, sizlere bizzat yazacağım. Hâlâ internete girmeyi beceremiyorum çünkü.