Balkan Savaşları esnasında Dimetoka'dan Türkiye'ye gelmiş olan bir ailenin çocuğu idi. Babası hakimlik mesleğini yapan Mahmut Nizami Bey, annesi ise Zeynep Ziynet Hanımdır. Cemil Meriç Türk Edebiyatına pek çok katkıda bulunmuştur. Bu vermiş olduğu katkılar kitaplarında yer anlamlı sözler ile görülmektedir.Cemil Meriç yazmış olduğu kitaplardaki sözleriyle insanların hayatına yön vermiştir. 1954 senesinde geçirmiş olduğu talihsiz kaza ile gözlerini tamamen kaybetmiştir. Yapılan tedaviler işe yaramamış ve yurt dışına gitmiştir. Ancak yurt dışında yapılan tedaviler de yaramamış bundan dolayı yurda geri dönmüştür. Hüseyin Cemil Meriç'in kitaplarından ve şiirlerinden en güzel sözler siz değerli okuyucularla bu makalede buluşacaktır. Hüseyin Cemil Meriç sosyal bilimler alanında pek çok katkı vermiş ve 13 Haziran 1987 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
Kitap, zekayı kibarlaştırır.
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
Yığın düşünmez, maruz kalır.
Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
Deha tabiatın en tehlikeli armağanı.
Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır.
Kendini tanımak, marifetlerin marifeti.
Aydınların aydınlatmadığı halkı, soytarılar aldatır.
Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
Tarihi yaratan, fertle yığın arasındaki anlaşmazlık.
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.
Bir ideal için ipe çekilmek, ölümlerin en güzelidir.
Anlamlı En Güzel Sözler için TIKLAYINIZ
Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız.
Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.
İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.
Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.
Acıları dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var.
Sol ve sağ. Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.
İnsanlık daima kötü oyuncaklar peşinde koşan bir çocuk.
Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
Hiçbir zafer umulanı getirmez, hiçbir bozgun mutlak değildir.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz’ laştıranlardır.
Mütercim, mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.
Bizler ki aynı kitaba baş eğmiş insanlarız. Bizden ala akraba mı olur?
Gerçek hükümdarlar, ebedi hükümrandırlar. Hazineleri yağma edildikçe zenginleşirler.
Hayat herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
Değişiklik olmayan yerde, hayat yoktur. Keşke düşünceler de insanlar kadar çoğalabilse.
Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde.
O kadar yalnızdım ki karanlıklardan İblis’in eli uzansa minnetle sıkardım.
Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
Namaz kılan bir toplumun psikolijiye, zekat veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur.
Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.
Sağ ve sol: Anladım ki bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var.
Her toplum bir kitaba dayanır: Ramayana, Neşideler Neşidesi veya Kur’an: Senin kitabın hangisi?
Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog kendi yalanlarını.
Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır kirlettiği bir odadan kaçar gibi.
Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.
Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek.
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
Vakit geçmiyor diye şikayet ederiz. Neyin geçmesini istiyoruz? Hayatın. Ve hepimiz ölümden korkarız.
Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı!