Arthur Golden'in best - seller kitabı "Bir Geyşanın Anıları"nı Spielberg sinemaya taşıyacak
Beyaza boyanmış yüzleri, kırmızı bir noktaya benzeyen dudakları, kalıp haline getirilmiş saplarıyla alışılagelmişin çok ötesinde bir beğeniye hitap eden geyşaların, en şaşaalı günleri çoktan bitti. Batı için gizemini koruyan bu kadınlar,
son birkaç yıldır popüler bir romanla "Bir Geyşanın Anıları"yla yeniden gündemdeler.
Bildiğiniz üzere geyşaların çay salonlarında beylere eşlik etmek gibi asli bir görevleri var. O çok "meşgul", gün içinde çok "yorulmuş" adımlara hoşça vakit geçirtebilmek için yıllarca
eğitim görüyorlar. Çay servisi, dans ve güzel, zekice konuşma uzmanlık alanları, hepsinin ötesinde güzel olmaları kesinlikle gerekiyor. Bu romanda da biraz "yaratık" gibi davranılan çünkü gözleri gri mavi olan geyşa Sayuri'nin öyküsü anlatılıyor.
Genellikle küçük yaşta fakir ailelerin sattığı kızlar eğer yetenekli görülürlerse eğitime alınıyorlar. Bu paralar her zaman göz korkutacak büyüklükte. Dünyada en bilinen fahişe çalıştırma yöntemi de bu anlaşılan. Ayrıca kıran kırana da bir mücadelenin içine giriyorlar. Ünlü bir geyşa olmadan metreslik mertebesine ulaşmak çok zor, büyük paranın döndüğü hatta açık artırmaya çıkan "bekarete veda" için yeterince popüler olmaları gerekiyor.
Sayuri bütün bu mücadelelerden geçiyor. Çok ünlü bir geyşanın çırağı olabilmesi sayesinde yeterince pahalı ve aranılan olabiliyor ama gizli eller tarafından himaye edilmesine rağmen hayatı pek de güllük gülistanlık olmuyor.
Japon kültürü üzerine çalışan ilk kitabıyla best-sellerlik mertebesine ulaşan Arthur Golden 1930 - 40 yılları arasında Japonya'daki geyşaların günlük yaşamlarını bu kitapta anlatıyor. "Bir Geyşa'nın Anıları" 1960'lı yıllarda Gion'da yaşamış ünlü bir geyşa olan Mineko Iwesaki ile yapılan söyleşiye dayanıyor.
Bu roman anı - biyografi ile romanın ilginç bir şekilde kaynaşmamamış bir hali. İkisi de var, ikisi de yok. Sayuri her şeyi anlatan olmasına rağmen derinlik kazanmıyor. Kötü kadın rakip geyşa biraz Brezilya dizilerindeki "kötülere" benziyor. Ancak Sayuri'nin de öyle fazla kırılgan, insansever olmaması biraz dengeliyor.
Spielberg'in film haklarını satın aldığını açıkladığı "Bir Geyşa'nın Anıları" üzerinde yüzyıllarca emek verilmiş bir mesleği ayrıntılarıyla anlattığı için yıllardır dünyada çok satıyor.