11.01.2021 - 03:20 | Son Güncellenme:
Zehirleyerek birini öldürmek Antik Roma'da çok yaygın kullanılıyordu. Size rakip olan birini, akrabanızı, eşinizi ya da tahta çıkmanızı engelleyecek her kim varsa yemeğine zehir katarak öldürmek çok normal karşılanıyordu.
Temizlik ve hijyen konusunda da hayli sıkıntılı olan Antik Roma, salgın hastalıklarla da her zaman karşı karşıya kaldı.
Yapılan araştırmalara göre, pek çok bakteri ve enfeksiyon hastalıklarıyla sıklıkla karşılaşıyorlarmış.
Roma'da yaşayan halk gladyatör kanı içiyordu. Bunun kendilerine güç verdiğine inanıyorlardı.
Bazen de bu kanları toplayarak satıyorlardı. Bu toplanan kanlar o dönemde bazı hastalıkların tedavisinde de kullanılıyordu. Tuvalet kağıdı yerine ucuna sünger geçirilmiş sopalar kullanıyorlardı.
Roma halkı giydikleri beyaz kıyafetlerini temiz tutmak için büyük bir çaba sarf ediyorlardı.
Evlerde tuvalet olmadığı için, umumi tuvaletler kullanılıyordu. Fakat bu tuvaletlerde, mahremiyet ön planda değildi.
Herkes aynı yerdeki birkaç tuvaleti, aralarında herhangi bir bölme olmadan kullanıyordu.
İşleri biten Roma halkı, tuvalet kağıdı yerine, ucuna sünger geçirilmiş bu sopa kullanıyordu.
Kişiye özel olmayan bu alet, her seferinde suya batırılarak kullanılıyordu. Antik Roma döneminde insanlar hastalandıklarında, tedavi için ilginç yöntemlere başvuruyorlardı. O dönemde hasta olan insanlar, hayvan dışkısı ya da hayvan beyni yediklerinde iyileşeceklerine inanıyorlardı.
Romalıların farklı bir zaman algısı da vardı. Mevsimler için farklı zaman dilimleri mevcuttu. Onlara göre yaz aylarında bir saat 75 dakika, kış aylarında ise bir saat 45 dakikaydı.
Antik Roma'da akıllara durgunluk veren bir ceza sistemi de vardı. İşlenen suç eğer büyükse, içi hayvanlarla dolu olan bir çuvalla nehre atılıyorlardı. Bazı suçlular da canlı canlı yakılıyordu.
Roma'da küçücük kız çocukları, zorla evlendiriliyorlardı. Çoğu Romalı kız çocuğu, 14 yaşına gelmeden evlenmeye zorlanıyordu.
Üst tabaka ailelerin kızlarının evlilik yaşı 12,alt tabaka ailelerin kızlarına ise 20 yaşına kadar zaman tanınıyordu. Romalılar, temizlik için banyoda sabun kullanmak yerine ilginç bir yönteme başvurmuşlar.
Önce kendilerini yağlayarak sonrada vücutlarını kazıyorlardı. Böylece de kirlerinden arındıklarına inanılıyordu. Kadınların saç boyaması hoş karşılanan bir durum değildi.
Fakat İmparatorun eşinin, saçlarına farklı renklerde peruklar takmasıyla bu yöntem yaygınlaştı. İmparatorun eşinin öncülüğünde kadınlar saçlarını boyatmaya başladı.
Antik Roma'da ilginçlikler bitmek bilmiyor. Çamaşırlarını yıkamak için de alışılmamış bir yöntemleri vardı.
İnsan idrarı dolu alanların içinde kıyafetlerini yıkıyorlardı. Bağışıklıklarını güçlendirmek için her gün az miktarda zehir içiyorlardı.
Antik Roma'da zehir, her evde bulunması gereken bir şeydi. Diş hekimleri, burada büyük öneme sahipti ve onlara çok saygı duyulurdu. Romalılar, dişlerine her şeyden çok önem verirdi.
Diş yaptırmak, güzel ve sağlıklı dişlere sahipolmak bir zenginlik göstergesiydi. Hamile kalıp çocuk doğurmak Antik Roma'da oldukça zahmetli gerçekleşiyordu.
Enfeksiyonlar ve aşırı kanama sebebiyle, doğum hem anne hem de bebek için oldukça yüksek risk barındırıyordu. Bu sebeple de kadınlar, hamile kalmak istemiyorlardı.
Doğum kontrol yöntemleri için de yine ilginç girişimlerde bulunuyorlardı. Rahim ağzına bazı yağlar sürmek ya da sperm girişini engelleyici önlemler almak bu yöntemlerden birkaçıydı.
Antik Roma döneminde biraraya gelip eğlenen insanların yatarak yemek yeme gibi bir alışkanlıkları da vardı. Yattıkları yerden yemek yiyen Roma halkı, yemeklerinin çöplerini de etrafa atıp, sonrasında da bunları kölelerine temizletiyorlardı.
Antik Roma'nın en bilinen etkinliği de gladyatör savaşları. Arena'da bir araya gelen halk sırf eğlence için hem binlerce hayvanı hem de birbirlerini katlediyorlardı.
Bu kanlı dövüşlere sahne olan Kolezyum'da da bir oturma düzeni mevcuttu. En ön sıralar soylular için ayrılırken en arkalar da köleler oturuyorlardı.
Gösteri bittikten sonra, köleler, arena içindeki kumları değiştirip, kanları temizlemekle ve ölen insan ya da hayvanları taşımakla görevliydiler.
FOTOĞRAFLAR; PİXABAY