Suriye'de Beşar Esad rejimine ait savaş uçakları Rusya ve Türkiye'nin girişimleriyle ilan edilen ateşkese rağmen önceki gün İdlib'e ağır hava saldırıları gerçekleştirdi. Saldırılarda bombaların hedefi olan tarihi İdlib Müzesi ağır hasar aldı. Bir kısmı yıkılan müzede, bazı tarihi eserlerin de tahrip olduğu öğrenildi. Bombalı saldırının ardından müzede onarım çalışmaları başlatılırken, tahrip olan tarihi eserler ise koruma altına alındı. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Suriye'nin İdlib kenti ve kırsalındaki sivillere dağıtılmak üzere, 21 TIR'dan oluşan insani yardım malzemesi gönderildi. BM'den İdlib ve kırsalına gönderilen yardım malzemesi yüklü 21 TIR, jandarma ve BM görevlileri eşliğinde, konvoy halinde Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Gümrük Kapısı'na getirildi. BM'nin Reyhanlı ilçesinde bulunan lojistik depolarından yüklenen TIR'lar ile Cilvegözü'ndeki işlemlerin ardından kente doğru gidildi. TIR'lardaki insani yardım malzemeleri, kent ve kırsalında yaşayan sivillere dağıtılacak. Avrupa Birliği (AB), Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib iline yönelik Beşşar Esed rejimi ve Rusya'nın saldırılarının devam ettiğine dikkati çekerek, durumun çok endişe verici olduğunu belirtti. Günlük basın toplantısında soruları yanıtlayan AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, birliğin Suriye'de öncelikli olarak İdlib'deki duruma odaklandığını ifade etti. Astana Süreci kapsamında ateşkesin uygulanmasının önem taşıdığına işaret eden Stano, sivillere de yardımın ulaşması için çabaların artırılması gerektiğini kaydetti. Stano, Beşşar Esed rejimi ve Rusya'nın ayrım yapmaksızın süren saldırıları daha fazla can kaybına yol açıyor. Esed rejimi ve Rusya, İdlib'de ateşkesi hiçe sayarak, sivil yerleşimlere dün hava saldırılarına yeniden başlamıştı. İdlib'in merkezini hedef alan rejim saldırısında 15 sivil ölmüştü. Rejim, İran destekli terörist gruplar ile Rusya'nın hava desteğiyle sabah erken saatlerde de İdlib'in doğusuna operasyon başlatmış ve askeri muhaliflerin kontrolündeki Muveyha ve Ebu Cirryf köylerini ele geçirmişti. Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye'nin İdlib bölgesinde 9 Ocak'ta saat 14.00'ten itibaren ateşkes uygulamasının başladığını ileri sürmüştü. Ancak rejim ve İran destekli terörist gruplar, kara saldırılarına devam etmişti. Türkiye Milli Savunma Bakanlığı ise İstanbul'da 8 Ocak'ta düzenlenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zirvesinde, Libya ve İdlib'de ateşkes ilan edilmesi kararı alındığı, taraflara bu yönde çağrı yapıldığını ve 12 Ocak'ta 00.01'den itibaren ateşkes uygulamasının başladığını açıklamıştı. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ni hedef alan Rusya, rejim ordusu ve İran destekli teröristler, 2019'un başından bu yana Türkiye sınırı yakınlarına en az 1 milyon 300 bin sivilin göç etmesine sebep oldu. Bombardımanlarda 1600'den fazla sivil can verdi. Kentin güneyindeki rejim saldırıları nedeniyle sivillerin, güvenli bölge olarak gördükleri Türkiye sınırı yakınlarındaki alanlara göçleri devam ediyor. Özellikle İdlib'in Maaret el Numan ve Serakib ilçesi ile çevredeki köylerde yaşayan aileler, topraklarından kaçarak hayata tutunmaya çalışıyor. Yerel kaynaklar son 2 günde 20 bin kişinin daha göç ettiğini, geçtiğimiz Kasım ayı başından bu yana göç edenlerin sayısının 380 bine ulaştığını söylediler. Göçün, terörden arındırılan Zeytin Dalı Harekatı ve Fırat Kalkanı Bölgesi'ne yoğunlaştığı öğrenildi. Ayrıca yerel kaynaklar, Cebel Ez -Zeviye ve kırsalındaki yerleşim alanlarından da göçün başladığını, saldırıların artması halinde bu bölgede yaşayan 250 bin kişinin, Türkiye sınırı yakınlarına gelmesinden endişe ettiklerini kaydetti. İdlib kırsalındaki derme çatma çadırlardan oluşan kamp alanlarının dolduğunu, yeni gelenler ve gelecek olanlar için çadır kurulacak alan bulunmadığını belirten yerel kaynaklar, yüz binlerce sivilin yardım beklediğini ifade ettiler. Saldırılardan canlarını zor kurtaran binlerce Suriyeli, Türkiye sınırına yakın alanlara göç edip, buralarda kurdukları derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Çamur içindeki çadırlardaki kötü koşullar ise en fazla çocukları etkiliyor. Bazılarının zeytin ağaçları altına naylondan çadır kurduğu bölgede, ayaklarında ayakkabı, çorap olmayan çocuklar iç savaşın acımasızlığına rağmen yaşamlarını sürdürüyor. Öte yandan, göç ederken yanlarına yeteri kadar eşya alamayan ailelere, sivil toplum kuruluşları mevsim şartlarına uygun battaniye ve kıyafet yardımı yapıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Suriye'nin İdlib kenti ve kırsalına, sivillere dağıtılmak üzere 106 TIR'dan oluşan insani yardım malzemesi gönderildi. BM'nin İdlib ve kırsalına gönderdiği yardım malzemeleri yüklü TIR'lar, jandarma ve BM görevlileri eşliğinde, konvoyla Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Gümrük Kapısı'na getirildi. BM'nin Reyhanlı ilçesinde bulunan lojistik depolarından yüklenen TIR'lar ile Cilvegözü'ndeki işlemlerin ardından kente doğru hareket edildi. TIR'lardaki insani yardım malzemeleri, İdlib ve kırsalında yaşayan sivillere dağıtılacak. Memur-Sen ve Hak-İş tarafından İdlib'e yardım için toplanan 400 bin liralık çek, Kızılay, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve İnsani Yardım Vakfına (İHH) teslim edildi. Memur-Sen Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen teslim töreninde, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, İdlib'de gayri insani koşullarda hayata tutunmaya çalışan insanların durumunun, son bir aydaki saldırılarla çok daha fazla ağırlaştığını söyledi. Katliamlardan kaçarak Türkiye sınırına göç eden sivillerin sayısının 360 bini aştığını belirten Yalçın, Ağır kış şartlarından dolayı kamplar su altında kaldı. Çok ciddi tedbirler alınmazsa çok ağır sonuçları olacak bir insani krizle, ağır bir trajediyle karşı karşıya kalacağız. diye konuştu. İdlib'deki insanların sesine ses, derdine derman olmak için harekete geçtiklerini vurgulayan Yalçın, Halkımızın ve teşkilatlarımızın bu yardım kampanyasına sahip çıkacağına, İdlib için ayağa kalkacağına ve toplanan yardım tutarlarını çok daha yukarılara çıkaracağına yürekten inanıyoruz. dedi. Yalçın, İdlib'e yardım kapsamında AFAD için Suriye yazıp 1866'ya, Deniz Feneri için yardım yazıp 5560'a, Kızılay için hilal yazıp 2868'e, İHH için catı yazıp 4072'ye bir mesaj atılmasını istedi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da İdlib'de ölenin Suriyeliler olmadığını, insanlığın, vicdanın, adalet duygusu ve merhamet duygusunun öldüğünü ifade etti. Körfez Savaşı sırasında bir karabatağın petrole bulanmış halinin ve bir balinanın karaya vurmasının günlerce konuşulduğunu hatırlatan Arslan, Suriye'deki insanlık dramını ise şu an kimsenin görmediğini ve duymadığını söyledi. Sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin insanlık her dara düştüğünde biz varız diye koştuğuna işaret eden Arslan, Keşke daha fazla sivil toplum örgütü olsa ama bu yardımların arkası gelecek diye düşünüyorum. dedi. Deniz Feneri Genel Başkanı Mehmet Cengiz de İdlib'deki insani dramı görme imkanı olduğunu belirterek, Bu yaşadığımız en ağır krizlerden biri. İdlib hızlı bir göçe tabi tutuldu, büyük katliamlar oluyor. İdlib'deki insanların, Türkiye'den başka sığınabilecekleri limanları ve umutları da yok. değerlendirmesini yaptı. İHH Genel Sekreteri Durmuş Aydın ise İdlib'deki insani durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini dile getirdi. Türk Kızılay Genel Başkan Vekili İsmail Hakkı Turunç, Türkiye'nin bütün kuruluşlarıyla duyarlılığını gösterdiğini belirterek, devlet yetkililerinin diplomatik olarak girişimlerde bulunduğunu, kendilerinin ise insani yardım için ellerinden geleni yaptığını kaydetti. AFAD Genel Başkan Yardımcısı İsmail Palakoğlu, bölgenin çok zor bir dönemden geçtiğini ifade etti. İdlib'de 300 binden fazla insanın göç etmek zorunda kaldığına dikkati çeken Palakoğlu, Kış aylarında zor durumdalar. Barınma, beslenme ve sağlık hizmetlerini arttırabilmek için önümüzdeki hafta daha canlı kampanyalarımız devam edecek. ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından 400 bin liralık yardım çeki, sivil toplum örgütlerine teslim edildi. Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, çekin teslimi sonrasında salondakilere seslenerek, cep telefonlarından destek mesajı atmalarını istedi. Beşşar Esed rejimi ve Rusya'nın saldırıları nedeniyle İdlib kırsalına göç eden ailelerin çocukları, soğuk ve çamurun esir aldığı kamplarda yaşıtlarıyla oyun oynayıp vakit geçirmeye çalışırken, çadırlarına döndüklerinde ısınabilmeyi arzuluyor. Yanlarına aldıkları birkaç parça eşyayla araçlara doluşan Suriyeliler, güvenli gördükleri bir alana çadır kurarak yeni hayatlarına başlıyor. İdlib'in kuzeyinde, Hatay sınırı yakınlarındaki Sarmada ilçesi ve çevresi, bu şekilde gelen yüzlerce aileye ev sahipliği yapan bölgelerden biri Büyük kısmı zeytin bahçeleri ya da kayalıklarla dolu bölgede, hemen her noktada bir çadır kamp görmek mümkün. Çadırlarını genellikle yol kenarındaki tarla ve bahçelere kuran Suriyeliler, soba, gıda ve su gibi birçok temel yaşam malzemesine ulaşmakta güçlük çekiyor. Soğuk ve yağışın hakim olduğu bölgedeki hüzünlü sessizliği ise kampın minik bedenleri bozuyor. İnsanlar hava şartları nedeniyle çadırlarından çıkmamaya çalışırken, her şeyden habersiz çocuklar ise ailelerinin ikazlarına rağmen, çamurlu sokaklarda zaman geçiriyor. Kimi montsuz, kimi çorapsız, kimisi de çamura bulanmış kıyafetleriyle çadır sokaklarında dolaşan çocuklar sopa, balon, taş ve çamurla çeşitli oyunlar oynuyor.