TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, eşini Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i uğurlama törenine getirerek, tesettürü resmi protokole sokmasıyla başlayan tartışma, bir yanlışı ortaya çıkardı. İlahiyatçılar, bugün başı iyice örterek çene altından bağlanan, etekleri gögüs hizasına kadar uzatılan örtüye türban denemeyeceğini, Avrupa’da moda haline geldikten sonra Osmanlı’da ve Türkiye’de yaygınlaşan sarık benzeri başlığın türban olduğunu söylediler.
FRANSA’DA MODA OLMUŞTUÇanakkale 18 Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Nasuhi Karaaslan, türban kelimesinin 16. yüzyılda tülbent sözünden Fransızca’ya girdiğini, bugün kullanılan anlamın yanlış olduğunu belirterek, "Sarık biçiminde başa sarılan türban, Paris’te bir dönem moda bile olmuş. Avrupalı modern kadınlar türban takmış. Bugün kullanılan şeye türban denilmesi doğru değil" dedi.
BİZE AVRUPA’DAN GELDİMarmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Saim Yeprem de, türbanın Avrupa’dan Osmanlı’ya geçen bir moda olduğunu söyledi. Yeprem, Osmanlı’nın
son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında "sıkmabaş" diye tabir edilen başörtüsünün yaygın olarak kullanıldığını, bugünkü başörtüsünün sıkmabaşın daha moderni olduğunu ifade etti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Erzurum’dan dün gelen ailesiyle makamında buluştu. Erzurum’da sokağa çıkmadığı ve çarşaf giydiği gündeme gelen Sağlık Bakanı’nın türbanlı eşi Şeyma Akdağ (37), çarşaf giyip giymediği yönündeki soru üzerine, "Hayır hiç çarşaf giymedim, görüyorsunuz" yanıtını verdi. Bakan Akdağ da çocukları türbanlı kızı Cemile (15), İstanbul Fen Lisesi’nde öğrenimini sürdüren Muhammed ve küçük kızı Havva Nur’u basına tanıttı.
TÜRBAN: İnce kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan baş sargısı anlamına geliyor. Uçları sarkmasın diye örtünün iç kesimine saklanır ya da başın tepesinde toplanır. Doğu kökenli olan türban, çeşitli modelleriyle bugün Avrupa modasında boy gösteriyor.
SIKMABAŞ: Bugün kız öğrencilerin türban dediği aslında eskiden sıkmabaş olarak adlandırılan örtü. Sıkmabaş, siyasi simge olarak nitelendiriliyor. Saçları tamamen örterken, ucu çenenin altında bağlanıyor ya da kumaşı geniş tutularak pardösünün omuzlarına, hatta göğüs seviyesine düşürülüyor.
BAŞÖRTÜSÜ: Türk kadınlarının geçmişten bugüne gelenekselleşen giyimi. En yaygın örtünme şekli olan başörtüsüne siyasi bir anlam yüklenmiyor.
PEÇE VE YAŞMAK: Yaşmak ve peçe bugün çok yaygın olmasa da Anadolu’nun bazı bölgelerinde, İstanbul’da Fatih Çarşamba semtinde hâlâ görülebiliyor. İki parçadan oluşan yaşmağın, alt kısmı buruna kadar ağzı kapatırken, üst parça ağzı ve alnı birlikte örter. Sadece gözleri açıkta bırakan peçe de yaşmakla birlikte örtülür.
ÇARŞAF: Kılık Kıyafet Kanunu’na ters düşmesine rağmen bugün Anadolu’da ve İstanbul’da örneklerine rastlanıyor. Başka renklerinin de giyilebilmesine rağmen genellikle siyah renkte olan çarşaf, başı örtüp bele pelerin gibi oturuyor, alt kısmında da aynı renk etek oluyor.