Gündem ‘Hürrem Sultan müthiş zekiydi’

‘Hürrem Sultan müthiş zekiydi’

05.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Ukrayna'da araştırma yapan sanat tarihi profesörü Nurhan Atasoy, hem Osmanlı’nın bu ülkedeki izlerini hem de Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi, Ukraynalı Hürrem Sultan’ı anlattı.

‘Hürrem Sultan müthiş zekiydi’

AYŞE ÖZDEMİR - Sanat tarihi profesörü Nurhan Atasoy, araştırma için birkaç kez gittiği Ukrayna'ya yönelik Rusya saldırısını izlerken içinin parçalandığını söylüyor; "İnsani drama üzülürken aklıma bana Ukrayna'daki çalışmalarımda çok yardım eden Yunus Emre Enstitüsü'nün mensupları geldi. Hemen enstitünün başkanını aradığımda tahliye edildiklerini öğrenince Ukrayna'daki sanat eserlerini merak etmeye başladım. Ukrayna'ya ilk kez çadırları incelemek için gittim ve Osmanlı çadırlarını örnek aldıklarını gördüm. Ayrıca bazı Osmanlı ipekleriyle karşılaştım. Gerçekten de Osmanlı sanatından çok etkilenmişler. Başkent Kiev'deki tarih müzesinde birçok belge vardı. Bu belgelere o zamanlar tezhip yerine bir süsleme yaparlardı, Ukraynalılar bu süslemeyi yapamamış. Ama çok güzel Osmanlı kumaşlarını kesip, süsleme olarak belgelere yapıştırmışlar."

Haberin Devamı

'HEYKELİNİ DİKTİLER'

Ukrayna'nın Lviv şehrinde de araştırmalar yapan Prof. Dr. Nurhan Atasoy, İstanbul'da Ayasofya'nın karşısında bulunan ve Mimar Sinan'ın eseri olan Hürrem Sultan Hamamı üzerine çalışma yaparken de Osmanlı tarihinin bu güçlü kadınını incelemiş. Atasoy, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan ile ilgili şunları söyledi: "Hürrem Sultan'ın orijini hakkında kesin bir bilgi yok. İtalyanlar sahip çıkıyor. Bazı kişiler İtalya'dan getirilmiştir diyor. Ama Ukraynalılar da Hürrem Sultan'a sahip çıkıyor ve Lviv'e yakın Rohatyn adlı bir kasabada bir papazın kızı olarak doğduğuna inanılıyor. Hürrem Sultan'ın gerçek adı Roxelana da Kanuni'nin eşi olunca Ukrayna'da çok popüler olmuş. Bugün bile Rohatyn'da yaygın olarak kullanılıyor. Ayrıca Rohatyn'da Hürrem Sultan'ı temsilen bir heykel de yapıldı. Ukrayna'da bizim çok sayıda mimari eserimiz var. Bombamdımanda ne olduklarını merak ediyorum. Çünkü kaybolan bir sanat eserini yerine koymak mümkün değil."

Haberin Devamı

‘SULTANIM BIYIĞINIZIN TEK KILIYLA BİLE MUTLU OLURUM’

Prof. Dr. Nurhan Atasoy, Hürrem Sultan’ın kişisel özelliklerini de şöyle anlattı: “Hürrem Sultan fevkalade akıllı, çok zeki bir kadınmış. Çok kıvrak bir zekâsı var. Düşünün, Kanuni Sultan Süleyman gibi bir adam, öyle ki hayatında onlarca kadınla birlikte olabiliyor. Hürrem Sultan hepsinin arasından tek başına çıkmış. Topkapı Sarayı’nda o kadar güzel mektupları var ki... Bilindiği gibi Kanuni Sultan Süleyman hayatının çoğunu askeri seferlerde geçirmiştir ve bu seferlerde de hep mektuplaşmışlardır Hürrem Sultan ile. Hürrem Sultan bir mektubunda diyor ki Kanuni’ye; ‘Sultanım bana para göndermişsiniz ama bıyığınızın tek kılını da gönderseniz dünyalar kadar sevinirim’. Kanuni de ona çok güzel mektuplar yazmış. Zaten Kanuni de çok duygulu bir insan, şiirler yazıyor. Hürrem Sultan müthiş akıllı bir kadın olduğu için Kanuni’yi avucunun içinde tutabilmiş. Ayrıca Hürrem Sultan bir sürü hayır işi yapmış. İmparatorluğun birçok yerinde yaptırdığı eserler arasında fakirler için inşa ettirdiği imaretler de yer alıyor. Fevkalade etkileyici bir şahsiyet.”

Haberin Devamı

 ‘TÜRKİYE - UKRAYNA İLİŞKİLERİ 1648’DE BAŞLADI’

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mahir Aydın çalışmasında şunları yazıyor:

Atatürk 1922’de şöyle der: “Ukrayna ve Türkiye’nin iki komşu ülke olduğunu söylemek mümkündür. Kuzeye dikkatli bakın. Bir an denizin olmadığını düşünürseniz, Türkiye ve Ukrayna’nın birbirine daha yakın ülkeler olduğunu görürsünüz.” Karadeniz’in en güzel kıyıları, Ukrayna’nındır. Ukrayna’nın güzel insanına örnek, Muhteşem Süleyman’ın gözdesi, Hürrem Sultan’dır. Onun için Rohatin kentinde bir anıt dikilidir. Çünkü Kanuni Sultan Süleyman’ın aklını başından alan Hürrem, bu kentte dünyaya gelmiştir. Ukrayna’da yerleşim 3.000 yıl öncesine uzanır. Kimmerler ile başlayan süreçte etkili olanlar; İskitler, Gotlar, Hunlar ve Slavlardır. Ukrayna’nın erken tarihini 882 - 1132 arasındaki Kiyev Prensliği ile başlatmak yerinde olur. Bu ilk Slav devleti döneminde Ukrayna, Rutenya olarak tanımlanır. Türk kaynaklarında Ukrayna kavramı, 1500’lerin başından beri coğrafya terimi olarak yer alır. 1917 Bolşevik Devrimi’nin ardından Guruşevski, Ukrayna Merkez Konseyi olan Rada’nın başkanı olur. Aynı yıl, Ukrayna Halk Cumhuriyeti kurulur. Türkiye, Ukrayna’yı ilk tanıyan ülkeler arasında yer alır. 1918’de Ahmet Muhtar Bey büyükelçi, Ahmet Ferit de konsolos olarak Kiyev’e gider. Ukrayna da önce Sukovkin ve ardından Lotoçki’yi İstanbul’a gönderir. İki ülke arasında siyasi, ekonomik ve kültürel anlaşmalar yapılır. Türk Kurtuluş Savaşı’na destek için Frunze başkanlığında bir heyet, 1 milyon 100 bin altın ile Ankara’ya gelir. 1922’de Türkiye - Ukrayna Barış ve Kardeşlik Antlaşması imzalanır. 1932’de ise İnönü Kiyev’e giderek, Ukrayna İlimler Akademisi’nin etkinlikleri konusunda bilgi edinir. İki ülke arasındaki bilimsel paylaşım yoğunluk kazanır. Ancak İkinci Dünya Savaşı’yla birlikte komşuluk bağları yarım yüzyıl kopar. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla Ukrayna da 1991’de bağımsızlığını ilan eder. Türkiye, Ukrayna’nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olur.