12.02.2013 - 14:21 | Son Güncellenme:
Yaprak KOÇER/SAMSUN (DHA)
SAMSUN’da, 10 Temmuz 2010 tarihindeki düğünde tabancayla ateş ederek 8 yaşındaki Damla Karadağ’ın ölümüne neden olduğu suçlamasıyla 5 yıl hapis cezasına çarptırılan 22 yaşındaki Harun Kılıç’ın Denetimli Serbestlik Yasası kapsamında serbest bırakılmasına anne Aytül Karadağ isyan etti. Kararı duyunca şoke olduğunu söyleyen Karadağ, "Kararı öğrendikten sonra kızımın fotoğrafında gözlerine baktığımda ülkemdeki adalet sistemi adına utandım. Kızımın mezarında kemikleri sızladı" dedi.
İstanbul’da oturan Aytül- Arif Karadağ çifti, 2010 yılının Temmuz ayında ilköğretim okulu öğrencisi kızları Damla Karadağ’ı da alıp Tekkeköy İlçesi Aşağı Çinik Mahallesi’nde oturan yakınlarını ziyarete gitti. Bir yakınlarının düğününe giden Karadağ çiftinin kızları Damla Karadağ oynayanları seyrederken, birden kanlar içinde kalıp yere yığıldı. Hastaneye kaldırılan küçük kızın başına kurşun isabet ettiği belirlendi. Talihsiz kız, 12 gün sonra da yaşamını yitirdi. Düğünde tabancayı ateşlediği belirlenen Harun Kılıç ile tabancanın sahibi olan amcası Muhtar 52 yaşındaki Şakir Kılıç gözaltına alındı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan amca Kılıç, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, yeğeni Harun Kılıç tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Samsun 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan yargılamalar sonucunda da 2011 yılı Eylül ayında sanık Harun Kılıç’a ’bilinçli taksir ile bir kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan 5 yıl hapis cezası verilirken, muhtar Şakir Kılıç da ’genel güvenliği tehlikeye sokmak’ suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Muhtar Kılıç kararla birlikte tutuklandı. Ancak yapılan itiraz üzerine 20 gün sonra tahliye oldu.
Tutuklu bulunan Harun Kılıç’a ise verilen 5 yıl hapis cezası Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi tarafından geçen yıl Ekim ayında onandı. Daha sonra da Kılıç, Samsun Kapalı Cezaevi’nden Bafra Yarı Açık Cezaevi’ne nakledildi. 2 yıldan az bir süre cezası kalan Harun Kılıç’ın dün, Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlanarak cezaevinden serbest bırakılmasına karar verildi.
’İKİ BENZER OLAYDA FARKLI KARAR NASIL OLUR’
Damla Karadağ’ın annesi Aytül Karadağ ise karara tepki gösterdi. Tahliye kararını dün Samsun’daki bir yakını ve kendisine arayan basın mensuplarından öğrendiğini söyleyen Aytül Karadağ, "Ülkemizde yasalar var ama uygulanabilirliği yok. Damla’dan bir yıl sonra aynı yerde aynı şekilde bir olay daha oldu. Orada silahı veren kişi hakkında 30 yıla kadar, suçu işleyen kişi hakkında da 50 yıla kadar ceza talebi var. Biz istiyoruz bir Allah’ın kulu çıksın desin ki ’Sizin olay şöyleydi ama bu olay da böyle, onun için 10 kat fazla ceza talebi edildi’ diye. Bana söylesin. Ben bir mantık bulamıyorum. Bir ülkede suç varsa cezası, karşılığı bellidir. Ama Artvin’de yaşanıyor farklı ceza, İstanbul’da, Bursa’da başka ceza. Bu insanlar zannetmesinler ki kendi başlarına gelmeyecek. Biraz empati kursunlar, ellerini vicdanlarına koysunlar. Onların çevrelerinde koruyucu kalkan yok, herkesin başına gelebilir" diye konuştu.
’ÜLKEMDEKİ ADALET SİSTEMİ ADINA UTANDIM’
Kızının ölümüne neden olan kişinin ömür boyu hapis cezası alması gerektiğini söyleyen Karadağ, şöyle konuştu:
"Ben zaten Damla’yı geri getiremeyeceğim. Ama bundan sonra bu tarz olayların yaşanmaması için daha yüksek cezaların olması lazım. Burada darp, hırsızlık yok, geri gelebilecek bir şey değil giden bir can. Sonunda ölüm olmuş. Bu davada bu son düzenleme ile kişinin serbest bırakılmasını kınıyorum ve şaşkınlık içerisindeyim. Kararı duyduğum sabah kızımın fotoğrafında gözlerine baktım. Ülkemdeki adalet sistemi adına kızımın gözlerine bakarken utandım mahcup oldum. Karşılığı bu kadar mı? Bu karar sonucunda kızımın mezarda kemikleri sızladı. Damlanın suçu neydi düğüne gitmek mi Gelini görmek mi? Çocuk ruhu mu?" diyerek şöyle devam etti:
Karara tepki göstermeye devam eden Aytül Karadağ, "Kızımı vuran yetişkin bir insan silahı eline aldığında sonucunu biliyor. Yazıklar olsun diyorum. Bu bir kamu davası . Bu davada mücadeleyi adalet bakanlığı bize bırakmamalıydı. Hem bireysel olarak mücadele ettik hem de sonucunda böyle bir durumla karşılaştık. Akıl almaz bir durum. Sonuç içler acısı" diye konuştu.
Aytül Karadağ, kendisinin davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmeyi istediğini ancak ailesi ve avukatıyla görüşme yaptıktan sonra karar vereceklerini söyledi.