GündemMustafa Kemal'in resmi uğruna göz hapsine alındı

Mustafa Kemal'in resmi uğruna göz hapsine alındı

10.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Latife, kurtuluş için bir adak dilemişti. Mustafa Kemal İzmir'e muzaffer olarak girerse, onu mutlaka evinde misafir edecekti. Hayranlık duyduğu Mustafa Kemal'in fotoğrafını göğsünde taşıyordu

Mustafa Kemalin resmi uğruna göz hapsine alındı

SUNUŞ Atatürk'ün eşi olarak tanıdığımız Latife Hanım'ın yaşamı üzerine çok da fazla bir şey bildiğimiz söylenemez. Bildiklerimiz daha çok evli oldukları iki buçuk yıllık dönemle sınırlı. Üstelik bu bilgilerin çoğu Latife Hanım'ın kişiliğini anlamayan, entelektüel birikimini görmek istemeyen kişilerin anılarına dayanıyor. Latife Hanım, Atatürk'le evlendiğinde 22, boşandığında 25 yaşındaydı. Ayrıldıktan sonra sırları ve acılarıyla 50 yıl daha yaşadı ve 75 yaşında öldü. Latife Hanım'ı örten sır perdesi bir türlü aralanmadı, gerçekten kim olduğu anlaşılamadı. Bu araştırma, Latife Uşşaki'nin karanlıkta kalmış yaşamını ve Atatürk'le evli olduğu iki buçuk yıl boyunca Türkiye'nin modernleşmesinde oynadığı rolü ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Bu araştırma, bugüne kadar dikkate alınmayan ya da bilinmeyen pek çok yerli-yabancı kaynağa ve Latife Hanım'ın yakınlarının anlattıklarına dayanıyor. Latife Hanım, politikayla ve Türkiye'nin geleceğiyle çok yakından ilgilenen, kocasının arkasında değil yanında durmayı ilke edinmiş bir kadındı. Evliliği sırasında Mustafa Kemal'in yardımcısı olarak kabul edildi. Boşanmalarının ardından dışlandı; zaman zaman kapısının önüne nöbetçi kulübeleri dikildi, potansiyel bir tehdit muamelesi gördü. Atatürk hayattayken Latife Hanım'a saygılı davranmaya özen gösterenler, Atatürk'ün ölümünün ardından Latife Hanım'a karşı bir karalama kampanyasına giriştiler. Dünya basını, Latife Hanım'ı ilk günden itibaren bir kadın hakları savunucusu olarak tanıdı ve tanıttı. Latife Hanım, gerçekleştirilen reformlarda rol oynadı. Türkiye'de hemen hemen hiç vurgulanmayan bu gerçeği, Türkiye'nin ilk kadın avukatı, Süreyya Ağaoğlu Cumhuriyet'in 50. yılında, onuruna düzenlenen törende hatırlattı: "Ömrümün sonuna kadar Türkiye'ye ve bilhassa Türk kadınına yapmış olduğu hizmetler için Atatürk'ü ve başlangıçta yardımcısı olan Latife Hanım'ı hatırlamayı bir vazife biliyorum" diyerek gerçeği anlatmaya çalıştı. Uşakizade Ailesi'nden Muammer Erboy ile Emine Uşaklıgil'e katkıları için teşekkür ediyorum. Başına gelenlere çok öfkelenip İzmir'in önde gelen bir yetkilisine, "Buraları düşman işgal etti ama, Mustafa Kemal memleketi kurtaracak" diye zehir zemberek bir mektup göndermişti.Latife'nin mektubu, yolunu şaşırıp Yunanlı askerlerin eline geçince onu evinde göz hapsine almışlardı. İzmir'in ünlü ailesi Uşakizadeler'in kızı Latife, tam üç aydır evinde göz hapsindeydi. Latife, Sakarya Savaşı'nın ardından çok heyecanlanmış, "Ben artık buralarda duramam" diyerek, 1921 sonbaharında, üniversite eğitimi gördüğü Paris'ten ayrılıp İzmir'e dönmüştü. İzmir'in işgalinden sonra Güney Fransa'ya yerleşen aile, Latife'nin bu isteğine engel olamamıştı. Gümrükten geçerken Yunanlı görevliler, ondan casus diye şüphelenip üstünü başını didik didik aramışlardı. Bir dergiden kesip boynundaki madalyona yerleştirdiği Mustafa Kemal fotoğrafı başını belaya sokmuştu. Cesaretine, yurtseverliğine ve liderliğine büyük hayranlık duyduğu Mustafa Kemal'in fotoğrafını göğsünde taşıyordu. Kapısında sürekli iki Yunan askeri nöbet bekliyor, her saat başı işgal askerleri tarafından kontrol ediliyordu. Sonu gelmeyecek bir kâbus yaşıyor ama asla kaçmayı aklından geçirmiyordu. Umudunu yitirmemişti. Kurtulacağına emindi. 9 Eylül günü, kapısında nöbet bekleyen Yunanlı askerler ansızın ortadan kayboldu. Kuvayı Milliye Ordusu İzmir'e giriyor, Türk mahallelerinden sevinç çığlıkları yükseliyordu. Geri çekilen işgal askerlerinin telaş ve gürültüsünü duyuyordu. Tutukluluğu sona ermişti; artık özgürdü. Yalnız Latife'nin değil, o gün bütün İzmirli kızların kalbi Mustafa Kemal için çarpıyordu. Tavan aralarında gizli gizli, kırmızı kumaşlara inciyle ay-yıldız işliyorlardı. Mustafa Kemal'i karşılayacak İzmir'i bayraklarla donatmak için... Yanık yüzlü, tığ gibi endamlı, engin bakışlı, yakışıklı masal kahramanını karşılamaya hazırlanıyorlardı.Tekerlekleri kırmızı beyaz kurdele sarılı; kenar çemberleri küçücük pembe güllerle bezenmiş arabası, otomobilden çok yürüyen bir gül bahçesini andırıyordu.Latife de Mustafa Kemal'i karşılayan İzmirlilerin arasındaydı.Genç kadın, kurtuluş için bir adak dilemişti. Eğer Mustafa Kemal İzmir'e muzaffer olarak girerse, onu mutlaka evinde misafir edecekti, şehre giren askerlere hediyeler dağıtacaktı. Yunan askeri kayboluyor Hayranı olduğu komutanı evinde misafir etmeye kararlı olan Latife, bir davet mektubu yazdı. Emir eri Ali Metin'e göre Mustafa Kemal, mektubu alınca bir Türk kızının kendisini davet etmesine çok memnun olmuştu. Latife, 10 Eylül sabahı da lokum, şeker ve sigaradan oluşan adak paketini eline aldı, Göztepe'deki köşkün körfeze hâkim verandasının merdivenlerinden inip kendinden emin adımlarla yoluna devam etti. İzmir'in kurtuluşu için adadığı sigara ve lokumları dağıttıktan sonra karmakarışık duygularla evine geri döndü. Ama çok garip bir durumla yüz yüze geldi. Üzerlerinde tuhaf giysiler olan silahlı kişiler evini kordon altına almışlardı. Mustafa Kemal'in Karadenizli korumalarıydı bunlar. Ama tabii böyle bir şey hiç aklına gelmedi. Şaşkınlık içinde suratlarına baktı. Bahçe kapısına yaklaşınca, "Yasak, giremezsin!" diye bir ses yükseldi. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. Üç aydır göz hapsinde tutulduğu için kapı dışarı çıkamadığı eve, bu kez de giremiyordu. Davet mektubu yazıyor Latife'nin ömür boyu sırdaşı olan kız kardeşi Vecihe İlmen, Atatürk'ün Uşakizadeler'in Göztepe'deki evine nasıl geldiğini 1984 yılında Yalçın Pekşen'e şöyle anlatmıştı:"O sırada İzmir Belediye reisi olan zat, benim dedemin kâtibi Halim Efendi'ye telefon etmiş. Sizin köşke gidebilir miyiz? diye. Tabii babama bile sormadan, 'baş üstüne' demişler. Atatürk de, 'Hemen gidelim' demiş. Yani evdekilerin haberi olmadan Atatürk bizim eve geliyor. Yanında rahmetli Cevat Abbas, yaveri Resuhi Bey ve Salih Bozok var. Evde de hiç kimse yok. Yalnız uşaklar bir de dadım. Latife Hanımefendi de bir adağı var, onu adamaya gitmiş. 'Biz bu düşmandan kurtulursak adak yapacağım, askerlere hediyeler vereceğim' demiş. Lokum, sigara, şeker falan götürüyor adak olarak. Bu sırada da Atatürk eve geliyor. Bizim ev Göztepe'de bütün İzmir Körfezi'ne hâkimdir. Çok güzel bir ev. Atatürk evi geziyor, odaları beğeniyor. Hatta hangi odada yatacağını, nerede çalışacağını bile söylüyor ve, 'Ben burada kalayım' diyor. Ama evin sahiplerini tanımıyor. O sırada Latife Hanım dönüyor. Bir de bakıyor, kapıda Karadenizli neferler nöbet tutmuş. Yasak diyorlar kardeşime.'Benim evim burası' diye direnince, teğmen gelmiş 'Peki hanımefendi' demiş, içeri bırakmışlar."Latife, ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Ayak ayak üstüne atmış, ev sahibi gibi koltukta oturan, çok yakışıklı, sarı saçlı erkeği görüyor. Adağını yerine getirmeye gittiği sırada mucize mi gerçekleşmişti, yoksa rüya mı görüyordu...Mustafa Kemal hiçbir şey olmamış gibi sakin, sigarasını içiyor ve uzaklara bakıyor. Birdenbire karşısında beliren genç kızı görünce nezaketle ayağa kalkıyor. Latife'nin, yüreğindeki şaşkınlık, heyecan, şükran dolu karışık bu duygu selini bastırması mümkün değil. Kendisine uzanmış eli görünce, "öpeyim" diye sarılıyor. "Küçük Hanım ben el öptürmem, hanımların eli öpülür" yanıtını alıyor. Evde ilk karşılaşma Birkaç saniye sonra konuşmaya başlamışlardı. Latife ona durmadan teşekkür ediyordu. Mustafa Kemal kısa konuşmaları sırasında Latife'nin İzmir'e dönüş hikâyesini dinlemiş, boynundaki madalyonda kendi resmini taşıdığını öğrenmişti. Sohbet kısa sürdü ama, Mustafa Kemal Paşa, Latife'nin özel bir kadın olduğunu hemen anladı.Evde kalabilmek için Latife'nin iznini istedi. "Ben burayı çok beğendim. Müsaade eder misiniz burada oturayım?" diye sordu. "Tabii, ne demek, şeref duyarız Paşam" yanıtını aldı. Ne var ki, Mustafa Kemal, Latife'yi gördükten kısa süre sonra fikrini değiştirdi ve karargâhını Uşakizadelerin evine taşımaktan vazgeçti. O günlerin gazetecisi Ahmet Emin Yalman'ın anlatımına göre, "Evde çok canlı ve çok hareketli bir genç kız bulunduğunu görünce, karargâhını ikinci derecede münasip bir binada kurmaya karar kıldı." Ancak büyük İzmir yangını Mustafa Kemal'in kararını değiştirmesine neden olacaktı. Özel bir kadın Efsane gibi tekrarlanan ve yaygın olarak bilinen ilk tanışma öyküsü ise kız kardeşi Vecihe İlmen'in anlattıklarından oldukça farklı. Diğer öykü şöyle:Peçesiz, yüzü açık şık giyimli bir genç kız Mustafa Kemal'in karargâhına geliyor, ısrarla onunla görüşmek istediğini söylüyor, odasına girip kendisini tanıtıyor ve evine davet ediyor. İçinde Mustafa Kemal fotoğrafı olan madalyonu Gazi'ye gösteriyor. Ailesinin yurtdışında olduğunu söylüyor ve Mustafa Kemal'i misafir etmek istiyor. Atatürk biyografilerinde tanışmanın öyküsü hep böyle anlatılıyor.Ancak, karargâh diye anlatılan yerin, Uşakizade Köşkü olduğunu bu öyküyü aktaranlar fark etmeyip belirsiz bir karargâhtan söz ediyorlar. Aslında burası Latife Hanım'ın Göztepe'deki eviydi.Mustafa Kemal, ilk tanışmalarının üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, Akşam gazetesi yazarı Necmettin Sadak'a, Armstrong'un Bozkurt kitabı ile ilgili düzeltmeleri yazdırırken, biyografilerde yazılan "ilk karşılaşma" anlatısının da doğru olmadığını not ettirmişti. Karargâha gelen genç kız efsanesi Mustafa Kemal Paşa, Latife ile karşılaşmasını Halide Edip'e anlatmıştı:Mustafa Kemal Paşa o akşam pek neşeliydi. Latife Hanım isminde genç bir hanımla tanışmıştı. O gece bu genç kadın hakkında bir hayli konuşuldu. "Bu Küçük Hanım sizi tanıyor ve sizden hocam diye söz ediyor!" dedi. Kolejin hazırlık sınıfında karşılaşmışız. Paşa, Latife Hanım'ın kendisine âşık olduğunu hayal ediyordu. Gerçi o günlerde, bütün kadınlar boyunlarında onun fotoğrafını taşıyor olabilirlerdi. Âşık olmaları gerekmiyordu. Aşk, bu sırada Mustafa Kemal'in başına gelebilecek en iyi şeydi. Fısıldayarak şöyle demişti: "Boynunda, benim resmim olan bir madalyon taşıyordu. Yanıma geldi ve bana 'Kızdınız mı?' diye sordu.""Niye kızayım ki!" dedim. Mustafa Kemal, Latife'den söz ederken kıkır kıkır gülüyordu. Tanışmanın duygularını Halide Edip de anlattı Mustafa Kemal'i ürküten genç kız..."Nefis piyano çalıyor, Faust'u ezbere okuyordu" YARIN

KEŞFETYENİ
Survivor'da yine olay! İsmail Balaban'ın cezası belli oldu
Survivor'da yine olay! İsmail Balaban'ın cezası belli oldu

Cadde | 15.05.2025 - 00:38

Acun Ilıcalı konseyde İsmail'in aldığı cezayı açıkladı. İşte Survivor'da merak edilen detaylar...

Yazarlar