Dünya Kuzey yarımküre’de kar kıtlığı, su kaynakları tehlikede: Sera gazları karı tüketti, sıra suda

Kuzey yarımküre’de kar kıtlığı, su kaynakları tehlikede: Sera gazları karı tüketti, sıra suda

13.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:

Bilim adamları Kuzey Yarımküre’de yaşanan kar kuraklığının nedeninin sera gazları olduğunu belirterek, su kaynaklarının alarm verdiğini, yaz kuraklığının daha da şiddetleneceğini söylüyor.

Kuzey yarımküre’de kar kıtlığı, su kaynakları tehlikede: Sera gazları karı tüketti, sıra suda

Başlık ve spotta yer alan tespitler, bir grup bilim insanının yeni araştırmasında yer aldı. Nature dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, Araştırmaya göre, Türkiye’nin de içinde yer aldığı Kuzey Yarımküre’deki karla kaplı dağların aşağısında 2.1 milyardan fazla insan yaşıyor. Sıcak aylarda dağlardan gelen su kaynağına bağımlı hayat sürüyor. Kuzey Yarımküre nüfusunun yüzde 80’i Mississippi ve Daube gibi karla beslenen nehirler sayesinde ayakta kalıyor. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisiyle bu nehirler artık iklim açısından bir dönüm noktasını geçti. Sera gazı etkisiyle kar artık alçak bölgelerde değil daha yüksek dağlarda birikiyor.

Haberin Devamı

Kıtlık her alanda

Kuzeydoğu ABD ve Avrupa’nın büyük bir kısmında son 40 yılda, her 10 yılda bir yüzde 20 karda yüzde 10’luk bir düşüş görüldü. Kuzey İtalya, Afganistan, Orta Asya’nın bazı bölgeleri, kuzeydoğu Çin ve And Dağları’nda kar yağsa da sera gazları Kuzey Yarımküre’de kar yapısını değiştirdi. En az 31 ayrı nehir havzasında kar yığınında belirgin düşüşler tespit edildi. Bir bölge tüm kış boyunca ortalama eksi 8 santigrat dereceye kadar ısındığında, karın hızla erimeye başladığı bir devrilme noktasına ulaştığını belirten bilim insanlarına göre, kış boyunca kar birikmez ise yaz aylarında yaşanan kuraklık daha da şiddetlenecek. Değişen kar yapısı da su kıtlığından, kapanan kayak merkezlerine kadar geniş kapsamlı sonuçlar doğurmaya gebe.

Haberin Devamı

ABD’de kar fırtınası: 5 can kaybı

ABD’de etkili olan şiddetli kış fırtınası, ortabatı ve güneydoğusundaki en az 30 eyaleti etkisi altına aldı. 164 milyon kişinin bulunduğu bölgede dondurucu hava şartları, güneydeki Florida Eyaleti’nden kuzeydeki New York’a kadar olan bölgede 630

binden fazla kişiyi elektriksiz bıraktı. Fırtınanın etkili olduğu bölgede hortumlar, buzlanma ve araç üstüne ağaç düşmesi hayatını kaybedenlerin sayısı 5’e yükseldi.

Uçurumdan yuvarlanıyoruz

Araştırmanın yazarlarından Dartmouth College’da coğrafya profesörü Justin Mankin “Bu eşiğin ötesinde herkesin uçurumdan aşağı yuvarlandığını görüyoruz” dedi. Yerdeki toplam kar kütlesinde meydana gelen azalmalar, su kaynağı olarak ilkbaharda eriyen karlara bağımlı olan yerler için ciddi sonuçlar doğuruyor. Bu hafta ABD’de de meydana gelen şiddetli fırtınada çok fazla kar yağdı ancak şu anda yerde bulunan kar kış boyunca dayanmayabilir. Avrupa ve Asya ülkelerinde de henüz yeterli yağış yok. Araştırma gösteriyor ki kısa vadede iklim değişikliği, artan yağışlar nedeniyle kar fırtınalarından daha fazla kar oluşmasına neden olabilir ancak daha yüksek sıcaklıklarla bu kar muhtemelen daha hızlı eriyecek.

Kuzey yarımküre’de kar kıtlığı, su kaynakları tehlikede: Sera gazları karı tüketti, sıra suda

Kar örtüsü araştırma üyeleri, geçen hafta Kaliforniya Phillips İstasyonu’nda ölçüm yaptı.

Haberin Devamı

İnsan kaynaklı

Araştırmacılar, 1981’den 2020’ye kadar her yıl mart ayında ne kadar kar kaldığını incelemek için 160’tan fazla nehir havzasından elde edilen verileri inceledi. Sonuçlara göre, bu alanların yaklaşık yüzde 20’sinde insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle net kar miktarında düşüş tespit edildi. ABD’nin Kuzeydoğu ve Güneybatısı, Avrupa’nın büyük bölümüyle kar kütlesini en hızlı kaybeden bölgeler arasında.

Su güvenliği için önlem şart

Bilim insanları, 1981’den bu yana orta enlem bölgelerindeki kar yığınlarının yüzde 4 azaldığını ancak daha yüksek enlemlerde her 10 yılda yüzde 2.5 arttığını tespit etti. Araştırma yazarları “Kar kaybına karşı en savunmasız bölgeleri belirlemek ve buna bağlı olarak kar değişikliklerinden kaynaklanan mevcut ve gelecekteki su güvenliği risklerini yönetmek için uygun stratejiler geliştirmek zor” dedi. Çalışmanın başyazarı olan Alexander Gottlieb ise her bir derecelik ısınmanın daha fazlasını götürdüğünü söylüyor.