10.03.2016 - 12:28 | Son Güncellenme:
Tuğba Özay, konuk olduğu Uçankuş TV'de “1 Erkek 1 Kadın” programının canlı yayınında ilginç açıklamalar yaptı:
Adada kendi düzenini ve temizliğini koruduğunu söyleyen Özay; “Hijyen delisiyim, titizlik abidesiyim ama adada yemek konusunda çöplükten yiyecek aradığımı bile biliyorum. Bir keresinde Yılmaz Morgül’ü, kafasını çöplüğe sokarken gördüm” dedi.
Bütün yarışmacıların aynı şartlarda olduğunu belirten Özay; “Survivor bir yarış yeri, ama yarış yeri olduğu gibi, bir duruş yeri de. Yılmaz Morgül, adada duruşunu bozmayan isimlerdendi. Sağlık sorunlarını aşıp gelmesine rağmen, kendini hiçbir zaman bozmadı” açıklamasını yaptı
Tuğba Özay katıldığı pek çok program ve röportajda Survivor Adasında yaşadıklarını anlatıyor.
Aynen öyleyim. Ben hep şunu düşündüm; “Tabiat insanı vahşileştiriyor mu? Uysallaştırıyor mu?”Survivor’dan önceki yaşantıma bakarsan bizim Antalya’da bir çiftliğimiz var. Ben hep doğanın içinde, suların içinde, bir gün bir dağın tepesinde, bir gün kayadan denize atlayan bir kızdım hep.Bu yüzden Survivor’a giderken de aslında Tabiatın Kızı olduğumu hep vurguladım ve uyumlandığım görüldü.Geçtiğimiz yıllarda tek başıma çok tatile gittim, bir tekne kiralayıp tek başıma 3 gün, 5 gün, 10 gün bir teknede zaman geçirdiğim çok fazla tatil yaptım. Bunu seviyorum yani.
İlk bir ay ben de barakada yaşıyordum. Daha sonra kendim için bir yaşam alanı yaptım.Sabah erkenden kalkıyordum, ilk işim ormana gidip kütükler toplamak oluyordu. Düşünebiliyor musun Atlantik okyanusunun dibindesin ve sabah yüzünü orada yıkıyorsun. İnanmaz bir deneyim.Ateşimi yaktım, hamağımı kurdum, çamaşırlık yaptım, çok güzel bir oturma düzeni yaptım.Tepsiler sehpalar, rüzgar gülleri yaptım kendime. Sonuçta hayatın bir süreliğine bile olsa orada geçiyor ve kendi yaşam alanını yaratıp bundan keyif almaya bakmak lazım.Gece yarısı yıldızların kaymasını izliyordum.Bir gece tam 5 tane arka arkaya yıldız kaydı. Ertesi gün dokunulmazlık Oyunu vardı. Ben de her yıldız kaydığında bir dilek tuttum ve biri de yarın oyunda iyi olmaktı ve ertesi gün 5 oyun oynadım ve 5’te 5 yaptım ?
Ben tabii konseyde eleneceğimi bilmediğim için, konseye giderken yanıma hiç birşeyimi hatta orada kullandığım çantamı ve özel eşyalarımı bile almadım. Ancak söyledim onları getirecekler bana.10 Şubat benim doğum günüm.Bizim adanın karşısında küçük bir ada var, oraya gittim dalmaya ve kocaman bir deniz minaresi buldum, bu da bence tabiat ananın bana doğum günü armağanıydı.“Tabiatın Kızıyım” diye boşuna demiyorum:)
Çok inanıyorum. Her sabah uyanıp, battaniyelerimi çırptım, yaşam alanımı temizledim, düzenledim ve abdest alıp namaz kılarak güne başladım.Güzel enerjilerle, pozitif duygularla güne başladım. Bunlar benim ruhuma iyi geldi. Tabiat beni daha çok uysal yaptı, ama bir anlamda da vahşileşmiş olabilirim :)Mesela; olduğum için yerde bademler falan vardı, onları toplayıp yiyordum, birçok zaman bademin diğer tarafını farenin ısırdığını fark ettim ama yinede yıkadım yedim. Yani eğer bu bir anlamda vahşileşmekse barınmak için bunları da yapıyorsun orada.
Survivor’da bir kadın olarak en çok nelerin eksikliğini hissettin? Veya nelerde zorlandın? Mesela adet dönemini geçirmek zor oldu mu orada?İnanır mısın 3 ay boyunca regl olmadım, sanırım bu havanın veya beslenmenin de etkisi ile oldu. Aklıma hiç seks de gelmedi mesela. Bir çok açıdan kendini adaya uyumluyorsun ve artık orada yaşayan bir insansın ve oranın kurallarına göre yaşıyorsun. Saçlarım mesela aylarca sadece okyanus suyu ile yıkandı. Ancak önce kirlenmiş göbi görünse bile oldukça sağlıklı kaldılar.
Bunu görmene çok sevindim, çünkü her ne kadar orada sürekli kameraların bizi çektiğini bilsek bile neyin ne kadar yayınlandığı ve insanların neleri görüp görmediğini bilemiyoruz tabii oradayken.Veya bir tartışma olduğunda o tartışma nasıl montajlanıyor bunu bilmiyorduk tabii.Ancak ben ilk günden beri o dedikodulardan ve tartışmalardan uzak durmaya çalıştım ama her ne kadar uzak dursan bile bir şekilde o adadasın ve çok ufak bir alandasın ister istemez içine dahil olabiliyorsun. Çünkü ben normal hayatımda da dedikodudan hoşlanmıyorum. Bu durumlardan ve kişilerden uzaklaşmaya başladıkça da doğaya iyice döndüm ve aynen dinginleştim.Aslında Survivor genel hayatın minimalize edilmiş hali. Normalde nasılsan orada da çok farklı değilsin aslında. Oranın şartlarından dolayı duygular çok değişebiliyor, ancak ben hep şunu savundum, “Sen doğru dur, eğriler zaten eğriliğini gösterir.”İlk başlarda belki benim için egoları vardır falan diye düşünmüş olabilirler ancak bunun hiç de böyle olmadığını en azından halkın gördüğünü biliyorum.Finale kadar gidip her türlü entrikayı çeviren insan olarak anılmaktansa, 3. ayda kendi duruşu ve karakteri ile geri dönüş yaptı ve efsane oldu denmesi çok daha güzel. Yanış anlaşılmasın , bunlar söylendiği için böyle konuşuyorum.
22 yıldır şov dünyasının içindeyim, podyum, tiyatro, müzik bir çok alanda boy göstermiş bir insanım. Bilenler beni biliyor ama bilmeyen de çok insan varmış ki, sokağın ve sosyal medyanın kalbini tutarak bunu söylüyorum, bana günah çıkartan o kadar çok insan oldu ki.
“Tuğba hanım ben sizi hiç sevmiyordum” veya” Sizi burnu havada, egosu yüksek, iki lafı bir araya getiremez” olarak biliyordum. “ diyen o kadar çok insan oldu ki, şiir okumam belli bir kitleyi etkilemiş, bir erkeğin sığınması altına girmemem başka bir kitleyi etkilemiş, arkadaşımın arkasından iş çevirmemem bir gurubu etkilemiş herkes farklı bir şeyden etkilenmiş ve mesela küçük çocukların bile güzel tepkilerini almak çok harika.
Survivor’ın kelime anlamı hayatta kalan demek. Ben konseyde Acun bey’e demiştim ki; Ülkeme döndüğüm zaman insanlar bana şunu demesinler, sen ne yalancıymışsın, ne sahtekarmışsın, arkadaşını satmışsın, onun arkasından iş çevirmişsin, O da bana “Merak etme ben normalde bunu hiç bir yarışmacıya söylemem ama aynen düşündüğün gibi olacak, insanlar sokakta sana harika tepkiler verecek dedi. Bu anlamda Survivor insanın gerçekten vezir de olacağı bir yer..
O bence tamamen benimle ilgili bir algı operasyonuydu. Beni kötü göstermekti. Nagihan’ın sonradan dahil olduğu bir Tuğba Özay’ı kötü gösterme mücadelesi vardı. Ben hep diyordum “Ben bu oyunu bozarım” diye, ben bu oyunu bozdum.
Orada bir kural var, bu kurala uymak zorundasınız. Kazandığımda da dedim, ben yemeyeyim, arkadaşlarım yesin (bilmiyorum bu yansıdı mı ekrana) ancak bu zaten mümkün değildi.Şimdi o gün oynanan bir oyun var, ben burnum kırık olduğundan oynayamadım ama 5 kişi oynadı ve o oyun kazanıldı ve et yedik. Akabinde farklı bir oyun oynandı ve bunu ben kazandım. Eğer önceki oyunu düşünerek bir seçim yapsam o oyunda 5 kişinin de emeği var. Hangisini seçeyim?Malum kadınların tatlıya karşı ayrı bir düşkünlüğü var, bu durumda Nagihan ve Ezgi ile paylaşmak isterdim ama ikisi ile birlikte paylaşmam imkansızdı.
Bir de şöyle bir durum var, Yunus daha ödülü görmeden önce “Ne olur sütlaç olsun” dedi ve benimle birlikte finale kadar geldi. Bu durumda en adaletli olanın Yunus ile paylaşmak olduğunu düşündüm. Zaten ya Yunus kazanacaktı ya da ben.
Orada çıkar için insanların ne kadar şekilden şekle girdiğini de gördük. Nagihan 2 gün önce beni satmış, benim arkamdan konuşmuş ama buna rağmen sütlacın hesabını soruyor. Sen benim arkamdan dediğini bırakma, sonra gel bana sütlacını neden benimle paylaşmadın de.Bence Survivor öncesi sadece vücut çalışmaya değil ruh sağlığı için de bir uzmana giderek ruh sağlığını da geliştirmeliler. Öyle şeyler duydum ki; Hindistan cevizi bulmuş aman ona vermeyin, balık tutuyorlar aman şunlar görmesin.. Bu gibi durumlarda olanlar da var. Bu yüzden diyorum “İnsan gibi geldim, insan gibi gideceğim” diye.
O özel izinler bazı durumlarda oluyor mu bilmiyorum ama ben kullanmadığım için bilmiyorum. Mesela kadın olarak regl için izin veriyorlardı. Ama zaten bir müddet sonra kesiliyorsun. O da kesiliyor.
Tabi. Mesela göğüslerim o kadar sönmüştü ki. Etimi tuttuğum zaman sanki her şeyin içi boşalmış gibiydi. Bacağımı tutuyorum, kalçamı tutuyorum. Allah'ım diyorum her şey kaybolmuş falan. Geldim toparladım. O ayrı da. Onun dışında mesela Hindistan cevizi kirpiklere de faydalıymış, onu da orada öğrendim, baya uzattı. Saçlarım hiçbir işlem görmediği için, işte fön makinası vs bunları görmediği için.
Daha sağlıklı oldu. Ben hep olayın güzel yanlarından bakmaya çalıştım. Cildin daha bir güzelleşiyor. Yani güzel şeyler kattı bana Survivor. Mesela seks hayatı…
Hiç… Herhalde hormonların orada devreye girmiyor yani, hiçbir şekilde aklıma gelmedi, hiç! Sıfır… Hiç düşünmedim…Hatta bazı arkadaşlar şey diyordu; “Ya kazandığımız ödül oyunlarına şap mı atıyorlar” falan diyorlardı.