17.08.2017 - 11:06 | Son Güncellenme:
Margaret Tait'in kendi annesini kameraya aldığı kısa film.
Manuela 17 yaşındaki oğlunun trafik kazası sonucu ölümünü görmüştür. Eşyalarına göz gezdirirken günlüğünü bulur ve okumaya başlar. Oğlu Esteban'ın kendisinden habersiz bir şekilde yıllarca ondan gizlediği babasını bulmaya çalıştığını fark eder. Bunun üzerine o da bir yolculuğa çıkar.
Efsane yönetmen Martin Scorsese'nin 1974 tarihli, erken dönem filmlerinden birisi "Alice Artık Burada Oturmuyor"... Standart bir Scorsese yapımı yok karşımızda, usta yönetmen bu defa bir kadının penceresinden olayları ele alıyor. Erkek egemen dünyada ayakta kalmaya çalışan ve dik durmaya gayret eden Alice'in mücadelesi beyazperde'de... Alice, kocası ölünce 11 yaşındaki oğluyla tek başına kalır. Parası ve yardım alabileceği kimsesi olmayan Alice, yeni bir hayata başlamak için Kaliforniya'dan Arizona’daki Phoenix'e taşınırlar. Phoenix'te hayat çok kolay değildir. Genç bir dul için garsonluk biçilmiş kaftan bir iştir ancak restorandaki sorunlarından daha fazlası, artık giderek büyüyen ve ergenlik sorunlarıyla hem kendisini hem de annesini bir hayli yoran oğlu tarafından yaratılmaktadır. Ben adında bir çiftçi ile yakınlaşır ancak bu adam da sağlam papuç değildir, şiddete eğilimleri vardır. Ellen Burstyn, bu filmdeki performansıyla en iyi kadın oyuncu Oskarı'nı vitrinine koymuştur.
Amelia kocasını 6 sene evvel, doğumdan hemen önce kaybetmiştir. Yalnız bir anne olarak yaşamanın zorlukları yetmezmiş gibi oğlu Samuel de fazlasıyla sorunlu bir çocuktur. Amelia bir gün Samuel'in kitapları içerisinde Mister Babadook adında gizemli bir masal kitabına rastlar. Kitabı oğluna okuduktan sonraysa Samuel rüyalarında Babadook canavarını görmeye başlamştır. Amelia oğlunu rahatlatmak için kitabı yok etmeye karar verse de Mister Babadook'tan kurtulmak hiç de kolay olmayacaktır.
Yaşlı bir anne ve orta yaşlı kızı, Jacqueline Kennedy Onassis'in teyzesi ve kuzeni, East Hampton'daki pis, çürüyen bir köşkte, tuhaf hayatlarını yaşıyor.
Fannie Hurst'un aynı adlı romanının ikinci film uyarlaması. İlk film 1934'te vizyona girmişti
Mamma Roma, yönetmenliğini Pier Paolo Pasolini' nın yaptığı 1962 tarihli bir İtalya filmidir. Başrolde Anna Magnani ve Ettore Garofolo 'nin yer aldığı filmde, fahişelik yaptığı uzun yılların ardından bu işi bırakıp oğlu ile sakin bir hayat kurmaya çalışan bir kadının dramatik hikâyesi anlatılmaktadır.
Michael Curtiz'in yönetmenliğini yaptığı film, ana karakter Bayan Mildred Pierce'ın kızı Veda'yı mutlu edebilmek için yaptığı fedakarlıkları konu alır.
Ana, yönetmenliğini Vsevolod Pudovkin yaptığı, 1926 yılı yapımlı Sovyet filmidir. Film 1905 Rus Devrimi yıllarında Çar'ın koyduğu kurallara karşı bir kadının mücadelesini konu alıyor.
Eva, Kevin'a hamile kaldığı gençlik yıllarında bütün kariyer planlarını ve hedeflerini bir kenara koyarak çocuğunu dünyaya getirmeye karar verir. Fakat annenin oğlu için hayatından yaptığı bu fedakarlık maalesef Kevin'in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatlarını ters yönde etkilemeye başlar. Kevin 15 yaşına geldiğindeyse lisedeki çete gruplarıyla takılmaya başlar ve hiç kimsenin hoş görmeyeceği olaylara karışır. Eva oğlunun hatalarından dolayı derin sorumluluk ve suçluluk duyarak, nerede yanlış yaptığını sorgulamaya başlar. Bu arada Kevin'in ayrıldığı babası ile yeniden iletişime geçmek durumundadır...