07.12.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
ARİF BALKAN
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem Merkezi, akıllı telefon ve tabletler için geliştirilen ‘Deprem Bilgi Sistemi’yle veri toplamaya devam ediyor.
Bu yılın Temmuz ayında iOS ve Android işletim sistemlerinin desteklediği uygulama mağazalarından erişimi mümkün olan uygulamayla vatandaşların depremi nasıl hissettiği dakika dakika Kandilli Rasathanesi veri merkezine yönlendiriliyor.
Deprem Mühendisliği master öğrencisi Cenk Tarhan tarafından hazırlanan uygulama, Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerin detaylarını kullanıcılara anlık olarak sunuyor. Uygulamayla deprem olduğunda internet tarayıcısına ya da herhangi farklı bir cihaza ihtiyaç duymadan deprem bilgilerine hızlı ve kolay bir şekilde erişme imkânı sunuluyor.
Hissedilen şiddet soruluyor
Uygulamanın yaratıcısı Tarhan, programın birkaç ana özelliğinin olduğunu belirterek, “İlki, olmuş depremleri an be an telefon ekranınızda tüm bilgi ve detaylarıyla görebiliyorsunuz. İkincisi, bulunduğunuz noktanın etrafında tarihte olmuş depremlerle ilgili bilgilendirici notların yer aldığı bölüm. Bir diğer bölüm ki en önemlisi bu, eğer bir deprem hissettiyseniz bunu nasıl hissettiğinizi Kandilli Rasathanesi’ne gönderme imkânı veriyor. Bu bilgilerin alınması rasathanenin veri tabanını genişletmek için oldukça önemli. Yer koşullarına göre deprem nasıl hissediliyor, çok geniş bir örneklemle birkaç saniyede veri almış olabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Uygulama 50 bin kez indirildi
Deprem bilgi sistemi, uygulama mağazalarından ücretsiz olarak indiriliyor. Bugüne kadar yaklaşık 50 bin kez indirilen uygulama, iki yıllık bir çalışmanın eseri. Geçen hafta Marmara’da meydana gelen depremde, depremi hisseden yüzlerce vatandaşın uygulama aracılığıyla rasathaneye geri bildirimde bulunduğunu kaydeden Tarhan kullanıcılara şu soruları sorarak veri topladıklarını anlattı:
“Çevrenizdekiler de bu depremi hissetti mi?’, ‘Yer sarsıntısını nasıl tanımlarsınız?’, ‘Depreme karşı tepkiniz ne oldu?’, ‘Deprem sırasında ayakta durmak veya yürümek zor muydu?’, ‘Raflardaki eşyalar devrildi veya düştü mü?’, ‘Duvarlardaki resimler düştü veya eğrildi mi?, ‘Mobilyalar veya beyaz eşyalar kaydı, devrildi veya yer değiştirdi mi?’, ‘Bina içinde hasar oluştu mu?” Tarhan, ne kadar çok insandan veri alınırsa sonuçların o kadar sağlıklı olacağını söylüyor.