Gündem ‘Dindarlara ağır baskı sandığa oy patlaması olarak yansıyor’

‘Dindarlara ağır baskı sandığa oy patlaması olarak yansıyor’

20.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Sosyolog Prof. Dr. Nur Vergin (80), açıklamalarıyla bir dönem en çok tartışılan isimlerden biriydi. Paris Sorbonne Üniversitesi’nde sosyoloji eğitimi aldıktan sonra 1973’te Türkiye’ye dönen Vergin,  İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde çalışmaya başladı. Aynı üniversitede Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde profesör unvanını aldı. Sonrasında Marmara ve Bilkent üniversitelerinde çalışmalarını sürdüren Vergin, “Siyasetin Sosyolojisi”, “Türkiye’de Tanık Olmak”, “Din, Toplum ve Siyasal Sistem” gibi önemli çalışmalara imza atarken, bir dönem ise tartışmaların odağındaki isim oldu. 

‘Dindarlara ağır baskı sandığa oy patlaması olarak yansıyor’

 

Vergin, 2008’de Vatan gazetesinden Mine Şenocaklı’ya verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. “AKP 10 yıl daha iktidarda kalır” diyen Vergin, şunları söylemişti: “Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’de dindar insanlara öyle ağır baskılar yapılmış ki işte bu baskılar şimdi bir oy patlaması halinde sandığa yansıyor. O kadar baskı vardı ki. Bir örnek vermek istiyorum. Ben laik kesim içinde doğdum, büyüdüm ve öyle devam ettim yaşamaya. Yıllar önce yeni bir eve geçmiştim ve içimden Kur’an okutmak geldi. Anneme, ‘Bir hoca çağırıp okutsak’ dedim. ‘Ya iyi olur’ dedi. Fakat sonra ‘Komşular ne der’ diye düşündüm. Bir hafta sonra aynı apartmanda bir Musevi ayini yapıldı ve hiçbir şey olmadı. Demek ki belirli yerlerde Müslüman Türkler üzerinde yasal olmamakla beraber böyle bir baskı vardı.”

Haberin Devamı

‘Hiper Beyaz Türk’

Vergin, bu sözlerinin ardından kendisine yapılan eleştirilerle ilgili beş yıl sonra sessizliğini bozmuştu. 2013’te verdiği röportajında “Beni mahvettiler. Sağlığım bozuldu” diyerek, şunları söylemişti:  “AKP’nin dalkavuğu olarak takdim edildim. AKP iktidarı öncesinde sattığım bir arsaya imar izni almak istemişim... Bu nedenle ‘AKP 10 yıl daha iktidarda kalır’ demişim. Bu bir temenniymiş, insan istemediğini söylemezmiş. İyi de ben partizan değilim ki, bir tespit yapıyorum ve bu gerçekleşme açısından isabetli ya da isabetsiz olabilir! Neler yazıldı... Saçlarımı yıkamış ve Fransız usulü bir eşarpla gittiğim kuaför diyor ki ‘Okudum sizi, anlaşıldı, siz de başınızı örtüyorsunuz’. Oysa saçımı yaptırmaya gelmişim! Böyle bir ortam yani. Beni mahvettiler. Sağlığım bozuldu. Affetmem! Çünkü kötü niyet vardı. Laiklikten yana olduğum yazılarım ve genel duruşumdan belli. Ama ikide bir ‘Elhamdülillah laikim’ diyecek halim de yok. Bir arkadaşım ‘Sinir bozan, senin gibi bir aileden gelen ‘Beyaz Türk’ün bunları söylemesiydi’ dedi. Kabul, yetiştirilme ve yaşam tarzım hiper Beyaz Türk olabilir. Hatta bazen diyorum, ‘Kim Beyaz Türk kim değil, gelsinler bize sorsunlar’. Bazıları  kendilerini Beyaz Türk ilan ediyor da.”

Haberin Devamı

Atatürk’ün silah arkadaşının torunu

Prof. Dr. Vergin aynı zamanda Atatürk’ün silah arkadaşı Nuri Conker’in torunu, babası ise diplomat Mahmut Conker.  Vergin, bir röportajında şunları söylemişti: “Bana mükemmel bir baba olmuş Nurettin Vergin babamı incitmemek için. Bir de üniversitelerde yoğun bir Kemalist iklim varken benim öz babamın (Mahmut Conker, diplomat) babası Nuri Conker’in (TBMM Başkanvekili, Ankara Valisi, Atatürk’ün Balkan Savaşı, Trablusgarp, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda silah arkadaşı) Atatürk’e yakınlığı nedeniyle ‘Bakın ben kimin torunuyum’ demek gibi olacaktı. Annem ve babam, ben beş yaşımdayken boşandı. Mahkeme beni anneme (Müşerref Hanım) verdi. Annem  sonra Nurettin Vergin babamla evlendi. O iyi bir üvey baba değildi, bir babaydı.”