04.04.2008 - 18:06 | Son Güncellenme:
AA
Kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak tanınan
Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 18 sanık hakkındaki davanın
görüldüğü mahkemenin heyeti, davadan çekilme kararı aldı.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Tarkan
Yavaş, Halil Hilmi Müftüoğlu, Kartal İş ve Uğur Örmen katıldı. Diğer 14
sanık ise duruşmaya gelmedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Salih Öztürk, sanıklardan Halil Hilmi Müftüoğlu,
Adnan Tınarlıoğlu, Korkut Yasa ve Tarkan Yavaş’ın, 3 Nisan 2008’de dava
dosyasına dilekçe sunduklarını bildirdi.
Başkan Öztürk, ayrıca sanık avukatlarından Kerim Kalkan’ın, mahkeme
heyeti üyeleri hakkında tazminat davaları açılacağına dair bir dilekçe
ile bunun eklerini 3 Nisan 2008 tarihinde, müdahil avukatlarının
beyanlarına karşı diyeceklerine ilişkin dilekçeyi de bugün dosyaya ibraz
ettiğini tutanağa yazdırdı.
Geçen celse sanıkların, mahkeme heyetinin reddine ilişkin taleplerinin
mahkemelerince kabul edilmediğini ve bu karar aleyhine herhangi bir
itiraz yapılmadığını belirten Başkan Öztürk, dosyanın usulen kendisinin
imzasıyla İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini kaydetti.
Başkan Öztürk, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin de mahkeme heyetinin
reddine ilişkin talebi reddettiğini kaydetti.
MAHKEMEDE TARTIŞMA ÇIKTI
Taraf avukatlarına bir diyecekleri olup olmadığını soran başkan Öztürk,
avukat Uğur Poyraz’ın oturduğu yerden "talepleri olacağını" söylemesi
üzerine, Poyraz’ı ayağa kalkması için uyardı.
Bunun üzerine avukat Poyraz, "Ayağa kalkmıyorum. Hangi yasa maddesine
göre ayağa kalkmamı istiyorsunuz. Keyfi uygulama yapıyorsunuz" diye
konuştu.
Başkan Öztürk’ün "Siz talebinizi söyleyin, bunu da yazacağım tutanağa"
şeklindeki konuşmasına avukat Poyraz, "Yazın tabii, ama böyle yazacağım
diye tehditvari şeyler olmasın" dedi.
"Siz istediğiniz için değil, kendim ayağa kalkıyorum" diyerek ayağa
kalkan Poyraz’ın beyanları tutanağa geçirilmeye başlandı. Bu sırada
avukat Poyraz, ifadelerinin eksik olarak tutanağa geçirildiği
gerekçesiyle beyanlarını kendi yazdırmak istedi.
Avukat Poyraz, beyanlarını tutanağa şöyle yazdırdı:
"Ayağa kalkmıyorum, 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre, ayrıca 5237
sayılı CMK’ya göre, duruşma sırasında avukat ve Cumhuriyet Savcısı
yalnızca hüküm fıkrası okunurken ve yemin edilirken ayağa kalkmakla
mükelleftirler, bunun dışında avukatın ayağa kalkarak konuşması
gerektiğine dair ne Anayasa’da, ne yasalarda hiçbir hüküm yoktur. Bu
konuda İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu’nun şikayet eden
mahkemelere gönderdiği yazılarda bu husus çok açık belirtilmiştir. Ben
meslek örgütümün kurallarına bağlı kalmak zorundayım. Meslek örgütümün
başkanı olan kişinin kanuna dayalı olarak belirttiği hususların dışına
da çıkamam. Bu nedenle bir suç işledik ise hangi kanunun hangi maddesini
çiğnediğimin bana şu anda açıklanmasını talep ediyorum, eğer bu açıklama
yapılmazsa mahkeme başkanı ve üyeleri yasadan kaynaklanmayan bir hakkı
sanık müdafiine karşı uygulamaya kalkmakla yasa dışına çıkmıştır. Açıkça
kanunun ilgili hükmü şu anda belirtilmediği takdirde mahkeme başkanı ve
üyelerini birlikte ve ayrı ayrı reddediyorum."
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan
Adnan Tınarlıoğlu’nun celse arasında verdiği dilekçede yer alan ve
avukat Poyraz’ın bu celse yaptığı mahkeme heyetini red taleplerinin
davayı uzatmaya yönelik olduğunu belirterek, istemlerin reddine karar
verdi.
Davanın bazı sanıkları tarafından dosyaya konulan dilekçelerin
içeriklerinde, heyet başkanı ve üye hakimler hakkında iftira ve
suçlamalar bulunduğunu anlatan mahkeme heyeti, bu nedenle heyet başkanı
Salih Öztürk ile üye hakimler Naşit Gürel ile Nuran Yalınbaş’ın ayrı
ayrı davadan çekildiklerini bildirdi.
Dava dosyasının, çekilme gerekçelerini içeren dilekçeler ile üst
mahkemeye gönderilmesini hükme bağlayan mahkeme heyeti, avukat Uğur
Poyraz hakkında gereğinin takdir ve ifası için duruşma tutanağının bir
örneğinin İstanbul Baro Başkanlığına gönderilmesini de kararlaştırdı.
Verilen kararların taraflara anlatıldığı sırada duruşma salonuna gelen
bir avukat, İstanbul Barosu tarafından davaya "gözlemci" olarak
katılması konusunda görevlendirildiğini söyledi. Avukat bu durumun
tutanağa geçirilmesini istedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Salih Öztürk, duruşmanın tamamlandığını
kaydederek, bu isteği reddetti.
Bu sırada avukat Uğur Poyraz, müdahil avukat Rezzan Aydınoğlu’nun
Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay ile konuşmasına tepki gösterdi.
Poyraz ile Aydınoğlu arasında tartışma çıkması üzerine savcı Erbay,
"Merak etmeyin, beni kimse etkileyemez" diyerek tarafları yatıştırmaya
çalıştı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı yargılama sonucunda 24 Ekim
2005’te Adnan Oktar ile 34 sanık hakkındaki dava dosyasının zaman aşımı
dolduğundan düşmesine karar vermişti.
Kararı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 17 Mayıs 2007’de Adnan Oktar
ile 17 sanık hakkındaki yerel mahkemenin kararını bozmuştu.
Yüksek mahkeme, bozma kararında, "bu kişilerin grup olarak bir araya
geldiklerini, basın-yayın kuruluşları üzerinde nüfuz elde etme,
kendilerine ve başkalarına haksız çıkar sağlama, destekledikleri kişi ve
siyasi partilerin seçimlerde oy elde etmesi için zor ve tehdit uygulamak
suretiyle yıldırma, korkutma ve sindirme gücü kullanarak suç işlemek
amacıyla örgüt kurduğunu" belirtmişti.
Kararda, sanıkların eylemlerinin, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele Kanununda, "baskı, cebir ve şiddet kullanarak
çıkar amaçlı örgüt kurma ve yönetme" suçunu düzenleyen 1. maddesi
kapsamına girdiğinin sabit olduğuna yer verilmişti.
Yüksek mahkeme, bu suç yönünden aralarında Oktar’ın da bulunduğu 18
sanık hakkında zaman aşımı süresinin dolmadığına işaret etmişti.
Yeniden yapılan yargılamada İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, özel
yetkili ağır ceza mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğuna karar
vermişti. Uyuşmazlığın giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği
Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise davaya bakmakla İstanbul 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, dosyayı iade etmişti.