28.06.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
DAMLA YUR İstanbul
Ak Parti Ar-Ge Başkanlığı tarafından önceki gün Malta Köşkü’nde sivil toplum kuruluşları, siyasetçi, medya temsilcisi ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirdiği “Türkiye, Demokrasi ve Son 20 Gün” çalıştayında Gezi Parkı olaylarının sebepleri, sonuçları, toplumsal atmosfer ve atılması gereken adımlar tartışıldı.
Ak Parti’nin Malta Köşkü’nde Gezi Parkı eylemlerini değerlendirmek amacıyla yaptığı toplantıya katılanlar, konuşulanları anlattı.
Mustafa Akyol (Gazeteci - yazar):
“Çalıştay için çağrılan kişiler Ak Parti politikalarına çoğunlukla destek verenlerdi. Hükümetin iyi niyetine güvendiği kısımı çağırdığını düşünüyorum. Bu çalıştay dost eleştirilerini dinleme toplantısı olarak algılanabilir. Ak Parti tarafından verilen hiçbir bilgi yoktu. Gezi Parkı konusunda eleştirilerimizi makul şekilde dile getirmeye çalıştık. Çoğunlukla bu işin sosyolojisi konuşuldu. Hükümetin yanlış söylemlerini, sert üslubunu dile getirmek istedik. Bu dostane çalıştayın yapılmasını önemli buluyorum.”
Mustafa Şen (GENAR Genel Müdürü):
“Toplantıda Gezi Parkı direnişine nasıl gelindiğine dikkat çekmeye çalıştık. Ak Parti tarafından anlaşılamaya çalışılan da buydu. Bundan sonra ne yapılmalı? ‘Türkiye bundan ne öğrenmeli’yi tartıştık. Gezi Parkı olayları ile ilgili akil insanlar oluşturulması şeklinde bir konu gündeme geldi ve Başbakan’a iletilmek üzere not alındı. Gezi Parkı olaylarından da görüyoruz ki ciddi bir demokrasi sorunu var. Mevcut demokrasinin yeterli olmadığını belirtmeye çalıştık. Çağın değiştiğini dile getirdik. Önce bilgi büyüklerdeydi, küçükler öğrenirdi. Baba evde çocuğunu dinleyecek, devlet artık toplumu dinleyecek.”
Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu (İ.Ü Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi):
“Günümüzde Ak Parti’nin ülkeyle ilgili projeler geliştirmek ve ülkeyi yönetmekten daha önemli ve zor bir işi var: Kendi kadroları, ekibi, tabanını kontrol etmek. Bir Zeytinburnu’ndaki gökdelenleridir. Sultahmet minarelerinin arasına kapitalizmin sembolü olan gökdelenleri sokmak, resmen cinayettir. İstanbul’a ihanettir; Sayın Başbakan’a ihanettir. Gökdelenler Ak Parti döneminde yapılmıştır, altında Ak Parti’nin ilçe ve büyükşehir belediyesinin imzası bulunmaktadır. İşte bu olay Ak Parti’nin kendi ekibi, kadroları veya tabanının ölçüsüz taleplerini karşılamak ve onları denetim altında tutmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.”
Katılmadım çünkü parçası olamazdım
Toplantıya davet edilen ancak katılmayan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, gerekçesini dün gazetedeki köşesinde anlattı. Koptaş, şunları yazdı: “Salı günü, Başbakan Erdoğan, konuşmasında yine insanları aşağılayan, yine camide içki içildiği suçlamasına yaslanan, yine olayları komplolara bağlayan bir hava tutturdu.
Bu işin içinde samimiyet değil, bir halkla ilişkiler çabası gördüm. İnsanlar ölmüşken, hepimizin canı yanmışken, böyle bir çabanın parçası olmak istemem, istemedim.”