02.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Erdoğanın çocuklarını ABDde okutan Gür, kızının sevgilisinin canına okudu AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın çocukları Esra, Sümeyye ve Bilalin ABDdeki eğitim masraflarını karşılayan işadamı Remzi Gür hakkında Almanyada "yakalama" emri bulunduğu ortaya çıktı. Hechingen Savcılığı, 20 Ağustosta tüm sınır kapılarına bir yazı yazarak, Gürün "adam yaralamak" ve "tehdit etmek"ten arandığını bildirdi. Yakalama emrinin, Stuttgartta yaşayan Ümit Kartalın açtığı dava sonucu verildiği anlaşıldı. Stuttgartta kendisine ait bir telefon dükkanı bulunan Ümit Kartal ile Remzi Gürü karşı karşıya getiren olayın nedeni bir aşk hikayesi. SOKAKLARDA KOVALAMIŞ Ümit Kartal ile Gürün kızı Tuğba, 3 yıl önce Kastamonuda tanıştı, arkadaşlıkları kısa sürede aşka dönüştü. Ancak iki genç, ilişkilerini baba Güre kabul ettirmeyi başaramadı. "Tuğba ile 1999da Kastamonunun Abana ilçesinde tanıştık. Sonra o İngiltereye, ben Almanyaya döndük. Telefonla görüşüyorduk. 3 ay böyle sürdü. Sonra beni Londraya çağırdı. Londrada bir hafta kaldım, birlikte gezdik, tozduk. Yine telefonlaşıyorduk" sözleriyle yaşadığı aşkı anlatan Kartal, baba Gürün kendisini Londra sokaklarında kovaladığını ve ölümle tehdit ettiğini söyledi. Kartal, baba Gürle karşılaştığı gün yaşadığı dehşeti ise şöyle özetledi: KAMERADA GÖRÜNTÜSÜ VAR "1 yıl sonra tekrar Londraya gitmiştim. Tuğba ile yemek yiyorduk. Sırtım kapıya dönüktü. Birden kafamda bir şişe patladı. Kan revan içinde yere düştüm. 50 - 55 yaşlarında bir adam, elinde kırık şişeyle duruyordu. Tuğba Baba yapma ne olur diye bağırıyordu. O da bir yandan küfrediyor, bir yandan beni tekmeliyordu. Tuğbaya da vurmaya başladı. Sokağa fırladım. O da peşimden koşuyor, Seni öldüreceğim diye bağırıyordu. Bir sokağa girdim. Yanımda bir İngiliz askeri durdu, beni Barnet Hospital adlı hastaneye getirdi. Hastane yetkililerine peşimde bir adam olduğunu anlattım. Polis çağırdılar. Gür peşimden gelmiş, üstünü kanlı görünce yakalamak istemişler, kaçmış. Daha sonra bana kamera kayıtlarından görüntüsünü gösterip, o olup olmadığını sordular. Tuğbayı düşündüğüm için yalan söyledim. O sırada Tuğba, ablasıyla geldi. Babasıyla görüşmek istedim. Remzi Gürün kardeşi Bilal Gür de oradaydı. Bir daha İngiltereye girersen seni öldürürüz dedi. Otele döndüm. Tuğba arayıp, Babam seni öldürecek, kaç dedi." BİRBİRİMİZDEN KOPAMADIK Her şeye rağmen birbirinden kopamayan iki genç, gizlice görüşmeye devam etti. Tuğba, babasının insafa geleceğini düşündü. Ancak olayların istedikleri gibi gelişmediğini söyleyen Kartal bundan sonrasını şöyle anlattı: "Tuğba gizlice Almanyaya gelip bir hafta kaldı. Babasına Ümiti seviyorum. Evleneceğiz dedi. Ancak babası, Olmaz, o çocuk ölecek demiş. Sonra araya ablası girdi ve Tuğba Londraya döndü. Eylül 2001de yine geldi. Tekrar ablası araya girdi. Babamı razı edeceğim, söz dedi. Tuğba yine döndü. Fakat sözlerini tutmadılar. Ocakta Tuğba geri gelince imam nikahı yaptık. Çünkü resmi nikah işlemleri 3 ay sürüyordu. O İngiliz, ben Alman vatandaşıyım. Durumu ailesine bildirdik. Yine tehditler başladı. Polise gittik. Bu arada Remzi Gür Almanyada yaşayan Fuat Ünlü adlı bir akrabasını aracı olarak gönderdi. Stutgarta dönünce bir hafta hastanede yattığını anlatan Kartal, "Tuğbayla telefonla konuşuyorduk. Babasının benimle olmasını istemediğini anlattı" dedi. Kartal, ev ve işyeri adreslerini öğrenen Remzi Gürün daha sonra kendisine telefon açarak "Seni evinin önünde astıracağım" dediğini de ileri sürdü. KABUL ETTİ, SONRA CAYDI Polisin yanında konuştuk. Evlenmemize izin vereceklerdi. Ancak Ünlü, Tuğbayı kendi evine götürmek istedi. Polis, Almanya dışına kaçırılmaması için Tuğbanın pasaportuna el koydu. Birkaç gün sonra Tuğbanın amcası geldi. Remzi Beyin evliliğimizi kabul ettiğini, namus sözü verdiğini söyledi. İnandık. Tuğba döndü. Yine Remzi Beyin vazgeçtiğini söylediler. Şok oldum. Tuğba telefonda ağlıyor, arkadan babasının Sen bu çocuktan ayrılacaksın. Yoksa seni öldüreceğim diye bağırışları geliyordu. Sonra Tuğbayı Türkiyeye kaçırdılar." Almanyada açtığı davanın, Gürün ikametgahı İngilterede olduğu için askıya alındığını, ancak savcılığın tüm sınır kapılarına "yakalama" emri gönderdiğini belirten Kartal şöyle devam etti: "Bana çok acı çektirdi. Dükkanımı kapatmak zorunda kaldım. Aile düzenim bozuldu, sinir hastası oldum. Tuğbayı seviyorum. Parasında gözüm yok."